1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.02.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu7 Şubat 2006
https://p.dw.com/p/AbnY

Hazreti Muhammed karikatürlerinin Avrupa ülkelerinde yayımlanmasının ardından başlayan tartışmalar tüm hızıyla sürüyor. Konu, bugünkü Alman gazetelerinin yorum köşelerinde ağırlıklı olarak yer alıyor.

Mitteldeutsche Zeitung’un yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Muhammed karikatürlerine karşı protestolar ilk kurbanlarını verdi. Sıradaki kurban diplomasi olabilir. Tartışma mantık sınırını çoktan aştı. Bu nedenle bu kadar tehlikeli. Her iki tarafta da silahları indirmenin vakti geldi. Batı, basın özgürlüğünün kendisi için önemini açıkça dile getirdi. Ama bu her karikatürün yayımlanmak zorunda olduğu anlamına gelmiyor. Bu kadar kapsamlı bir hak, bu kadar büyük bir özgürlük aynı zamanda sorumluluk gerektirir. Tek bir gerçekliğe sahip olmakta ısrar ederek bu tartışma çözülemez.”

Cellesche Zeitung da İslam dünyasından ılımlı seslerin giderek daha fazla önem kazandığına işaret ederek Almanya’daki Müslüman derneklerinin şiddete mesafeli yaklaşan tutumlarının umut verdiğini belirtiyor. Gazetenin yorumunda, “Batı, köktendinci şiddet yanlılarını tüm İslam ile bir tutarsa, kültürlerin çatışmasını hedefleyen kışkırtıcılar hedeflerine ulaşmış olacaktır” ifadesi yer alıyor.

Almanya’da sözkonusu karikatürleri yayımlayan Die Welt gazetesi ise Batı dünyasının şiddet şantajına boyun eğmemesi gerektiği görüşünü savunuyor:

“Burada sözkonusu olan hoşgörü ya da saygı değil. Gevşek tepkiler, Avrupa’daki tartışma atmosferinin korku ve sindirilmeden ne kadar etkilendiğini gösteriyor. Daha fazla anlayış ve saygı için yapılan çağrıların hepsi, aramızda yaşayan ve özgür toplumlarımızın kurallarına uymak istemeyen saldırgan gruplara karşı cesaretsizlik ve çaresizliğin itirafıdır.”

Rhein Neckar gazetesinin yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:

“Karikatür fırtınası dindiğinde karşılıklı güvensizlik eskisine göre artmış olacak. İlk başta Danimarka’da tartışmayı alevlendirmek isteyenlerin, sonra başaramayınca ‘isimsiz kaynaklardan gelen’ ek materyalle Arap ülkelerine seyahat edenlerin istediği de açıkça bu. Bunu bilmek önemli. Çünkü bunu bilmek bizi, sadece krizden karlı çıkanlara ivme kazandıracak olan aldatıcı tevazu jestlerinden koruyacaktır.”

Maerkische Allgemeine gazetesi boykot tehditlerini ele almış. Gazetenin yorumunda Irak savaşına katılmayı reddeden Fransa’nın ürünlerinin ABD’de boykot edildiğine, ancak şu an kimsenin bu konudan bahsetmediğine dikkat çekiliyor:

“Fransa silaha sarılmayı reddettiğinde Amerikan süpermarketleri Fransız peynirini ve şaraplarını raflardan indirmişti. Bunda müşterilerin bu tür vatansever girişimlere pirim vermesinin rolü büyüktü. Şimdi ise hiçkimse bundan bahsetmiyor. Evet, Batı ile Arap dünyası arasında derin bir uçurum olabilir ama bu uçurum öncelikle kültürel ve siyasidir. Ekonomik olarak ise dünyada ülkeler artık sıkı sıkıya birbirine bağlı hale gelmiştir. İslam dünyasının Batı ülkeleri mallarını ciddi bir şekilde boykot etmesi pek mümkün değil. İran’da ya da Bahreyn’de belki Danimarka tereyağından vazgeçilebilir. Ama örneğin iş bir otomobil satın almaya gelince Batı’yı boykot zorlaşacaktır.”