1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

07.04.2011 - Avrupa basınından özetler

7 Nisan 2011

Avrupa basınının ağırlıklı konuları, İtalya'nın Lampedusa adasında mültecileri taşıyan bir teknenin batması, Libya ve Fildişi Sahili'ndeki çatışmalar ve Çin'de muhalif sanatçı Ai Weiwei'nin gözaltına alınması.

https://p.dw.com/p/10pIB

Fransız Le Figaro gazetesi, Lampedusa adası açıklarında dün 300 mülteciyi taşıyan bir teknenin batması bağlamında, Avrupa'nın göç konusundaki sorumluluklarını mercek altına alıyor:

"Avrupa bütün enerjisiyle Euro Bölgesi'nin kurtarılmasına yoğunlaşıp, bu cephede zafer kazanmadan önce de Schengen Bölgesi'ni kurtarmak zorundaydı. Şimdi 27 üyeli AB'yi yeni bir kriz tehdit ediyor: Kuzey Afrika'daki isyanın neden olduğu çok şiddetli bir göç. AB göç akınına inandırıcı bir yanıt verme ve bu duruma adil biçimde müdahale etme konusunda, yetersiz. Bu akın şimdi sınırları olmayan Avrupa'nın sağladığı ilerlemeyi tehdit ediyor. Günümüzde Norveç, İzlanda ve İsviçre gibi AB üyesi olmayan ülkelerin de dahil olduğu toplam 25 üyeli, 1985 yılında kurulan Schengen Bölgesi tehlikede. Çünkü Avrupa'da göç konusunda tek bir slogan hakim: Her koyun kendi bacağından asılır."

İtalya'dan La Stampa ise aynı konuyla ilgili şu satırlara yer veriyor:

"Göç sorunu hakkında herşeyi bildiğimizi sanıyorduk. Nüfusu giderek artan Lampedusa'ya gitmek için ısrar eden binlerce mülteci, aslında gerçeğin sadece bir kısmını oluşturuyor. Onların ihtiyaçları, istekleri, konuldukları mülteci kampından kaçışlarına bakıldığında, sanki bütün bunlar Meksika-ABD sınırında yaşanıyormuş izlenimi doğuyor. Bugün, yani Akdeniz'de bu acımasız ölümlerin yaşanmasından bir gün sonra bu konu hakkında daha çok şey biliyoruz. İtalya ve Avrupa yasalar çıkarıp, anlaşmalar imzalayarak bütün gücünü, mülteci akınını durdurmak için kullanıyor. Buna karşın göçmenler ise kaderlerinin, bu hayati tehlike taşıyan zorlu görevinde çaresizce bir cesaret içindeler. Asıl sorun -ki buna yaşanan politik uyuşmazlık da dahil,- bu iki taraf arasında cereyan ediyor."

Avusturya'dan Salzburger Nachrichten ise bugünkü sayısında, Fildişi Sahili'ndeki iç savaşı ele alıyor. Gazete yorumda BM'nin bu ülkede oynayacağı rolü yorumluyor:

"Uluslararası toplumun Fildişi Sahili konusundaki sorumluluğu, Devlet Başkanlığı seçimlerini kaybeden Gbagbo'yu görevinden vazgeçmeye zorlamakla bitmiyor. Dünya bunun ardından Kuzey'deki birliklerin kazandıkları zaferi, Güney'deki karşıtlarıyla kanlı biçimde hesaplaşmak için kullanmamasını sağlamak zorunda. Besbelli seçimleri kazanan Quattra'nın hanesine yazılı olan, Fildişi Sahili'nin batısındaki Duekoue kasabasındaki katliam, iç savaşın sonrasındaki dönem için kötü bir sinyal. Fildişi Sahili'nde durum yatıştırılmazsa, bütün bölge istikrarsızlığa sürüklenme tehlikesiyle karşı karşıya kalır."

Danimarka'dan Politiken gazetesi, Çin'de, dünyaca ünlü sanatçı Ai Weiwei'nin gözaltına alınmasını ve bu bağlamda ülkedeki insan haklarının geldiği noktayı ele alıyor:

"Ai Weiwei dünyaca ünlü bir sanatçı, ama ülkesinde sadece az sayıda insan onu tanıyor. Çinli yetkililer hem rejime yönelttiği eleştiriler, hem de uluslararası alanda sahip olduğu ün nedeniyle ondan korkuyor. Sanatçı yıllarca kendisine ve çalışmalarına yönelik engellemeler ve saldırılara katlanmak zorunda kaldı. Buna rağmen ülkesi Çin'de kalmayı, yurtdışında yaşayıp çalışmaya tercih etti. Bu şimdi ona pahalıya mal olabilir, çünkü Çin, özgürlüğü savunan ya da resmi çizgiyle az dahi olsa ters düşenlere giderek daha sert biçimde vuruyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu