1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

7 Haziran 2013

Avrupa basınında Türkiye’deki protestolar, Suriye ve Lübnan'ın durumuna ilişkin yorumlar yer alıyor.

https://p.dw.com/p/18llx
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Bilgi Üniversitesi'nin Türkiye'deki hükümet karşıtı protestolara ilişkin yaptığı bir araştırmaya göre direnişe katılanların yüzde 70'i kendisini hiçbir partiye yakın hissetmiyor. Göstericilerin yaklaşık yarısı daha önce hiçbir kitlesel eyleme katılarak sokağa çıkmadı. Araştırmaya göre direnişe katılanların yaklaşık yüzde 40'ı 19 – 25 yaş arası, yüzde 24'ü 26 – 30 yaş arası. Bilgi Üniversitesi'nin internet üzerinden yaptığı ve 3 bin kişinin katıldığı bu araştırma sonuçlarını Almanya'da yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi şöyle değerlendiriyor:

“Türkiye'deki protesto hareketi genç ve siyasi partilere üye değil. Bu durumda yerleşik tüm siyasi güçlerin toplumdaki huzursuzların başlattığı bu hareketten fayda sağlaması güç olacaktır. Öfke dalgası yeni bir partinin doğmasına yol açar mı henüz şüpheli. Taksim gençliğinin talepleri, Türkiye'de neyin eksik olduğunu ortaya koyuyor: Çevreye duyarlı, eski ideolojilerde ısrar etmeyen sosyal ve liberal güçlere. İşte bu nedenle bu gençlik hareketi ne alkolün yasaklanmasını istiyor, ne de başörtüsü taşıyanlara itirazı var. Coşkusuyla ileri yaşta olanları da peşine takan genç direnişçiler, eğer hükümet onlara baksıyı sürdürmezse, ülkeye modernleşme yönünde ivme kazandırabilir."

Avusturya'nın Der Standard gazetesi, 'Sorunun adı Erdoğan' başlıklı yorumda, Gezi Parkı'nda başlayıp yayılan Türkiye'deki protestoları şöyle değerlendiriyor:

“Aslında söz konusu olan yerel siyasi bir olay: İstanbul'un en büyük meydanı, vatandaşın görüşü alınmadan devletin kötü idaresiyle düzenleniyor. Bu sebeple Taksim Meydanı için verilen mücadele yerel bir konu olmaktan çoktan çıkarak, Başbakan Erdoğan'ın otoriter yönetimi, kurumların ve medyanın kendisine bağlılık göstermesi yönündeki aşırı eğilimine yöneldi. Sorun Erdoğan, göstericiler değil. Başbakan Erdoğan yine de inşa projesinin sürdürülmesinde ısrar ediyor. Olaylardan çıkarılabilecek en iyi sonuç Erdoğan'ın istifa etmesi olur. Bunu yapması olası. Ancak belki de hükümette değişiklik yaparak, ya da yeniden seçime giderek kendisini kurtarmaya çalışabilir.”

İngiltere'de yayımlanan The Times gazetesi ise Suriyeli isyancılara silah yardımı yapılması planlarını yorum sütunlarına taşıyor:

“Suriye'nin mutlaka siyasi bir çözüme ihtiyacı var. Ancak Esad şiddet uygulayarak sözünü geçirebileceğini düşündüğü sürece, pazarlıkla çözüm yolu kapalı. Bu gazete uzun süre Suriye halkının ızdırabını azaltmak için komşu ülke sınırlarına yakın yerlerde, ağır silahlar ve uçuş yasağı ile korunacak güvenlik bölgelerinin oluşturulmasını savundu. Böyle bir yol izlemek tehlikeli olabilirdi ve Esad'ı bu şekilde yenmek mümkün olmayabilirdi, ama en azından karşıt bir denge oluşturulurdu. İsyancılara doğrudan askerî yardım yapılmasına hazır olunması ve diplomasinin karışımından oluşacak bir destek, bu trajediyi ortadan kaldırabilir."

Hollanda'nın NRC Handelsblad gazetesi NATO'nun Libya'ya bir grup uzman gönderme planını değerlendiriyor:

“NATO'nun hem Libya, hem de bölgedeki istikrarsız durum konusunda dolaylı da olsa sorumluluk üstlenmesi iyi. Askerî müdahaleyi savunan Suriye'dekilere bunun tehlikeli sonuçları olabileceğini göstermek için bile olsa. NATO üyeleri haklı olarak, Libya'nın istikrarsız durumu ve bölgedeki aşırı eğilimli grupların doğurabileceği tehlikeler nedeniyle kaygılı. Ancak sonradan yapılan bu yardım ne kadar etkili olur bilinmez. NATO'nun en iyi uzman ve danışmanları bile Libyalıların farklı militan gruplarla yaşadığı sorunlarını çözmelerine yardım edemez.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Deniz Eğilmez

Editör: Hülya Topçu