1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

08.01.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey8 Ocak 2007

Bugünkü Alman basınında öne çıkan konular şöyle: Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak politikası, Polonya’da Varşova Başpiskoposu’nun eskiden sosyalist rejimin gizli servisine hizmet ettiğinin ortaya çıkması ve Alman sosyal demokratlarının program tartışması.

https://p.dw.com/p/Abjn

Önce Irak. Financial Times Deutschland, bu ülkeyi işgalinin üzerinden dört yıl geçtikten sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin bir çeşit sona yaklaştığını ve bu sonun zafer olmadığını yazıyor. Gazete şöyle devam ediyor: “Sonuç olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin ve tüm uluslararası topluluğun sadece iki kötü senaryodan birini seçme şansı var. Bunlardan biri geri çekilmek. Fakat bunun Irak ve tüm bölgede nasıl dramatik sonuçlar doğurabileceği hakkındaki tartışma daha başlamadı. Diğeriyse Bush’un seçtiği: Korkunun idare edilmesi, statükonun sağlamlaştırılması ve aşama aşama iyileştirilmesi.”

Frankfurter Allgemeine gazetesiyse, Bush’un yeni seçilen Demokrat ağırlıklı Kongre’ye kendi politikasını kabul ettirmekte büyük güçlüklerle karşılaşacağını, oysa onların da Irak konusunda inandırıcı bir tasarımı olmadığını savunuyor ve şöyle yazıyor: “Temelde, Iraklıların kendi ülkelerinde güvenliği kendilerinin sağlayabilmesi için elden gelen herşeyin yapılması anlamına gelen Baker-Hamilton Komisyonu Raporu’nun taleplerine sahip çıkıyorlar. Bu bugüne kadar pek başarılamadı. Yeni Irak güvenlik güçleri iç savaşı daha da azdırdı. Irak’tan kolay bir çıkış olmadığını ve hızla geri çekilmenin akıllıca olmayacağını Demokratların da öğrenmesi gerekecek.”

Muhafazakar Die Welt gazetesi bugün, Polonya’da Katolik Kilisesi’nin yaşadığı skandalı ele alıyor. Varşova Başpiskoposu Wielkus’un Vatikan’ın tavsiyesi sonucunda nihayet istifa etmesinin kilise ve ülkeye ufak bir hizmet olduğunu yazan Welt, “Polonya’da en azından kilisenin, kendi açıkladığı ‘adalet ve merhamet’ ilkesine uyması beklenirdi” diyor ve yorumunu şöyle tamamlıyor: “Fakat merhamet ve affedilmeyi umanların, zamanında açık davranması ve gerekirse pişmanlık göstermesi gerekir. Wielgus, bu beklentiyi çok uzun süre boşa çıkardı.”

Bugün Alman basınını en çok meşgul eden konulardan biri de Berlin’de koalisyon ortağı olan Sosyal Demokrat Parti’de süren program tartışmaları. Bu partiye yakınlığıyla tanınan Frankfurter Rundschau, sosyal demokratları sertçe eleştiriyor bugünkü yorumunda. Partinin gençlik örgütü başkanının, “partinin hükümet politikasıyla parti programı arasında bir köprü kurması” gerektiğini söylediğini yazan gazete, “partilerin programlarını yaşama geçirmek için iktidara geldikleri düşünüldüğünde, günümüz ve geçmiş bakımından ne büyük bir zavallılık göstergesi” ifadesini kullanıyor ve yorumunu şu sözlerle tamamlıyor: “Sosyal Demokrat Parti, programının bazı temel noktalarını büyük koalisyona taşıyacağını açıklamıştı. Yani çıtayı kendisi bu kadar yüksek koydu. Görüşlerini ne kadar ısrarlı savunduğuna bakılarak, şimdi değerlendirilmek durumunda, bir dahaki seçimde değil."

Yine sol eğilimli Tageszeitung gazetesi de partiyi eleştiriyor: “Sosyal Demokrat Parti, işsizleri çalışan yoksullara nasıl dönüştürebileceğini düşünüyor. Sosyal demokrasi bu kadar zayıf vizyonlarla yetinmemelidir. Hele ekonomik büyümenin ortasında bununla hiç yetinmemeli.”

Muhafazakar Frankfurter Allgemeine gazetesi ise Sosyal Demokrat Parti’nin tarihinde ilk kez parti programını iktidar koltuğunda otururken yazdığına işaret ediyor ve “yedi yıllık sosyal demokrat-yeşil koalisyonunda olduğu gibi sosyal demokratların başbakanlık makamını işgal ediyor olmaması şimdiki siyasi süreci kolaylaştırabilir. Başbakan Merkel karşısında çizgiler daha net konduğunda ve bu kendi yöneticilerini yıpratmak tehlikesi içermediğinde, program tartışması yapmak daha kolaydır” ifadesini kullanıyor.