1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0802 Presseschau 2

8 Şubat 2011

Bugünkü Avrupa basını protestoların hız kesmediği Mısır'daki son gelişmelerle, Euro Bölgesi ülkelerinin kurmayı planladığı rekabet paktıyla ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/10CpH

Fransa'dan muhafazakâr Le Figaro gazetesi, protestoların sürdüğü Mısır'daki siyasi gelişmeleri ele alıyor:

"Mısır rejimi sokaklarda yapılan protestoların dile getirdiği en temel talebi reddediyor ve göstericiler sadece Mübarek'in gitmesi gerektiği konusundaki temel isteklerinde uzlaşma sağlamış durumdalar. İki cephe arasında yakınlaşma yok. Durumun daha da kötüleşmesi, hükümete yarayabilir, ancak bu durum hükümetin de aleyhine dönebilir. Göstericiler ordunun, işgal edilen alanın daraltılması çabalarını boşa çıkarmak için oturma eylemi yapıyor. Protestocular artık tankların arasında uyuyor. Tahrir Meydanı, ailelerin meraklarını gidermek için gittikleri, satıcıların dolaştığı bir çadırkente dönüştü. Geçen günlerde yaşanan şiddet unutulmuş görünüyor, ancak eski rejimle, ortaya çıkan yeni muhalefet arasındaki güç gösterisi devam ediyor."

Bir başka Fransız gazetesi La Presse de la Manche aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman tartışma ve müzakereleri başlattığında, bunun sadece hoş bir sohbet olmayıp, muhalif güçlerin resmi olarak tanınması anlamına geldiğini çok iyi anladı. Müslüman Kardeşler'in de aralarında bulunduğu bu güçler şimdiye kadar politik hayata dahil değildi. Artık hiç kimse Hüsnü Mübarek'den bahsetmiyor. Ülkeyi terketmesine kimse üzülmez. Ama bu durum ordunun hoşuna gider. Mübarek'in gitmesi, krizi sona erdirecek uzlaşmayı hedefleyen müzakerelerde ordunun ağırlığını artırır."

Konuyla ilgili aktaracağımız son yorum İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung'dan:

"Mısır rejimi sokaklarda düzenlenen protestolar ve Amerikalıların baskısı altında zaman kazanmak amacıyla yarım ağızla bazı tavizler verdi. Ama rejim aynı zamanda bulunduğu konumu büyük bir sağlamlılıkla savunmaya devam ediyor. Mübarek'in yardımcısı Devlet Başkan Yardımcısı Ömer Süleyman bu stratejide hâlâ merkezi bir rol oynuyor. Mübarek hem Süleyman, hem de ordu için önceden olduğu gibi şimdi de devletin temeli. Mübarek'e sıkı sıkıya sarılıyorlar, çünkü Mübarek'in gitmesi, onlara göre devletin yıkılması anlamına gelebilir. Rejim Mısır'da gündelik hayatın normalleşmesini ve protestocuların azminin tükenmesini bekliyor."

İspanya'dan sol liberal El Pais gazetesi ise bugünkü sayısında, İngiltere'de muhafazakâr hükümetin yabancılar politikasını masaya yatırıyor. Gazete İngiltere Başbakanı David Cameron ile Almanya Başbakanı Angela Merkel arasında benzerlikler olduğu görüşünde:

"İngiltere Başbakanı David Cameron çok kültürlü toplum fikrinin başarısız olduğunu açıkladı. Bununla Almanya Başbakanı Angela Merkel'ın izinden yürümüş oluyor. Cameron bu açıklamalarıyla sanki aşırı sağın haklarının savunulduğu politik bir alana sahip olmak istiyormuş gibi bir tablo yarattı. Elbette devlet İslâmlaşmaya karşı mücadele etmek zorunda. Terör hücrelerinin tespit edilmesi ve yokedilmesi, hükümetin görevi. Ancak Cameron politik olarak bu sorumluluğundan dikkatleri başka yöne çekmek istiyor. Bedeli ortada: Aşırı sağcıların düşüncelerini haklı çıkarıyor. Cameron, Merkel ve diğer siyasi liderler böyle yaparak, pek kazançlı çıkmayacakları bir alana girmiş oluyorlar. Oysa kaybedecekleri çok şey var ve onlarla birlikte bütün demokratik sistem de kaybolabilir."

Polonya'nın muhafazakar Rzecpospolita gazetesi ise bugünkü sayısında Euro'nun güçlendirilmesi için Almanya ve Fransa'nın önerdiği rekabet paktını ele alıyor:

"Hoşumuza gitsin ya da gitmesin iki ayrı hızda ilerleyen Avrupa yavaş yavaş gerçeğe dönüşüyor. Bunun resmi başlangıcı, bir ay içinde, Euro Bölgesi ülkeleri liderlerinin ilk kez düzenleyecekleri zirve ile yapılmış olacak. Almanya ve Fransa, Euro Bölgesi'nin uyum sürecinin devam etmesini isteyen grubun başını çekmek istiyor. Bu ülkelerin hükümetleri, uyum sürecinin, piyasaların yatışmasına ve istikrara kavuşmasına yardım edeceğini hesap eden mali yatırımcıların baskısı altında. Almanya Başbakanı Angela Merkel rekabet paktının yardımıyla, küresel mali krize nihayet tamamen veda etmek için Euro Bölgesi'ne yeniden güven duyulmasını sağlamaya çalışıyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay