1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

7 Mayıs 2015

Alman basınında, 8 Mayıs 1945 tarihinde İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve Almanya'nın dış istihbarat servisi (BND) skandalına ilişkin yorumlar göze çarpıyor.

https://p.dw.com/p/1FMX1
Symbolbild deutsche Presseschau Presse
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alman basınından özetler

Avrupa'yı kan gölüne çeviren İkinci Dünya Savaşı Almanya'nın müttefik ülkelere kayıtsız şartsız teslim olmasıyla 8 Mayıs 1945 tarihinde sona ermişti. Bu sene savaşın sona ermesinin 70'inci yıldönümü kutlanıyor. Berlin'de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesinde yer alan yorumda, Alman liderlerin Rusya'daki kutlamalar vesilesiyle içinde bulunduğu ikileme dikkat çekiliyor:

“Diğer hükümet başkanları Putin'in 9 Mayıs Zafer Günü kutlamaları davetine icabet etmeyebilir. Fakat Başbakan Merkel bunu yapamaz. Onun bulduğu mantıklı çözüm yolu ise şu: Zafer Bayramı kutlamalarına katılmayacak, onun yerine bir gün sonraki Putin'le birlikte savaş kurbanı Sovyet askerlerinin anıldığı törenlere iştirak edecek. Bu ikilem, Cumhurbaşkanı Gauck'ta daha açık bir şekilde gözlemleniyor. Gauck DDR diktatörlüğünün, onun ve diğerlerinin gelişme fırsatlarını ne şekilde ellerinden almış olduğunu gayet iyi bilse de, Kızıl Ordu'ya kurtarma için teşekkür ediyor. Bir esir kampını ziyaret ederek esir düşen ve yarısından fazlası ölen beş milyondan fazla Sovyet askerinin hatıralarını canlı tutuyor. Ne var ki Rusya'nın da dahil olduğu ortak bir tarihe uzanan yol daha çok uzun. Bu değişikliği yalnızca Ruslar başarabilir.”

Schwäbische Zeitung'da da aynı konuda bir yorum dikkat çekiyor:

“30 milyon dolayında Sovyet vatandaşı İkinci Dünya Savaşı'nda hayatını kaybetti. Bir Alman savaşı yüzünden 30 milyon kişi öldü. Oysa yıllar boyunca Almanya ve Avrupa'yı faşizmden kurtaranların anıldığı törenlerde, Batılı müttefik ülkelerine öncelik verildi. Sovyetler Birliği'nin bu konudaki katkısı küçükmüş gibi gösterildi; çünkü Almanya'yı kurtaran Kızıl Ordu savaşın hemen ardından Berlin'de bir diktatörlük kurdu. Bugünlerde Dışişleri Bakanı Steinmeier Volgograd'da ve Başbakan Merkel de Moskova'da insanların şu ayrımı yapabildiğine dikkat çekiyor: Ukrayna konusunda Rusya'nın saldırganlığına öfke duymak meşrudur. Sovyetler Birliği'nin faşizmin sona erdirilmesindeki katkısına saygı göstermek ise bir yükümlülük.”

Rhein-Neckar-Zeitung'da da savaşın bitmesinin 70'inci yılına ilişkin bir yorum göze çarpıyor:

“Aslında 70 yıl geçti ve tüm kurtarıcılarla birlikte bu günü kutlamanın vakti geldi. Bu bir tarihin sonundan ziyade, on yıllar süren bir sürecin düşmanların sorumluluk sahibi ortaklara hatta dostlara dönüşmesiyle başarılı bir şekilde sona ermesi anlamına gelirdi. Oysaki durum böyle değil. Bunun bir nedeni Putin'in Ukrayna politikası. Fakat Avrupa Birliği ve bütünüyle Almanya'nın bu krizin içine çekilmiş olması da diğer bir neden. Biz, Rusya'nın nüfuz alanına ilişkin bir kavganın bir parçasıyız.”

Almanya'nın dış istihbarat servisi BND'nin Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA'ye Avrupa'da çeşitli hükümet ve holdinglerin izlenmesi konusunda yardım ettiği iddiaları Alman hükümeti üzerindeki baskıyı artırıyor. Magdeburger Volksstimme de BND skandalına ilişkin bir yoruma yer veriyor:

“Sorun ABD'nin casusluğu veya BND'nin sözde beceriksizliği değil. Sorun Alman politikacılarının tutarsızlığı. Merkel, de Maiziere, Altmaier ve pek çokları yıllardır zaten bilinenlerin dışında bir şey söylemiyor ve böylece kendi itibar ve inanırlıklarına gölge düşürüyorlar. Federal hükümetin kendi istihbarat teşkilatının arkasında durması, vatandaşlara da teşkilatın neyi neden yaptığını söylemesinin vakti geldi de geçiyor. Bu yapılmayacak olsa bile en azından artık dersler alınmalı, yapısal değişiklikler yapılmalı, teknik bakımdan donanım sağlamlaştırılmalı ve personel değişikliklerine gidilmeli. Geri kalan her şey bir tiyatrodan ibaret!

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Özay