1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0806 Presseschau 2

8 Haziran 2011

Bugünkü Avrupa basını birbirinden farklı konuları ele alıyor. Türkiye'deki seçimler, Suriye'de şiddetin tırmanması ve EHEC bakterisinin kaynağının bulunamaması yorum konularından bazıları.

https://p.dw.com/p/11Wsk

İsviçre'den Tages-Anzeiger, Türkiye'de yaklaşan genel seçimler ışığında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geleceğini mercek altına alıyor:

"Erdoğan'ın olaylara yukarıdan bakan yaklaşımı, Türkiye'nin demokratikleşmesinde doğru isim olup olmadığı konusunda şüphelerin doğmasına neden oluyor. Bu belki de uzun süre siyasi arenada karşısına ciddi bir rakip çıkmayan politikacılarda rastlanan başına buyruk bir tavır. Bu arada kendisine uymayan bir heykelin yıkılmasını emretmek gibi otoriter tavırları sürekli gündeme geliyor. Erdoğan yeterince reform yaptığına inanıyor ve böyle bir izlenim uyandırıyor. Ancak bu kötü bir yanılgı: Türkiye demokrasisi ilerlemeler kaydetti, ancak bütün bu ilerlemeler ve istikrar, dış politikada sahip olduğu etki ve ekonomisindeki patlama, otoriter yapılanmalar kesin biçimde ortadan kaldırılmadığı sürece temelsiz."

Fransa'dan Le Figaro, Suriye'de giderek tırmanan şiddeti değerlendiriyor. Yorumda Devlet Başkanı Beşar Esad'la muhalifler arasındaki çekişmenin yol açacağı sonuçlar analiz ediliyor:

"Beşar Esad, ondan önceki Arap diktatörler gibi devrilecek. Onu Libya lideri Muammer Kaddafi ile aynı kategoriye sokan tek farksa, ülkesini de sürükleyip götürmesi. Çocuklara eziyet eden, kadınlara ateş eden ve silahsız insanların üzerine tankları sürdüren bir rejim, yeniden dönüş umutlarının kaybolmasına neden oluyor ve günün birinde bütün meşruiyetini de yitiriyor. BM Güvenlik Konseyi'nden çıkan Suriye karar tasarısı, ülkeye askerî müdahale düzenlenmesini öngörmüyor, ama ülkedeki baskı politikasını, altını çizerek kınıyor. Rusya, eski müttefikini koruma altına almak için veto hakkını kullandı. Bu kararını etraflıca düşünüp taşınmalıydı. Dünya Beşar Esad'ın Ortadoğu'yu bir uçuruma sürüklemesine izin veremez."

Fransa'dan Katolik La Croix gazetesi bugünkü sayısında son haftalarda Almanya ve bazı Avrupa ülkelerinde giderek yayılan ve kaynağı bulunamayan EHEC bakterisiyle ilgili gelişmeleri masaya yatırıyor:

"Evet, medya tarafından melodramatik biçimde 'katil' olarak nitelendirilen bu bakteri tehlikeli. Salı gününe kadar çoğunluğu Almanya'dan olmak üzere 25 kişinin hayatına maloldu. Ancak şunu hatırlamak gerekiyor: Pasteur Enstitüsü'nün verilerine göre sadece Fransa'da yılda 1500-2000 insan gribin sonucunda ölüyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre dünya genelinde 1.5 milyon çocuk, ishali atlatamayarak yaşamını yitiriyor. Ve her gün trafik kazaları ya da evde yaşanan kazalarda ölen binlerce insan da akla geliyor. Gıda sektöründe hijyen konusundaki tüzük ve yönetmelikler hiç günümüzdeki kadar fazla olmadığı halde, toplumda sağlık sözkonusu olunca, bir çeşit mantıksızlık hâkim oluyor. Bunun sonucunda radikal davranışlar sergileyip, bütün sektörü tehlikeye atabiliyorlar. Korku ve endişeler ortadan kalktığında ise hükümetlere bu konuda gereğinden fazlasını yaptığı suçlamasında bulunabiliyorlar. Avrupalı çiftçilere verilecek 150 milyon euroyu çok fazla bulanlar da olacaktır."

Polonya'dan Rzecpospolita gazetesi bugünkü sayısında, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ABD ziyaretini ve Başkan Barack Obama'nın kendisine 'özgürlük madalyası' takdim etmesini ele alıyor. Yorum şöyle:

"Özgürlük madalyası gibi sembolik jestler, ABD Başkanı Barack Obama ile Angela Merkel arasındaki kişisel ilişkinin kötü olduğu izlenimini ortadan kaldırmaya hizmet ediyor. İlişkinin bu durumda olmasının nedenlerinden biri 2008 yılına dayanıyor. O dönem Obama senatör olarak Berlin'de Brandenburg Kapısı önünde konuşma yapma ricasında bulunmuş, bu ricası reddedilmişti. Merkel Berlin'de değildi ve Obama da sonuç olarak başka bir yerde konuşma yaptı. Amerikan Başkanı tutarlı biçimde Berlin'den uzak duruyor. Bu durum İrlanda, İngiltere, Fransa ve Polonya'yı kapsayan son gezisi sırasında da geçerliydi."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu