1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

08.07.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay8 Temmuz 2004
https://p.dw.com/p/Abu7

Geçici Irak hükümetine olağanüstü durumlarda özel yetkiler tanıyan Milli Güvenlik Yasası'nın Başbakan Allavi tarafından imzalanması şiddet ve huzursuzluğun bastırılmasına yardımcı olacak mı? Bugünkü Alman ve diğer Avrupa basınının yorum köşelerinde bu konuyla ilgili değerlendirmeler yer alıyor.

Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesi Irraek’taki gerginliğe ayırdığı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

”Yeni Irak hükümetinin en önemli sorunu güvenlik. Irak halkı yeni yönetimden öncelikle bu alanda başarılı olmasını bekliyor. Sünni ya da Şii bütün Iraklılar masum sivillerin can güvenliğini ortadan kaldıran terörden, bombalardan ve intihar saldırılarından artık bıktı. Ama bu sorunun üstesinden ancak köklü tedbirlerle gelinebilir. Bu bakımdan dün yürürlüğe giren olağanüstü hal yasası geniş halk kesimlerinin desteğini bulacaktır.”

Berlin’de yayımlanan TAZ gazetesi aynı konuya şu satırlarla değiniyor:

”Uygulama imkanı olmayan yasa etkisiz kalır hatta geri teper. Bu durumda Başbakan İyad Allavi dünya kamuoyuna gücünü değil ne kadar aciz durumda olduklarını göstermiş olur. Gerçi Başbakan her zaman ülkedeki 130 bin Amerikan askerinden yardım isteyebilir. Allavi’nin ikilemi de bundan kaynaklanıyor. Eski işgal gücünden yardım istemesi halk nezdinde ona itibar kaybettirir.”

Diğer Alman gazetelerindeki yorumlarda da elinde ne askeri ne kolluk gücü bulunan bir hükümete olağanüstü yetkiler verilmesinin yarar sağlamayacağı görüşü ağır basıyor. Reutlinger General-Anzeiger gazetesi, "Allavi’nin güvenebileceği tek kuvvet işgalci statüsündeki müttefikler. Saddam Hüseyin’den de geçici hükümet sorumlu ama eski diktatörün bekçiliğini Amerikalılar yapıyor", cümlesine yer vermiş. Financial Times Deutschland’ın yorumunda ise şu satırlar gözümüze çarptı:

”Teröristlere duyulan sempatinin ortadan kalkmması için genel affın bir an önce çıkarılması gerekir. Öte yandan Başbakan Allavi sivil ve askeri yapıyı işler hale getirmede, Saddam Hüseyin döneminin elemanlarından da yararlanmak zorunda kalacak. Allavi hükümeti Irak halkıyla iyi geçinmek zorunda. Olağanüstü hal yasalarıyla ve baskıyla topluma şekil veremez.”

Konuyla ilgili bir yorrum da İsviçre’nin Cenevre şehrinde yayımlanan Tages Anzeiger gazetesinde çıktı. Yorum özetle şöyle:

”Resmi üsluba göre olağanüstü hal yasası kamu nizamını güvence altına almak için çıkartıldı. Pratikte ise bu yasa, muhalefeti susturmak ve sivil toplumun yapılanmasını önlemek için biçilmiş kaftandır. Bu yasa, otoriter rejimlerin iktidarını teminat altına almaya uygundur. Bağdat yönetiminden ise bunun tam aksi bekleniyor. Allavi hükümeti, geniş yetkilere sadece ülkedeki kargaşaya son vermek için ihtiyaç duyduğunu kanıtlamak zorunda. Hükümetin, en önemli görevi olan hür ve adil seçimleri Ocak ayına kadar hazırlayabilmesinin ön şartı güvenliktir.”

ABD’nin Irak savaşındaki en sadık müttefiki Başbakan Tony Blair’in Guantanammo’dakie esir kampıyla ilgili sözleri Alman basınında geniş yankı buldu. İngiltere Başbakanı’nın tutukluluk şartlarını eleştiren beyanatını Süddeutsche Zeitung gazetesi şöyle yorumluyor:

”Tony Blair, Guantanamo açıklamasıyla savaş ittifakının ABD’nin sorumluluğundaki en kara sayfasıyla arasına mesafe koymuş oldu. İngiltere Başbakanı, kendi ayağıyla sürüklendiği Bush’un emir kulu olma tuzağından kurtulmaya çalışıyor. İstihbarat servislerinin savaştakı rolüyle ilgili komisyon raporları yakında açıklanacak. Üstelik ABD dört ay sonra yeni başkanını seçecek. Tony Blair de en geç on aya kadar seçmenin karşısına çıkmak zorunda. Blair bu süre zarfında imaj tazelemek zorunda. Büyük müttefikini zor durumda bırakmak pahasına da olsa.”

Londra’nın dünyaca ünlü Financial Times gazetesi Başkan Bush’un dış politikasını şu satırlarla eleştiriyor:

”George W. Bush iktidarının ilk üç yılındda sayısız dış politika doktrini üretti. Egemenliğin Iraklılar’a devir ve teslim edilmesiyle Beyaz Saray’ın fikirleri de tükenmişe benziyor. Muhafazakarların etkisi azalırken dış politikaya giderek gerçekçi görüşler hakim oluyor. Irak’taki transformasyon döneminde Beyaz Saray’ın kurmaylar ekibi de büyük bir değişim geçirdi. Bush’un vizyonu, Amerikan nüfuzunu ve ideallerini bütün dünyaya yaymaktı. Bu olmadı. Bush yönetimi de yeni vizyonlar üretmekten aciz kaldı.”

Fransız Le Monde gazetesi ABD’ndeki başkanlık yarışına ayırdığı yorumda Demokrat Parti adayı Kerry’nin yardımcılığına karizmatik kişiliğiyle sempati toplayan John Edwards’ı aday göstermesini şöyle yorumluyor:

”Bir tekstil işçisinin oğlu olan Edwards’ın, Cumhuriyetçiler’in kalesi sayılan güney eyaletlerinde Demokratlar’a oy kazandırması umuluyor. Edwards adaylık yarışı sırasında bu eyaletlerdeki orta halli kesimi ikna ederek bol oy toplamıştı. George Bush’un karşısına böyle bir yardımcıyla çıkması Kerry’nin seçilme şansını arttıracaktır.”