08.07.2009 - Avrupa basınından özetler

Basın özetlerimize bir Fransız gazetesi ile başlıyoruz. La Montagne adlı gazete Los Angeles'taki törenle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Michail Jackson ölümüyle yeni bir rekor daha kırdı. Tüm dünyanın katıldığı yas töreni, Lady Diana, John Lennon, Elvis Presley ya da John Kennedy'nin arkasından düzenlenenleri gölgede bıraktı. Yıldızı kayan Kral, yeniden dirildi. Başkan Obama tarafından da onurlandırılan Jackson, dünya sahnesine konmuş masalladaki anka kuşu gibiydi. Krallara yaraşır bu yas töreninin boyutu şaşırtıcı olabilir, ancak bu, günümüz gençliğini de etkileyen yüzyılın müzikal dehası Jackson efsanesine yakışıyor… Diğer yandan “trajedi ticarettir“ mantığının işlediği şov ülkesinde, Michael Jackson'ın başarı hikayesi devam edecek. Nitekim yakında yayımlanacak DVD'leri dolarlar kazandıracak.“

Almanya'nın başken Berlin'de çıkan Berliner Morgenpost gazetesi de Jackson'ın ölümünden sonra daha değerli hala geldiği değerlendirmesini yapıyor:

“Los Angeles kulislerinde büyük bir olasılıkla vergiden muaf tutulan bu törenin telif hakları konusunda pazarlıklar çoktan başlamıştır. Bu yas töreninin özel bir kopyası DVD olarak çıkarılacaksa, Jackson Ailesi’ne ancak küçük bir pay düşecektir. Jackson'ın öldüğü gün, ölü Jackson'ın sağ olanından daha değerli olduğunu bilen hak sahibi firma Platten'ın patronu ise sevinç çığlıkları atmıştır. Bu kinizmin ta kendisidir ve günümüzün gerçeğidir. Michael Jackson'ın da bundan hiçbir zaman kuşkusu olmadı.“

Yine bir Alman gazetesi General-Anzeiger'de ise Jackson'la ilgili şu satırları okuyoruz:

“Michael Jackson öldüğünde aslında uzun zamandır artık yıldız değildi. Yaşlanmış, yıpranmış ve bir ilaç bağımlısı olan Jackson, enkaza dönüşmüştü. Geçmişindeki acı hikayeler, sert bir baba, yalnızlığı, gördüğü az sevgi ve bir de çocuklara cinsel tacizde bulunduğu kuşkusu onu bu hale sürüklemişti. Jackson’a hayranlık duymak için ortada yeterli bir neden yok. Ancak geriye kalan sadece müziği oldu. Ve bu da iyi oldu.“

Çin'in Sincan bölgesinde yaşanan olaylar da Avrupa gazelerinde geniş yer tutuyor. Fransız gazetesi Libération'da yer alan analiz şöyle:

“Orta Asya'daki özerk bölgede yaşanan olaylar, Pekin'in zorladığı izlenimini yaratıyor. Siyasiler, Türkçe konuşan Müslüman Uygurların bağımsızlık baskısı ve merkezi yönetimin 1949'da Mao tarafından kontrol altına alınmış olan bölgenin Çin'e bağlılığındaki ısrarı arasında sıkışmış durumda. Sincan'da çoğunluğu oluşturan ve Çin'in azınlıklarından biri olan Uygurlar, güvenlik güçleri tarafından sistematik olarak korkutuluyor. Günlük hayatta ayrımcılığa uğruyor, basın organları kontrol ediliyor ve ayrılıkçılar hapse atılıyor. Ekonomik zenginlik ise tamamen Han kökenli Çinlilerin elinde.“

İspanyol gazetelerinden El Mundo'da yer alan yorumda da Çin yönetimi eleştiriliyor. Yorumda şu satırlar yer alıyor:

“Sincan'daki olaylar, 21. yüzyılda süper gücünü korumak için eski otorite araçlarını kullanmayı deneyen Çin rejiminin çelişkilerini yeniden ortaya koyuyor. Temel hakların sınırlandırılması, yargılama garantisi olmaksızın gerçekleştirilen tutuklamalar ve güvenlik güçleri aracılığı ile uygulanan baskı, çağa tamamen aykırılık teşkil ediyor. 1989 yılında yaşanan protestolar nedeniyle hala çok sayıda kişi cezaevinde, ayrıca öldürülenlerin ve diğer tutuklamaların sayısına ilişkin resmi veriler de yok. Tüm bunlar Çin'in demir yumruk politikasından vazgeçmek istemediğini gösteriyor.“


Derleyen: Hülya Köylü


Editör: Ahmet Günaltay