1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

09.02.2009 - Alman basınından özetler

Murat Çelikkafa9 Şubat 2009

Dün sona eren Münih Uluslararası Güvenlik Konferansı ve Federal Alman Ekonomi Bakanı Michael Glos'un istifasıyla ilgili gelişmeler, 09.02.2009 tarihli Alman basınında öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/Gpoh
Fotoğraf: dpa

Almanya'nın Münih kentinde yapılan ve ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in ilk kez uluslararası arenada boy gösterdiği Güvenlik Konferansı'nda yeni Washington yönetiminin verdiği mesajları değerlendiren ulusal gazetelerden Süddeutsche Zeitung'un yorum sütununda şu ifadeler yer alıyor:

"ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in Münih'te söyledikleri, dinleyenlerin kulaklarını okşadı. Biden, bundan böyle Washington yönetiminin, ortaklarıyla daha fazla istişarede bulunacağını açıkladı. Temel değerlerinden, daha fazla güvenlik uğruna ferâgat etmeyeceğini, işkenceye başvurmayacağını kaydetti. Amerikan Başkan Yardımcısı, 'yeni bir başlangıç için düğmeye basma zamanının' geldiğini de söyledi. Bu son cümlenin asıl muhatabı Rusya olmakla birlikte, aslında tüm dünyanın hasretini çektiği bir durumun da özetiydi aynı zamanda. Uzun süre işlerin pek yolunda gitmediği, en azından doğru işlerin yapılmadığı bir dönemin ardından 'yeni başlangıç' ifadesi, adeta sihirli sözcükler gibi geliyor kulaklara. Münih Güvenlik Konferansı'nda da herkesin içini rahatlatan bir etki yaptı bu konuşma. Ama her kim ki artık görüş ayrılıklarının geride kaldığını ve büyük bir uyum döneminin başladığını düşünüyorsa, George W. Bush'la aynı hataya düşüp ABD'nin gücünü gözünde fazla büyütüyor demektir."

Mainz kentinde çıkan Allgemeine Zeitung ise Güvenlik Konferansı'nda Joe Biden'in verdiği mesajlardan yola çıkarak yeni Amerikan yönetiminin dış politika stratejisine temkinli bir iyimserlik içinde yaklaşıyor:

"Yeni bir bahar başlangıcı mı yaşıyoruz acaba? Barack Obama, her bakımdan yeni bir dönem açmak istiyor; buna güvenlik politikaları da dahil. Yeni Başkan'a büyük bir güven duyuluyor. Selefi Bush'un belki temelde bazı doğruları olabilir, ama genelde çok maharetli olduğu söylenemez. Kaldı ki Guantanamo örneğinde olduğu gibi bariz hukuk ihlallerine de göz yumdu. Obama ise bugüne kadarki siyasi kariyerine uygun olarak daha barışçıl bir felsefeyi benimsemiş durumda. Ama felsefeyi elindeki diğer güçlerle destekleyecektir, hatta desteklemek zorundadır - ki buna askeri güç de dahil. Diğer yandan, Obama'nın çevresinde -şimdiye kadar görebildiğimiz kadarıyla- 'tek hâkim güç' olma sevdalısı ve Cheney ya da Rumsfeld gibi kendini beğenmiş tavırlarıyla gülünç duruma düşebilecek insanlar bulunmuyor. Bu, Avrupa için bir avantaj olsa gerek."

Ve geçiyoruz Alman iç politikasına... Federal Ekonomi Bakanı Michael Glos'un istifa kararı, bugünkü Alman gazetelerinin en fazla üzerinde durduğu konu. Başkent gazetesi Berliner Morgenpost'tan bir alıntı yapıyoruz:

"Bu olay, kabine üyelerinin kriz döneminde halkın ve ülkenin mukadderatı yerine anlamsız iç çekişmelerle meşgul oldukları izlenimini veriyor. Diğer yandan Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Frank-Walter Steinmeier, Başbakan Angela Merkel'i 'yönetim zaafiyetiyle' suçluyor. Glos'un istifa kararı, aynı zamanda Başbakan'ın 'güven duyduğu' azınlıkla 'güven duymadığı' çoğunluk arasındaki uçurumun da giderek açıldığını gösteriyor. Michael Glos'un siyasi kariyerinin bakanlık koltuğunda oturduğu dönemle ölçülecek olmasıysa siyasetin bir cilvesi. Karnesindeki değerlendirme pek de parlak olmayacak: Doğru dürüst istifa etmeyi bile beceremeyen bir politikacı!"

Son yorumumuz yine aynı konuda... Reutlinger General-Anzeiger, Glos'un istifa kararını şöyle yorumluyor:

"Hristiyan Birlik Partileri'nin iki lideri Angela Merkel ve Horst Seehofer, kendi devirdikleri çamların enkâz yığınıyla karşı karşıya. Şimdi hızlı ve kararlı hareket etme zamanı. Ekonomik kriz döneminde kabinesinde bir Ekonomi Bakanı dahi olmayan bir Başbakan, süper seçim yılında seçmenlerine pek de etkileyici bir mesaj vermiyor doğrusu."