1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 0902 Presseschau 1

9 Şubat 2011

Bugünkü Alman gazeteleri Mısır'daki siyasi gelişmelerle, Rusya'da Domodedovo havaalanına düzenlenen saldırıyı ayrılıkçı bir Çeçen grubun üstlenmesiyle ilgili yorumlara ağırlık veriyor.

https://p.dw.com/p/10DuA

Mısır'da haftalardır süren protestolara rağmen istifa çağrılarına kulak asmayan Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'in Almanya'ya geleceği yönündeki tartışmalar sürüyor. Süddeutsche Zeitung konuyu şöyle yorumluyor:

"Mübarek rejiminin politik ve hukuki açıdan üstesinden gelmek, Mısırlılar'ın işi. Muhtemelen tıpkı Güney Afrikalıların bir zamanlar yaptığı gibi hukuk ve adaletten önce barış ve huzura öncelik vereceklerdir. Ancak Alman hukuk devleti bir Mübarek Yasası'na izin veremez. Mübarek görevini bırakmasının ardından Almanya Federal Cumhuriyeti'nde hakkında adli kovuşturma başlatılmamasına güvenemez. Almanya Mübarek'e tıbbi yardım sunabilir, güvenli bir liman değil."

Lübecker Nachrichten aynı konuyla ilgili yorumunda daha eleştirel:

"Mübarek'in Almanya'da sağlık kontrolünden geçmesi sağlanabilir. Ancak bunun ardından ülkeyi terketmelidir. Bu despota iltica hakkı verilmemeli. Suudi Arabistan'a gidip, oraya sığınabilir. O zaman kendisine benzeyenlerle birarada olur."

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise bugünkü sayısında, Mısır'a ilham veren, Yasemin Devrimi'nin yapıldığı Tunus'taki durumu mercek altına alıyor. Gazete Tunus'un demokrasiye giden yolunun uzun olduğu görüşünde:

"Yasemin Devrimi'nde ilerleme kaydediliyor. Gerçi orada da hâlâ eski deneyimli politikacılar ülkeyi yönetmeye devam ediyor, ancak daha önce iktidarda olan ve herşeyi kontrol altında tutan Anayasal Demokratik Birlik partisi (RCD) tasfiye edildi. Bu, göstericilerin en büyük talebiydi. Protestolara katılanların bazıları, temelde şimdikinden büyük oranda farklılıklara sahip yeni bir Anayasa ile ikinci cumhuriyetin hayata geçirilmesini istiyor. Eski Anayasa Tunus'u kuran Habib Burgiba'nın zamanında hazırlandı ve oldukça otoriter bölümler içeriyor. Hükümettekiler diğer yandan yeniden alevlenen huzursuzluğu da yatıştırmaya çabalıyor. Geçici Devlet Başkanı Fuad Mebaza bunu, parlamentonun kendisine tanıdığı özel yetkilerle yapmak istiyor. Tunus'un da demokratik yapı ve işleyişe giden yolu çok uzun."

Bugünkü Alman gazeteleri Rusya'nın Domodedovo Havaalanı'nda düzenlenen 32 kişinin öldüğü saldırıyı Dokku Umarov'un yönettiği ayrılıkçı Çeçen grup üstlenmesini de ele alıyor. Westfälische Nachrichten konuyu şöyle yorumluyor:

"Umarov saldırıyı üstlenirken Rusya'ya bu yılın 'kan ve gözyaşı' ile geçeceğini duyurdu. Çeçenler'in çok sayıda halkın bulunduğu bu bölgede gerçekten ne kadar güçlü olduğu, belirsiz. Putin ve Medvedev bu tehdit videosunu her koşulda ciddiye almak zorundalar. 2012 yılındaki Devlet Başkanlığı seçimlerinde rakip olacak bu iki politikacı, teröristlerin liderinin kendilerini yönetmesine izin vermeyi göze alamaz. Ya da daha da kötüsü olabilir: Rus halkına Kafkaslarda başarısız olduklarını ve terörü durduramadıklarını itiraf etmek zorunda kalabilirler."

Neue Osnabrücker Zeitung Rusya'nın önündeki seçenekleri ele alıyor. Yorumda şu satırları okuyoruz:

"Kremlin'in Kafkaslardaki ayrılıkçı gruplar arasında tartışmalı bulunan Umarov'u tecrit etmesi mantıklı görünüyor. Bunun anlamı ilk olarak askerlere savunma görevini vermesi, ikinci olaraksa gizli servisi güçlendirmesi gerekir. Üçüncü önemli nokta ise Çeçenistan Özerk Cumhuriyeti'nde güvenliğin sağlanıp istihdam yaratılmasıdır."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay