1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau 1

9 Nisan 2010

Bugünkü Alman basınında Kırgızistan'daki şiddet olayları, yeni nükleer silahların azaltılması antlaşmasının imzalanması ve Guantanamo'daki tutukluların durumuyla ilgili yorumlar ağırlıkta.

https://p.dw.com/p/MrNU
Kırgızistan'daki geçici hükümetin Başbakanı Rosa OtunbayevaFotoğraf: AP

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Kırgızistan'da birkaç gündür süren, Devlet Başkanı Kurmanbek Bakıyev'i hedef alan şiddet olaylarını yorum sütunlarına taşıyor:

"Bakıyev'le ilgili gelişmeler ve onun kaderi, yeni yönetime körü körüne güvenileceği konusunda ciddi bir uyarı. Yeni yönetim iktidara geldiğinde kendisini zengin etmeyi deneyebilir ve hiç de güzel olmayan yol ve yöntemlerle, iktidarını demokratik bir mücadele ve yarıştan koruyabilir. Eğer şimdi halkı temsil edecek bir hükümetten bahsediliyorsa ve bu hükümetin de ülkede kontrolü sağlayabilecek durumda olduğu iddia ediliyorsa, o zaman bu ancak, akan kanın son bulması ve ülkede istikrarın yeniden sağlanmasının umut edilmesiyle mümkün. Burada önemli olan ülkenin ekonomik gelişiminin sağlanması. İktidara hangi muhalif parti gelirse gelsin, ilk el atması gereken iş bu."

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, ABD Başkanı Barack Obama ile Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev'in, Prag'da dün yeni nükleer silahların azaltılması antlaşmasını imzalamasını analiz ediyor:

"Nükleer teknoloji ticaretinin, nükleer bomba konusundaki çalışma ve bilgilerin başkalarına aktarılmasının önlenmesi isteniyorsa, o zaman mümkün olduğunca fazla sayıda ülkenin buna taraf olması sağlanmalıdır. Obama'nın önümüzdeki hafta 40'tan fazla devlet ve hükümet başkanını Washington'da topladığı zirvede bu bakış açısı dile getirilecek. Eğer bu ülkeler nükleer bomba yapımında kullanılan malzemeleri kilit altına alma konusunda güvenilir olduklarını göstermek istiyorlarsa, bu, nükleer silahla yapılabilecek bir saldırıya karşı alınabilecek en iyi önlemdir."

Bielefeld'de yayımlanan Neue Westfälische aynı konuyla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Obama'nın yeni nükleer stratejisinin özellikle Almanya'da, son Amerikan nükleer füzesiyle vedalaşılacağı yönündeki beklentiyi gündeme getirmesi anlaşılır olsa da, acele bir beklenti. Soğuk Savaş döneminden kalma kısa menzilli, taktik nükleer silah adı verilen bu silahların azaltılması, Obama'nın aslında öncelikli hedefi değil. Bu silahların hiçbirisi bulundukları ülkenin sınırları için tehdit oluşturmuyor."

Berliner Morgenpost ise Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere'nin, ABD'nin Guantanamo'daki kampından tutuklu almaya sıcak bakma kararını değerlendiriyor. Gazetenin yorumu şöyle:

"İçişleri Bakanı Thomas De Maiziere, Guantanamo'dan tutuklu almaya hazır ama bu kişilerin ilgili eyaletler tarafından izlenmesi gerektiğini savunuyor. Bu düşünce, özellikle Hrıstiyan Birlik Partileri'nin iktidarda olduğu eyaletlerin hoşuna gitmiyor. Tamamen haklılar. Bu insanları Afganistan ya da Pakistan'dan alıp, Guantanamo kampına götüren ABD'ydi. Bu kişiler terörist oldukları şüphesiyle tutuklanmıştı. Bir yıldan fazla bir süredir iktidarda olan ABD Başkanı Barack Obama, Guantanamo'yu kapatmak istediğini açıkladı. Bu, doğru bir karar ancak tutukluların büyük bölümünü Avrupa'nın alması yönündeki beklenti, anlaşılır değil. Çünkü ABD'nin kendisi bu tutukluları ülkesinde istemiyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu