Avrupa basınından özetler

İngiltere’den sol liberal çizgideki Independent gazetesi, 1979-1990 yıllarında başbakanlık yapan ve dün 87 yaşında hayata veda eden Muhafazakâr Partili Thatcher hakkında şu yorumu yapıyor:

"Margaret Thatcher, başbakanın iktidarı kullanması konusunda yeni kıstaslar oluşturmuştu. Thatcherizm sık sık başvurulan bir slogan olsa da fikirsel veya siyasi varisinin bulunmaması, Thatcher’ın iç siyasetteki icraatının niteliği konusunda bir fikir veriyor. 1990'ların başında Thatcher'ın başbakanlığını istemeyerek de olsa bıraktığı İngiltere, bugün artık bambaşka bir ülke. Onun vergiler, deregülasyon ve sendikalarla ilişkiler konusundaki mücadeleleri ise günümüzde yine gündemde olan konular. Bunu Thatcher'ın öngörüşlülüğünün kanıtı olarak görmek mümkün. Ama bu aynı zamanda en güçlü ve cesur politikacının bile değişiklik yapmak istediğinde, demokrasilerde belli sınırlarının olduğunun da göstergesi."

Birçok Fransız gazetesi gibi Paris’te çıkan Libération gazetesi de Thatcher’ın icraatlarına eleştirel bir gözle yaklaşıyor:

"Permalı saçları gibi sabit olan fikirleri ile Thatcher yeni bir ideoloji yarattı. Kanıtlanan başarısızlıklarına rağmen Thatcherizm hâlâ gözde. 11 yıllık başbakanlığı süresince 80’li yılların liberalizmini temsil eden Thatcher, basit bazı fikirleri, yeni bir kutsal kitapmışçasına satmayı bildi: Özelleştirme, özellikle finans sektörünün deregülasyonu, esnek çalışma düzenlemeleri ve sendikalara yoğun bir şekilde yüklenilmesi… Ekonomi politikalarıyla toplum konusundaki vizyonunu önce partisine kabul ettirdi ve ülkesinde uyguladı, ardından tüm dünyaya yaymaya çalıştı. Şu anda dünyadaki kriz, yandaşlarının en ödünsüz şekilde uyguladığı Thatcherizm’in de neden olduğu bir krizdir."

İsviçre’den Neue Zürcher Zeitung de bugünkü baskısında, Thatcher'ın mirasını yorumluyor:

"Günümüz İngilteresi’nin toplum ve ekonomisi Thatcherizm ile şekillendi. Kamu kuruluşlarının özelleştirilmesi ile dünya piyasasında etkin işletmeler yaratıldı. Sendikaların o dönemde olduğu kadar güçlü olmasını bugün kimse istemiyor. Ancak Thatcher’ın istifasından yaklaşık 20 yıl sonra dönemin karanlık yanları da göze çarpıyor. Ülkede gelir dağılımındaki ve fırsat eşitliğindeki dengesizlik, Kıta Avrupası’ndan daha büyük. Finans krizi, deregülasyona olan güveni sarstı. Ama İşçi Partisi’nin vaatlerinin devasa borç dağının altında kaybolmasının ardından bile, Thatcher'ın mirasının bir alternatifi yok."

Hannover Sanayi Fuarı’nın açılışı için Almanya’ya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ziyareti, Moskova'da yayımlanan Wedomosti adlı gazetenin yorum sütununda şu satırlarla ele alınıyor:

"Putin’in ziyaretinde ekonomik değil siyasi konular gündemin ağırlıklı noktalarını oluşturuyordu. Devlet Başkanı’nın Almanya’da tek bir anlaşma bile imzalamamış olması da bunun bir göstergesi. Putin ile bir araya gelen Angela Merkel, Rusya’daki Alman vakıfların bürolarına düzenlenen baskın ve aramaları eleştirdi. Putin’in hiçbir örgütü yasaklamaya niyetleri olmadığı yönündeki açıklaması ise Almanya Başbakanı’nı ikna etmedi. Suriye konusunda da Putin puan toplayamadı. Fakat iki ülkenin ekonomik ilişkileri güncel gerilimden etkilenmeyecektir. Zira hızlı tempolu siyasetin aksine, ekonomi genelde daha devamlılık sergileyen bir alandır."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Aydın Üstünel

Editör: Ayhan Şimşek