1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

09.08.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay9 Ağustos 2006
https://p.dw.com/p/AblU

Lübnan karar tasarısının BM Güvenlik Konseyi’ne sunulmasına Rusya’nın itiraz etmesi ve karar doğrultusunda atılacak adımların Ortadoğu’da yol açabileceği gelişmeler bugünkü Alman gazetelerinin yorumlarında ele alınan başlıca konular arasında.

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, İsrail’in işgal ettiği Lübnan topraklarından kolay kolay çekilmeyeceği görüşünde. Gazetenin yorumu özetli şöyle.:

“Başbakan Olmert Lübnan’ın barış planlarını peşinen ret etmemiş olsa da İsrail birliklerinin Lübnan’ı kısa zamanda boşaltması beklenemez. Kudüs yönetimi, çeşitli din ve mezheplerden oluşan Lübnan ordusuna ve Beyrut’un önerisini kabule hazır olduğunu söyleyen Hizbullah’a değil, ordusunun gücüne güveniyor. Lübnan’da devam eden çarpışmalar İsrail açısından 1978 yılındaki Litani operasyonundan oldukça farklı. İsrail, İran Cumhurbaşkanı’nın imha tehditlerini ciddiye alıyor. Geçen yıldan bu yana çok şey değişti. İsrail barış hareketi bile hükümetin savaş politikasına ses çıkarmaz oldu.”

Osthüringer Zeitung adlı Alman gazetesi ise İsrail’in askeri kuvvet politikası ile siyasi barışa kavuşmasının mümkün olmadığını vurguluyor. Gazetenin yorumunda göze çarpıyor:

“İsrail ordusu tipik bir davranışla şiddetin dozunu arttırıyor, daha fazla siyasi eleştirilere hedef oluyor ve askeri bakımdan düşmanla göğüs göğüse gelmekle üstünlük ve hareketliliğini sınırlayıp daha fazla kayıp vermeyi göze alarak İsrail’deki eleştirilerin de artmasına yol açıyor. İçinde bulunduğu askeri ikilemin siyasi boyutu da böylelikle ortaya çıkmış oluyor. Askeri üstünlükle siyasi anlaşmazlığa çözüm bulunabileceğini sanmanın ne büyük yanılgı olduğu. Ama tarihi tecrübeler, askeri üstünlüğe paralel olarak anlaşmazlıkları kuvvet yoluyla çözme hevesinin de arttığını göstermiyor mu?”

Berlin’in Tageszeitung gazetesi, Lübnan hükümetinin güneye askeri birlik gönderme kararının Güvenlik Konseyi’ndeki kördüğümü çözmeye yardımcı olabileceği görüşünde:

“Arap tarafının önerisi ile Rusya’nın veto tehdidinin, Güvenlik Konseyi’nden adil bir karar çıkartma ve uygulanabilir bir ateşkes başlatma şansını yaratmış olması, Avrupa Birliği açısından yüz kızartıcıdır. Ortadoğu’nun mayın tarlalarına asker göndermek zorunda kalmama ihtimalinin artması, Berlin, Londra ve Paris’in tavırlarını gözden geçirmelerine vesile olmalıdır.”

Alman gazetelerinde Alman iç politikasına ilişkin tartışmalar da yer alıyor. Heilbronner Stimme gazetesi büyük koalisyon hükümetinin göçmenleri toplumla kaynaştırma yöntemlerini şöyle eleştiriyor:

“Başarılı uyum politikası tek bir yöntemle yürütülemez. Mecburi Almanca kurslarına katılan yabancıların sadece üçte biri yeterli olgunluğa erişebiliyor. Ama zorla güzellik olmaz ve zorlamayla öğretimdeki başarı oranı arttırılamaz. Politikacılar asıl göçmenlerin nasıl yaşadıklarına, kendilerini nasıl yetiştirdiklerine, çocuklarını yuvaya mı verdiklerine yoksa Alman toplumundan soyutladıklarına mı bakmalıdırlar. Dil kursları çok önemli de olsa, tek başına bütün sorunları çözmeye yetmez.”