1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

10.02.2009 - Avrupa basınından özetler

Derleyen: Başak Özay & Başak Sezen10 Şubat 2009

İtalya'daki ötenazi tartışmaları, İran İslam Devrimi'nin 30'uncu yıldönümü, İsrail'deki erken genel seçimler ve Avustralya'daki orman yangınları, 10.02.2009 tarihli Avrupa gazetelerinin başlıca yorum konuları.

https://p.dw.com/p/Gqin
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

İtalya’da 1992 yılında geçirdiği trafik kazasının ardından yıllarca komada kalan Eluana Englaro'nun ailesinin, kızlarına ötenazi yapılması için mahkemeye başvurmasıyla ülkede büyük bir tartışma başlamıştı. Hükümet yetkilileri, yıllarca ötenaziyi mümkün kılacak bir düzenleme yapmaktan kaçındı. Son olarak Başbakan Silvio Berlusconi, 6 Şubat’ta Bakanlar Kurulu’ndan çıkardığı bir kararnameyle, suni beslenmeye son verilmesini yasakladı. Hatta bu konuyla ilgili bir de yasa tasarısı hazırlandı. Ancak Eluana tasarının görüşüldüğü dakikalarda, dün akşam saatlerinde hayata veda etti. İspanya'nın başkenti Madrid merkezli El Pais gazetesi, yorumunda Eluana’nın ölümüyle ilgili tartışmalara yer veriyor:

"İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi ve Vatikan, Eluana Englaro’nun aceleye getirilmiş ve bir defaya mahsus bir yasayla hayatına son verilmesini önlemek için zamanla yarış başlattı. Hayatının bağlı olduğu pamuk ipliği, suni beslenmeye son verilmesinden sonra daha da incelmişti. Ölümü, Berlusconi ile ailesi arasındaki çatışmayı sona erdirdi. Berlusconi bu ideolojik Haçlı Seferi ile , iktidar lideri olarak gücünü kullanıp Anayasal düzeni tehlikeye atmaktan, Yüksek Mahkeme’yle alay etmekten ve mahkeme kararlarını uygulamaya hazır olan hastane ve kliniklere gözdağı vermekten çekinmedi."

Sol liberal eğilimli İngiliz gazetesi Independent ise İran Devrimi'nin 30'uncu yıldönümünü ele alıyor:

"İran'da 30 yıl önce batı yanlısı Şah'ın devrilip yerine dini lider Ayetullah Humeyni'nin geçmesiyla noktalanan İslam Devrimi bütün dünyayı şok etti. Devrimin üzerinden 30 yıl geçti ve batının İran ile yeni ilişkiler kurma vakti geldi. Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni Başkanı, barışa dayalı yeni bir dış politika uygulanacağı sözü verdi. Aynı zamanda İran da cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanıyor. Hırpalanmış ekonomisi ve düşen petrol fiyatları, görevdeki cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın iktidarını sarsmaya başladı. Ahmedinejad, baskı altında. İran'ın, Washington'un uzattığı ele ne kadar yaklaşacağını kimse bilmiyor. Neredeyse bir nesil boyunca başarısız bir politika uygulayan İran'ın, artık dışa açılma zamanı geldi."

Sırada İtalyan basınından bir alıntı var... Başkent Roma'da yayımlanan La Republicca gazetesi, İsrail'deki erken genel seçimleri ele aldığı yorumunda özetle şu görüşlere yer veriyor:

"Seçimlerden önce yapılan kamuoyu anketleri İsrail'de seçime giren partilerin oy oranları arasında kıl payı fark olduğunu ortaya koydu. Bu küçük fark ve parti programları nedeniyle, İsrail'de yeni koalisyon hükümetinin sağın hangi tarafında yer alacağını kararsız seçmenler belirleyecek. Varsayalım ki seçimler açık ve net bir şekilde yeni bir çoğunluğun zaferiyle sonuçlandı. Bu, Gazze Savaşı'nın gölgesinde yürütülmüş, gerçek bir seçim havasının oluşmadığı ve Evimiz İsrail Partisi'nin Genel Başkanı aşırı sağcı lider Avigdor Lieberman'a yoğunlaşan bir seçim kampanyasıydı. Bu kampanyada, Lieberman'ın, gerçek bir parti programına dönüşme şansı bulunmayan tuhaf ve uçarı görüşlerini tartışıldı."

Son yorumumuz, Avustralya'daki orman yangınlarıyla ilgili. Norveç’in başkenti Oslo'da yayımlanan muhafazakâr görüşlü Aftenposten, hafta sonundan bu yana devam eden yangınları, farklı bir bakış açısıyla değerlendiriyor:

“En önemli soru, iklim değişikliğinin orman yangınlarını olduğundan daha kötü bir hale getirip getirmediği. Avustralya şimdi, daha önce ABD, İspanya ve Yunanistan’dan bildiğimiz iklim tartışmasının bu bölümünü yaşıyor. Sera etkili gazların salınımı ısı yükselmesine yol açıyor, bu da çok az su kalan bölgelerin daha da kuraklaşmasına neden oluyor. Yangın tehlikesi altındaki bölgelerde yerleşimin sona erdirilmesi yönünde güçlü tezler öne sürülüyor. Bütün dünya genelinde, insanoğlunun sadece doğal afetlerin kurbanı olmadığı, ama aynı zamanda afetlere zemin de hazırladığı anlayışı yaygınlaşıyor. Orman yangınlarının tesadüfen çıkmadığı da idrak ediliyor.”