1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

10.03.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tuncak10 Mart 2005
https://p.dw.com/p/AbrL

Haftalık Die Zeit gazetesinde, AB Dönem Başkanı Lüksemburg’un Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ile yapılan bir ropörtaj yer alıyor. Assleborn, “İstanbul’daki gösteriye polisin müdahalesi ve Türkiye’deki reform sürecinde yavaşlama olduğu tartışması, AB içindeki Türkiye karşıtlarının kozlarını güçlendirir mi?” sorusunu şöyle yanıtlıyor:

“Buna inanmıyorum. Türkiye AB’den beklenti içinde. 70 milyon nüfuslu bu büyük ülkede, insan haklarının durumu AB’nin baskısı olmasaydı çok daha kötü durumda olurdu. Bu bizi cesaretlenmeli. Sadece politik, ekonomik ve felsefi olarak değil, insan hakları için de Türkiye ile ilişkileri sıkı tutmalıyız.”

Frakfurter Allgemeine gazetesinde de Türkiye ile ilgili bir haber-analiz gözümüze çarpıyor. Haberde, Erdoğan hükümetinin hummalı bir reform döneminden sonra temposunun düştüğü tespiti yapılıyor. Yarın seçim yapılsa sandıktan yine Adalet ve Kalkınma Partisi’nin çıkacağı, ancak bunun sebebinin seçmenlerin alternatifsizliği olduğu belirtiliyor. Bu bağlamda Cumhuriyet Halk Partisi içindeki iktidar mücadelesinden söz ediliyor.

Alman gazetelerinde Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko’nun Berlin ziyareti de geniş yer tutuyor. Die Welt gazetesinin yorumu:

“Doğusunda istikrarlı ve mümkün olduğunca demokratik bir devletler topluluğunun bulunması Almanya’nın menfaatine. Ama AB’nin doğuya doğru genişlemesinden sonra bu hedeflere ulaşmak için fazla çaba gösterilmedi. Bunun değişmesi gerekiyor. Ukrayna’nın, imtiyazlı ortaklığa dayalı bir AB perspektifine ihtiyacı var. Bu sürecin sonunda yolun tam üyeliğe çıkıp çıkmayacağını önümüzdeki onyıllar gösterecektir. Ama Avrupalı olmayan bir Türkiye’ye bile tam üyelik sözü verildikten sonra neden olmasın?”

Yuşçenko’nun Berlin gezisi vize skandalı ile gölgelendi. Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın 2000 yılında çıkardığı vize kolaylığına ilişkin düzenlemeyi, başta Ukraynalı olmak üzere insan tacirlerince istismar edildiği ortaya çıktı. Temasları sırasında bu konuya değinen Yuşçenko, tüm Ukraynalılar’ın organize suçlu kefesine konmaması gerektiğine dikkat çekti. Bayerische Rundschau’nun yorumu şöyle:

“Kiev’de yaşanan vize skandalı, Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer için olduğundan çok asıl Almanya’daki Ukraynalılar için bir felaket. Çünkü birden bire hepsi kendini insan taciri, kaçak işçi ya da hayat kadını olmadığını kanıtlamak zorunda hissetti.”

Gazetelerde öne çıkan bir diğer konu, Çeçen lider Mashadov’un Rus gizli servisinin bir operasyonunda öldürülmesi. Süddeutsche Zeitung’un konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Mashadov tarihe, bir barış elçisi olarak geçmeyi istedi. Hatta son olarak ateşkes ve Putin ile masaya oturma talebinde bulunmuştu. Ama Kremlin, Mashadov’un kendisine uzattığı bu dost elini çok tehlikeli buldu. Çünkü ayrılıkçıların lideri, Batı dünyasında kamuoyunun görüşü ilgileniyor ve Rus Asker Anneleri Örgütü ile bağlantıya geçerek Putin’i ahlaksal açıdan baskı altına almaya çalışıyordu. Mashadov’un öldürülmesi ile bu korkulu rüya bitti. Ama artık Rusya’nın, Çeçen ayrılıkçılar arasında masaya oturabileceği kimse kalmadı.“

Die Zeit gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Vladimir Putin, son devlet başkanlığı seçimlerinde, propaganda amacıyla Çeçenistan’a karşı savaş söylemlerini arttırdı. Bu söylem, seçimi kazanmasına yardım da etti. O zamanadan beri Moskova, Çeçen liderlerle masaya oturma işini rafa kaldırdı. Mashadov ise barış mesajları ile savaş nidaları, terörü kınama ile fanatik komutanları desteklemek arasında gidip geldi. Mashadov, ‘son Mohikan’dı. Bundan sonra güç, köktendinci kuşağın eline geçti.“

Avusturya gazetesi Salzburger Nachrichten’in yorumu:

“Kafkaslar’ın kuzeyinde barış süreci ağır bir darbe aldı. Mashadov, Kremlin ile anlayışa dayalı bir ilişkinin kurulabilmesi için tek umuttu. Dahası, Çeçenistan’ın seçimle işbaşına gelmiş ilk ve tek gerçek devlet başkanıydı.”

Alman gazetelerinde Başbakan Schröder’in muhalefet liderleri Angela Merkel ile Edmund Stoiber’e yaptığı işsizlikle mücadele zirvesi çağrısı da ele alınıyor. Yorumlarda, görüşmeden somut bir sonuç beklenmediği ifade ediliyor. Buluşma öncesinde Schröder’in açıklayacağı konjonktürü canlandırma programı da yorumlara konu olmuş. General Anzeiger adlı gazetede, “Hükümeti işsizlik rakamları değil, kamuoyu yoklamaları yeniden harekete geçmeye zorluyor” cümlesini okuyoruz.

Fransız gazetesi La Tribune ise yorumunda ülke genelindeki grevleri işliyor:

“Hükümetin bu acı lokmayı yutması lazım. Ücret artışları konusunda hükümetin fazla bir hareket serbestisi yok. Dahası büyük tröstler rekor düzeyde kar ederken orta ölçekli işletmelerin neden düşük gelir elde ettiğini açıklaması gerekiyor.”

Gazetelerde Hannover’de başlayan Bilişim Teknolojileri Fuarı Cebit de konu ediliyor. Westfaelische Anzeiger’in yorumu:

“IT dünyası temsilcileri son üç yıldır CEBIT’te, sektöde canlanmanın beklendiği cümlesini yineleyip durdu. İnternet balonunun patlamasının ardından sektörün toparlanmak için zaman ihtiyacı vardı. Neyse ki bilişim teknolojisi ve yazılım üreten firmalara güven yeniden artmaya başladı. CEBIT, durdu sanılan IT lokomotifi için yeni bir başlangıç olabilir.”