1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

10.05.2011-Avrupa basınından özetler

10 Mayıs 2011

ABD Başkanı Barack Obama’nın terörle mücadele politikası, euro krizi, Şengen kurallarını askıya alma önerisi ve dünyanın en fakir ülkelerinin durumu, bugünkü konularımız.

https://p.dw.com/p/11CvY

İtalya Corriere della Sera gazetesi Usame Bin Ladin’in öldürülmesinin ABD Başkanı Obama’nın durumunu nasıl etkilediğini konu alıyor:

“Obama defalarca, çözüm bekleyen sorunlara mesafeli yaklaştığı gerekçesiyle eleştirilmişti. Soğukkanlılığı Bin Ladin olayında işine yaradı. Hem de nasıl. Poker ustası kurnazlığıyla hislerini saklamasını bildi. Özel komandoların operasyona hazırlandıkları sırada bir komedyenin El Kaide lideri hakkında yaptığı esprilere kahkahalarla gülebildi. Duygular bundan iyi gizlenemezdi. Ama belki de karışık etnik köklerinden kaynaklanan bünyesindeki benlik çelişkisine sonunda hakim olabilmişti. Ve de bu sayede kendini daha iyi tanımayı öğrenebilmişti.”

Viyana’da yayımlanan Avusturya gazetesi Der Standard Usame Bin Ladin olayında Pakistan’ın oynadığı anlaşılmaz rolün ikili ilişkiler üzerindeki muhtemel etkilerini konu alıyor:

“İslamabat yönetiminin kendi payına düşeni yerine getiremediği ABD ile Pakistan arasındaki ittifak aslında bozulamaz. ABD, Pakistan ordusuna yaptığı para yardımıyla Pakistan’ın sistemine sızmış oluyor. Pakistan’ı kaderine terk etmenin maliyeti çok daha fazla olur. Pakistan’ın işbirliği olmadan ya da Pakistan’daki radikal akımların güçlenmesi durumunda Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmesi tehlikeye girer.”

Yine Avusturya gazetelerinden Die Presse Şengen bölgesinde yeniden süreli sınır kontrolleri başlatılmasını konu alan tartışmalara değiniyor:

“Siyasi bakımdan nazik bir konu olsa da, seyahat edenlerin değil de sınırların açık olduğu Şengen bölgesi ülkelerindeki makamların kontrol edilmesi daha anlamlı olurdu. Hedef yeniden sınırları kapatmak değil, dış sınırların denetlenmesiyle ilgili katı kurallara uyamayan ya da uymak istemeyen ülkenin Şengen bölgesinden çıkarılabilmesi olmalı. Bu ülkenin adı Yunanistan olsa bile.”

El Mundo adlı İspanyol gazetesi Avrupa Birliği’ndeki borç kriziyle mücadeleye ayırdığı yorumda şu satırlara yer veriyor:

“İspanya’yı da aşırı derecede tasarruf etmeye zorlayan bir yıl önceki Yunanistan’ı kurtarma operasyonu borçlu ülkeleri daha da kötü duruma sürükledi. İrlanda ve Portekiz operasyonlarının başarılı olacağı da kuşkulu. Birlik Komisyonu ile Avrupa Merkez Bankası’nın kurtarma planları Yunanistan örneğinde iflas etti. Yunanlardan aşırı şekilde sıkmaları istenen kemer ülke ekonomisini boğmaya başladı. Kurtarma operasyonları sisteminin çözüm olup olamayacağını sorgulama zamanı gelmiştir. İrlanda ve Portekiz’in borçlarını ödeyeceğini kim garanti edebilir?”

Hollanda’nın de Volkskrant gazetesi euro krizinin siyasi otoriteye olan güveni sarstığını kaydediyor:

“Yunanistan, Portekiz ve İrlanda yardım önerilerini, kendileri imdat çağırana kadar geri çevirdiler. Mali piyasaların işleyişi açısından bu davranış makul görülebilir. Euro’nun istikrarına katkısından şüphe duyulan ülkenin faiz faturası kabarıyor. Dürüstlüğün fiyatı da artıyor. Zayıf ülkelerin euro bölgesinde kalıp kalmayacaklarının tartışılması iyi olurdu. Ama pratikte bu konu parlamentoların gündemine alınmıyor. Çünkü kuşkuların dile getirilmesi sonun başlangıcı olarak algılanıyor. Politikacılar da gerçekleri gizlemeye zorlanıyor. Euro krizinin uzayıp gitmesi onların inandırıcılığını yıpratıyor.”

Luxemburger Wort gazetesinin İstanbul’daki En Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı’nı konu alan yorumu da özetle şöyle:

“Herkese refah payının düştüğü bir dünya hedefinden oldukça uzaktayız. Gözle görünmeyen açlık perdesi dünyamızı hala birinci ve üçüncü dünyalara ayırıyor. Görülmüyor, çünkü en zengin ülkeler dünyanın en fakir ülkelerini görmüyor. Oysa kalkınma halindeki ülkelerin mucizeye değil, adil ticaret ile eğitim, tarım, sanayi ve bilişim toplumu yatırımlarına ihtiyacı var. İstanbul buluşmasının ardından fakirlik makası muhtemelen biraz daha açılacak. Birleşmiş Milletlerin yeteri kadar hedefi var. Eksik olan, siyasi, ekonomik, sosyal ve hatta bireysel irade.”



© Deutsche Welle Türkçe


Ajanslar/A. Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu