1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.01.2006 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Yeşim Kasap11 Ocak 2006
https://p.dw.com/p/Abnr

Avrupa basınında bugün Türkiye’de giderek yayılan kuş gribine ilişkin haber ve yorumlara geniş yer ayrılıyor. İran’ın nükleer tesislerdeki faaliyetlerine yeniden başlaması da ağırlık verilen bir konu. Ayrıca Alman gazeteleri, yaz aylarında Almanya’da yapılacak Dünya Kupası öncesinde, Almanya’daki birçok stadın sağlam olmadığının ortaya çıkmasına ilişkin yorumlara yer veriyor…

Almanya’da yayımlanan Süddeutsche Zeitung, kuş gribiyle ilgili şu yoruma yer veriyor:

“Günlerdir kuş gribiyle ilgili haberler yapılıyor. İnsanlar artık bunlardan bıkmış olsa da kuş gribi kesinlikle hafife alınmamalı. Türkiye’deki vaka sayısı giderek artıyor. Türkiye’de rakam neden bu kadar yüksek? Diğer Asya ülkelerindeki rakamlar doğru olmayabilir. Yani hastalığın görüldüğü diğer Asya ülkelerinde vakaların hepsi kayda geçmemiş olabilir. Ama öte yandan bunun nedeni, H5N1 virüsünün yavaş yavaş mutasyona uğraması da olabilir…“

Buna karşılık muhafazakar İngiliz The Times gazetesi, panik yapmak için bir sebep olmadığını iddia ediyor:

“Paniğe kapılmak kolay. Görünmez, esrarengiz bir katil kol geziyor. Hatta bu katil virüs, henüz mutasyona uğramadan bile insanların fazlasıyla gözlerini korkutmayı başardı. Evet, tabii ki kuş gribi virüsünün Avrupa topraklarında görülmesi endişe verici bir durum. Tüm dünya kuş gribi virüsünün tehdidi altında. Fakat yine de paniğe kapılmaya gerek yok. Çünkü virüs henüz mutasyona uğramadı, yani hastalık henüz insandan insana bulaşmıyor. Ama buna rağmen, virüsün bu yolda ilerlediği de unutulmamalı ve önlemler alınmalı.”

Fransa’da yayımlanan La Provence gazetesi de Avrupa’nın tehdit altında olduğu görüşünü savunuyor:

“Avrupa Birliği, virüsün yayılmasını engellemek için hemen harekete geçmeli. Sınırlarda kontroller yapmalı, ithalat yasağı koymalı. Ve Türkiye’nin gerekli işlemleri yapıp yapmadığını kontrol etmeli. Durum vahim, şimdi diplomatik nezaket gösterme vakti değil!”

İran yaklaşık iki yıldır askıya almış olduğu nükleer faaliyetlerine yine başladı ve İran’ın bu adımı Batı’yı kızdırdı. Muhafazakar Norveç gazetesi Aftenposten, “İran dünyayı kışkırtıyor” başlığıyla bir yorum yayımlamış:

“İran attığı bu son adımla milletler topluluğuna meydan okuyor. Tehlikeli bi krizin eşiğindeyiz. Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ve kurumun başındaki Nobel ödüllü El Baradey de endişeli. İran, Yahudi soykırımını inkar eden, İsrail’den nefret eden bir ülke. Ve bu ülke pek yakında atom silahlarına sahip olabilir! Birleşmiş Milletler’in yaptırım uygulaması belki sorunu çözebilir. Askeri çözüm de bir ihtimal pekala. Şimdi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde herkesin birlik olması gerek. Ve işte bu çok zor görünüyor.”

Almanya’da yayımlanan Handelsblatt gazetesinde ise aynı konuya ilişkin şu satırlar yer alıyor:

“Birleşmiş Milletler’de İran’a karşı ortak bir cepheden söz edilemez. Bazı ülkeler, kısa vadeli ekonomik çıkarlarını gözeterek tavır belirliyor. Bazı ülkelerse kesinlikle İran için askeri çözümden yana değil, onlar için varsa yoksa diplomasi. Ancak bu, askeri yaptırımın söz konusu olmayacağı anlamına gelmiyor. Zira Batılı ülkelerin sabrı tükenmek üzere.”

İngilizler’in muhafazakar yayın organı Daily Telegraph ise Batı’nın verdiği tepkiyi eleştiriyor:

“Hem Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu hem de BM, Mollaların atom bombasına doğru attıkları adım karşısında, fazlasıyla yumuşak tepki verdi. Nobel ödülle El Baradey’in tek dediği şuydu: “Uluslararası toplumun sabrı tükeniyor,”! Halbuki El Baradey daha sert çıkıp meseleyi Güvenlik Konseyi’ne götüreceğini söylemeliydi.”

Fransa’da yayımlanan sağ liberal Liberation gazetesinde İran ile süren atom kavgasına ilişkin şu yorum yapılıyor:

“Tahran rejimi krizi tırmandırmaya karar verdi. Küçük ama emin adımlarla hedefine doğru ilerliyor. Hedef, atom bombası sahibi olmak. Ama İran’ın tehlikeli bir ülke olduğu unutulmamalı. Yapılacak tek şey sorunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne havale etmek.”

Avusturya’da çıkan sol liberal Der Standard gazetesinde ise şu yorum dikkat çekiyor:

“Mühürleri sökerek, Tahran kendinden beklenenin aksini yapmış oldu. Amacı, atom bombasından vazgeçmesi karşılığında fiyatını yükseltmek. Çünkü İran da nükleer enerjiyi barışçıl amaçlarla kullanma hakkına sahip. Ancak Rusya ve Çin de İran’ın davranışını eleştirdiler. İran bu uyarıyı dikkate almalı. Birleşmiş Milletler’de çoğunluk askeri yaptırım uygulanmasından yana!”

2006 Dünya Kupası öncesinde, birçok stadın güvenli olmadığının ortaya çıkması, Almanya’yı karıştırdı. Alman Tagaszeitung’a göz atıyoruz:

“Organizasyon komitesi, stadların güvensiz olduğunu iddia eden kurumu ve de basını karalamaya çalışıyor. Stadların güvensiz olduğunu iddia edenler ‘hain’ olarak damgalanıyor. Halbuki yapının çürük olması nedeniyle Bad Reichenhall’de yaşanan felaketin üzerinden çok geçmedi. Sorumlular söylenmeyi bırakıp harekete geçmeli. Stadları güvenli hale getirmek için önümüzde daha beş ay var.”