11.02.2009 - Avrupa basınından özetler

İsrail'de dün yapılan genel seçimlerin kısmi sonuçları, Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin iktidardaki Kadima partisinin ve Benyamin Netanyahu'nun muhalefetteki Likud partisinin başabaş bir mücadele verdiğini ortaya koyuyor. Oyların sayım işlemi tamamlanmadı ancak şu an için 120 sandalyeli parlamentoda Kadima partisi 27, Likud partisi ise 26 sandalye almış durumda. Roma'da Yayımlanan sol liberal görüşlü La Repubblica gazetesi, yorumunda İsrail'deki durumu değerlendiriyor:

"Zipi Livni avantajlı durumda, ancak kazanan sağ. İsrail'i kim yönetecek? Dün akşam Livni, Likud'un başkanı Benyamin Netanyahu'yla tekrar görüşerek, seçmenlerin kararına saygı gösterip ikili bir koalisyon kurmaları çağrısında bulundu. İsrail siyaset sahnesinde iki başbakan yer alacakmış gibi gözüküyor."

İtalya’da 1992 yılında geçirdiği trafik kazasının ardından yıllarca komada kalan Eluana Englaro, pazartesi günü hayatını kaybetti. Ancak ötenazi ve demokrasi tartışmaları sürüyor. Englaro'nun ailesi kızlarına ötenazi yapılması için mahkemeye başvurmuş, hükümet yetkilileri ise yıllarca ötenaziyi mümkün kılacak bir düzenleme yapmaktan kaçınmıştı. Son olarak Başbakan Silvio Berlusconi, çıkardığı kararnameyle, suni beslenmeye son verilmesini yasaklamış, hatta bu konuyla ilgili bir de yasa tasarısı hazırlamıştı. Amsterdam'da yayımlanan NRC Next gazetesi yorumunda Berlusconi'nin girişimlerinin, İtalyan demokrasisini tehlikeye düşürdüğüne değiniyor.

"Berlusconi, zaten sallantılı olan İtalyan demokrasisini iyice zayıflattı. Berluskoni, yargıyı 'devlet düşmanı bir kanser'e benzetecek yetkiye sahip. Orduyu, düzeni sağlaması için sokakaklara saldı. Bu durum sadece İtalyan seçmenleri değil, tüm dünyayı ilgilendiriyor. Neredeyse tüm Avrupa'da kuvvetler ayrılığı demokrasinin temeli kabul edilir. Bir hükümet buna meydan okuyorsa, orada demokrasi tehlikede demktir. İtalya'daki durum bu."

Paris'te yayımlanan bağımsız Le Monde gazetesi ise, Fransız otomotiv sektörüne yapılan milyarlarca euroluk desteğe atfen, küresel mali krizle mücadelenin çıkar savaşına dönüştüğü ve her ülkenin kendi çıkarlarını ön planda tutmaya başladığı yorumunu yapıyor.