1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

10 Nisan 2012

Suriye yönetiminin oyalaması ve Alman siyasi partiler yelpazesindeki kaymalar öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/14bIh
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Lüneburg’da yayımlanan Landeszeitung, “Batı, Balkanlar ve Ruanda tecrübelerinden sonra, kan dökülmesini kuvvet kullanarak sona erdirmeden edebilir mi?” diye soruyor ve ekliyor:

“Etmek zorunda kalacak. Görünürde, silah zoruyla rejim değiştirme iradesi yok. Müdahale iç savaşa yol açtığı için, Irak’ta çok acı tecrübeler edinilmişti. Durumu ancak Rusya sakinleştirebilir. O da, Beşar Esad’ı istifaya zorlayarak. Moskova’nın, Rus silahlarının yağlı müşterisi olan ve Akdeniz’e tek çıkış kapısı olarak Tartus Üssü'nü Rusya’nın hizmetine veren Suriye’de önemli çıkarları var. Ancak Kremlin, Rusya bağımlısı Esad’ın günlerinin sayılı olduğunu idrak edememişe benziyor.”

Stuttgarter Zeitung’da ise şu satırları okuyoruz:

“Güvenlik Konseyi’nin veto hakkını haiz daimi üyelerinden Rusya ve Çin, Suriye’deki rejim ile muhaliflere farklı kıstas uygulanmamasını daha başından beri istemekteydi. Kofi Annan ustalığı sayesinde, tükürdüklerini yalamak zorunda bırakmadan bu iki süper gücü barış arayışına ortak etmeyi başardı. Tecrit edilmiş durumdaki despot Esad, ölümle ülkeyi terk etmek dışında seçeneği kalmadığına ancak bu iki büyük devletin katkısıyla ikna edilebilir.”

Süddeutsche Zeitung, dünya devletlerinin Şam yönetimi karşısında birleşmesi gerektiğine işaret ediyor:

“Ateşkes girişiminin başarısızlığa uğramasının, Suriye için hakça çözüm arayışının sonu değil, başı olabileceği ümidi kaybolmadı. Bazen ilerlemeden önce bir adım gerilemek gerekebilir. Annan inisiyatifi, Şam karşısında hızlı ve kararlı adımlar atacak geniş tabanlı bir uluslararası ittifak kurulmasını inşallah kolaylaştırmıştır.”

Eyalet parlamentolarına girmeyi başaran ve bütün Almanya düzeyindeki son anketlerde de Yeşiller’den üçüncülüğü alan Korsanlar Partisi’nin yükselişi kamuoyunda biraz da hayretle izleniyor. Münih’te yayımlanan Tageszeitung, doğru dürüst programı ve tecrübeli bir kadrosu olmayan Korsanlar’ın durumunu şöyle değerlendiriyor:

“Korsanlar, Euro krizi hakkında ne düşünüyorlar? Almanya’nın enerji dönüşümüyle ilgili planları var mı? Bunu kimse bilmiyor. Tıpkı son anketlere göre bu ‘oy korsanlarını’ tercih eden %13’lük seçmen kitlesi gibi. Korsanlar, farklı oldukları için hoşa gidiyorlar. Kalitelerinin yüksek oluşu değil, köklü partilerin hataları onlara yarıyor. Örneğin, Yeşiller... Nasıl bundan 20, 30 yıl önce Yeşiller genç kuşakların hissiyatına cevap verebildiyse, aynı şeyi şimdi Korsanlar yapıyor. Ancak her seçimde belli isimler öne çıkıyor. Sosyal Demokratlar ve Hrıstiyan Birlik partileri gibi Yeşiller de genç kadrolara şans tanımıyor. Yeşiller, başta hedef aldıkları eskimişliğin temsilcisi oldular. Ama hükümet sorumluluğunda güvenilir ve uzlaşmacı olmayı bildiler. Telif hakları gibi önemli bir konuda temsil ettikleri internet camiasına yol gösteremeyen Korsanlar, daha karmaşık konularda renklerini belli etmek zorunda kalacak ve en geç o zaman büyüleri bozulacak.”

Son seçim anketlerinin, büyük koalisyon dışındaki iki partili hükümet ortaklıklarının imkansız olduğunu ortaya koymasını Frankfurter Allgemeine Zeitung şöyle yorumluyor:

“Ne Hrıstiyan Birlik – Hür Demokrat ortaklığının, ne de Sosyal Demokrat – Yeşiller koalisyonunun iktidara gelme şansı bulunuyor. Parlamento aritmetiği sadece Hrıstiyan Birlik – Sosyal Demokrat koalisyonuna imkan tanıyor. Büyük koalisyonu istemeyen, Hür Demokrat Parti, Yeşiller, Sol Parti ve Korsanlar Partisi’ni kazanmak zorunda. Uzun vadeli ortaklık arayanların, Yeşiller ile Korsanlar arasında tercih yapmaktan başka çaresi yok. Yeşiller doğa dostu ‘konvansiyonel’ bir parti. Korsanlar ise sanal kainat hayaliyle yaşıyor. Ama o alemde hangi kıstasların geçerli olduğunu kim bilebilir?”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ahmet Günatay

Editör: Banu Wöltje