1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.10.2010 - Avrupa basınından özetler

11 Ekim 2010

Avrupa basınında bugün aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi FPÖ’nün seçim başarısı, para piyasalarında yaşanan tartışmalar ve Nobel Barış Ödülü'nün Çinli muhalif Liu'ya verilmesine ilişkin değerlendirmeler yer alıyor.

https://p.dw.com/p/PbCG

Avusturya'dan liberal Der Standart gazetesi, Avusturya’da yabancı düşmanlığının aşırı sağcılara kazandırdığı oyları mercek altına alıyor. Gazete, Avusturya Özgürlük Partisi FPÖ'nün, uyum tartışmaları odaklı seçim kampanyasının ardından elde ettiği başarıyı taşıyor yorum sütunlarına:

“Alışılagelmiş konuları işleyerek oy kazanmak artık mümkün değil. Ülkenin iki büyük kitle partisi, istediği kadar siyasi yelpazenin sağına doğru kayıp, iltica yasalarını sertleştirsin ya da güvenlik önlemlerini artırsın... Yabancılara karşı olan herkes yine de Avusturya Özgürlük Partisi'sini seçiyor. Yani aslı dururken, seçmen, bu partinin taklitlerine itibar etmiyor. Uyum politikası önemli ve uyum konuları seçmenin dikkatini çekiyor. Ancak aşırı sağcı politikacıların söylemlerini birebir kopyalamak, aşırı sağcılara azaltılmaya çalışılan desteğin artmasına yol açıyor.”

Fransız Paris-Normandie gazetesi, Nobel Barış Ödülü’nün Çinli yazar ve insan hakları savunucusu Liu Şiaobo'ya verilmesini Batılı ülkeler üzerindeki etkisini mercek altına alıyor:

“Nobel Barış Ödülü bize bir gerçeği hatırlattı: Batı, şu günlerde Çin’deki insan hakları ihlallerinden ziyade bu ülkenin kur politikasıyla ilgileniyor. Oysa bundan bir süre önce, siyasi sorumluluklar taşıyan sanayi ülkeleri, insan hakları -özellikle de Tibetlilerin hakları- adına Pekin’deki Olimpiyat Oyunları'nın açılışını boykot edip etmeyecekleri konusunu tartışıyordu. Bugün ise Batılı devletleri en fazla ilgilendiren konu kur savaşı. Nobel Barış Ödülü Komitesi bize, Çin’in en büyük ekonomik güç olma yolunda ilerlerken, aynı zamanda kalan son diktatörlerden biri olduğunu yeniden hatırlattı."

Sol liberal İspanyol gazetesi El Pais'den seçtiğimiz yorumsa Macaristan'daki çevre felaketiyle ilgili. Gazete, bu felakette Budapeşte yönetiminin sorumluluklarını hatırlatıyor:

“Günümüzün vazgeçilmezleri arasında yer alan endüstriyel faaliyetlerin sadece ilerleme ve gelişmeyi değil, aynı zamanda çevre ve insan sağlığı açısında da birçok tehlikeyi de beraberinde getirdiği su götürmez bir gerçek. Tıpkı son olarak Macaristan'da ya da 1998'de İspanya'da olduğu gibi... Bu tür faaliyetleriyle kasalarını dolduran işletmelerin, böylesine felaketlerin önlenmesi için tüm imkanlarını seferber etmesi kesinlikle zaruridir. Hükümetlere düşen görevse denetimleri sıkılaştırıp, felaket durumunda cezai yaptırım ve tazminatların uygulanmasında titiz davranmalıdır."

İtalya’nın Milano kentinde yayımlanan muhafazakâr gazetelerden Corriere della Sera ise uluslararası “kur gerginliğini” ele alıyor ve konuyu şöyle yorumluyor:

“Zayıf durumdaki dolar, ülkesindeki aileleri para harcama konusunda ikna edemeyen âtıl durumdaki ABD Başkanı Obama’nın durumunu yansıtıyor. Eğer ülkede tüketim artmazsa, olası bir resesyonu engellemenin tek yolu, ihracatı artırmaktır. Zayıf durumdaki dolar tam da bu amaca hizmet ediyor. Doların düşüş eğilimini engellemek bu nedenle aptallık olurdu. Buna karşılık güçlü durumdaki euro ise Avrupa Merkez Bankası için bir ikilem oluşturuyor. Almanlar, ana faiz hadlerinde artışa gidilmesinin, ekonominin yeniden canlanması açısından yararları olacağını düşünüyor. Ancak birçok bankanın zayıflığı göze alındığında, bunu yapmak pek de akıllıca olmaz.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Gezal Acer

Editör: Murat Çelikkafa