1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

11.11.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar11 Kasım 2004
https://p.dw.com/p/Absh

Filistin lideri Yaser Arafat’ın ölüm haberinin sabah saatlerinde dünya kamuoyuna duyurulması nedeniyle, haber birçok Avrupa gazetesinin bugünkü baskısına yetişemedi. Arafat dışında Avrupa basınında ayrıca Felluce’deki operasyon ile ilgili yorumlar göze çarpıyor. Önce Yaser Arafat‘ın siyasi kişiliğine değinen İsveç gazetesi Svenska Dagbladet’in yorumu şöyle:

”Yaser Arafat ile birlikte Filistin devletinin kurulması mücadelesiyle sembol olmuş bir kişi yok oluyor. Bu yüzden, Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinliler acı içinde. Arafat siyasi kişilik olarak çok sorgulandı, ama karizmatik kişiliği hep baş tacı edildi. Büyük bir siyasi önder olarak tarihe geçme şansı vardı, ama bu mümkün olmadı. İsrail ile iyi komşuluk ilişkileri içerisinde olan, demokratik bir Filistin devletini oluşturma çabasına girebilirdi. Fakat ya siyasi cesareti ya da siyasi iradesi buna yetmedi. Bu adımın tam sırası geldiğinde de Arafat’ın gözü, kendi iktidarını koruma dışında birşey göremez oldu. Ortadoğu’da ileriye dönük adımlar ancak demokratik seçimler yoluyla ve meşru bir siyasi yönetimin, Arafat‘ın cesaret edemediği bir konuyu, Ortadoğu’da barışı hayata geçirmesiyle mümkün olacaktır.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung

gazetesinin "Şaron, Arafat‘ın Ramallah’ta toprağa verilmesine yeşil ışık yaktı” başlığı ile aktardığı haberde İsrail‘in Arafat sonrası dönemde Filistin Özerk Yönetimi ile daha iyi ilişkilere geçmeye hazırlandığını bildiriyor. Haberin devamında şu satırlar yer alıyor:

"Şaron, Ortadoğu’da yeni bir dönemin başlayabileceğine işaret ediyor. Ancak herşeyin, Filistinliler‘in teröre ve İsrail karşıtı propaganda ile ödünsüz mücadelesine bağlı olduğunu vurguluyor. İsrail Devlet Başkanı Moşe Katzav da Arafat sonrasında İsrail ile Filistinliler arasındaki ilişkilerde yeni umutlar doğacından söz ediyor."

Süddeutsche Zeitung

gazetesi ise baş sayfada verdiği "Filisitin başkanının ölümüne son hazırlıklar” başlıklı haberinde, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün Ramallah’ta acilen toplanarak, özerk bölgelerde 60 gün içerisinde yeni seçimlere gidilmesi kararı aldığını bildiriyor. Bu süre içinde Filistin anayasasının değiştirilmesinin ve Filistin Kurtuluş Örgütü Başkan Yardımcısı Mahmud Abbas’ın Arafat’tan boşalan göreve getirilmesinin gündeme geldiği belirtiliyor. Bu arada İsrail‘in de Ramallah’ta toprağa verilecek olan Arafat‘ın cenaze töreni için güvenlik önlemlerini tamamladığı, din adamları dışında Gazze Şeridi’ndeki tüm Filistinliler‘in törene katılmasına izin vermeyeceği haber veriliyor. Gazze’deki 13 kadar Filistinli örgütün, Arafat‘ın gömülme törenlerinde halkı sağduyulu olmaya ve şiddet olaylarına meydan vermemeye çağırdığı ifade ediliyor.

Felluce operasyonuyla ilgili haberler de Avrupa basınında ön plana çıkan gelişmelerden biri. Pforzheimer Zeitung gazetesi, Irak’ta ABD ile müttefiklerinin bir çıkmaz içinde olduklarını, bu ülkede kaldıkları her günün kendilerine olan sempatiyi biraz daha yok ettiğini vurguluyor. Gazetenin yorumu şöyle devam ediyor:

"Aynı zamanda Irak her geçen gün, kendi ayaklarının üzerinde durma konumundan uzaklaşıyor. Çünkü Irak halkı, tek bir konuda, işgalcilerin ülkeyi terketmesi gerektiği konusunda birbirine kenetlenmiş görünüyor. Burada Amerikalılar önemli bir hata yaptı. Irak’ı diktatörlük boyunduruğundan kurtardıktan sonra elde ettiği krediyi, sivil halkı bombalamak ve cezaevlerinde işkence uygulamak suretiyle kolayca harcadı. Şimdi iki cephede çarpışıyor: Bir yanda direnişçilere, öte yanda halkın duyduğu güvensizliğe karşı. Ama sonuçta zaferden pek uzak olduğu da görülüyor.”

Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesi, Felluce operasyonuna farklı bir açıdan, Irak geçici hükümeti perspektifinden bakıyor. Gazetenin yorumunda şu görüşlere yer veriliyor:

"Irak Başbakanı İyad Allavi, kendisi ve yakınlarının güvenliği konusunda sürekli endişe siçinde. Yakınlarının ise kendisi gibi birinci derecede koruma altına alınması mümkün değil. Bu anlamda Allavi, amca oğlunun kaçarılması olayında da çaresiz kaldı. Çünkü Allavi‘nin, terörist şantajcılarla diyaloğa geçmesine izin verilmiyor. Bu anlamda Irak’ın yeniden imarı için çaba gösteren tüm Iraklılar‘ın cesareti ve bu uğurda kurban vermeye hazır olmaları saygıyı hak ediyor. Aşırı islami kesimlerin suikast ve sabotaj eylemlerinin ise tek bir hedefi var: Yeni Irak devletinin güvenlik ve düzeni kontrol altında tutamadığını kantılamak. Başka bir hedef de, Ocak ayında yapılması planlanan ve Şii çoğunluğun zaferle çıkması kesin olan seçimlerin engellenmesi.”