1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

11 Kasım 2013

Bugün Avrupa basınından seçtiğimiz yorumlar Filipinler’i vuran Haiyan tayfunu, Varşova’da başlayan BM İklim Konferansı ile İran’ın tartışmalı nükleer programına diplomatik çözüm çabaları kapsamında kaleme alınmış.

https://p.dw.com/p/1AFIv
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

İtalyan gazetesi La Repubblica'nın Filipinler’i vuran Haiyan Tayfunu’nun yıkıcı sonuçlarına ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Haiyan bir istisna değil. Kötü havalar kendini gösteriyor. Güneydoğu Asya’yı etkisi altına alan bu tayfun net bir mesaj vermiş oluyor. Bu mesaj, artık normal ve makul hava durumu beklentilerinin bir yana bırakılması zorunluluğudur. İklim açısından bir dönem sona ermiş bulunuyor ve artık her olağan gelişme olağanüstü gelişmeye dönüşebilir. Herkes şimdi endişelenmekte haklı, ama bu sonuç sürpriz olmadı. Bundan dört yıl önce yayımlanan bir BM raporunda, önümüzdeki yılların (iklim açısından) bir ‘aşırılıklar çağı’ olacağına işaret ediliyordu. Yani insanların düne kadar bilmediği, olağanüstü ve yeni olan, düzenli olarak meydana gelmeye ve normal olarak algılanmaya başlayan hava durumlarının damgasını vuracağı bir çağdan bahsediliyor.”

Fransız Dernieres Nouvelles d'Alsace gazetesinden seçtiğimiz yorum ise Varşova’da başlayan BM İklim Konferansı’na ilişkin:

“Büyük ekonomik güce sahip ülkelerin ve rakiplerinin kalkınmanın eşiğinde olan ülkelerdeki ekonomik iştahlarını gemlemeleri için büyük bir mucize olması gerekirdi. Çünkü onlar ilk elde ekonomik büyümeye bakıyorlar ve bu kapsamda fosil enerjilere bağımlılar. Piyasalar ise doğadaki gelişmelerle fazlaca ilgili değiller. Fransa örneği çarpıcıdır! Bu ülkede tır araçları için çevreci bir otoyol geçiş ücretinin kabul ettirilmesi bile güçtür. Kriz dönemlerinde paranın başka yerlere harcanmak zorunda olduğu gerekçesi ileri sürülüyor. Ancak iyi dönemlerde de iklimin korunması meselesi ekonomik büyümeye daha ziyade ayak bağı olarak algılanıyor. Bu anlamda Varşova’daki İklim Konferansı'nın başarı şansı pek yüksek değil. Onların şiarı, acilen bir şeyler yapmak yerine eli kolu bağlı durmayı yeğlemek… .”

İsviçre gazetesi Neue Zürcher Zeitung ise İran’ın nükleer programına ilişkin Cenevre’de hafta sonunda yapılan ve sonuçsuz kalan görüşmeleri yorum sütununa taşımış:

“İran’ın nükleer politikalarında ‘U dönüşü’ yapacağı yönünde bir işaret görünmüyor. İran’da yeni Cumhurbaşkanı Ruhani’nin iş başına gelmesiyle birlikte İran diplomasisine damgasını vuran “profesyonellik” ve “dostluk havası” kimsenin gözünü boyamasın! İran’ın sadece taktiksel bir manevra yapması ve Batı’yı bir kez daha tongaya düşürmesi tehlikesi gerçekten de var. İran bundan 10 yıl önce kendisine uygulanacak yaptırımları savuşturmak için uranyum zenginleştirme işlemlerini bir süreliğine askıya almıştı. O zamanlar başmüzakereci pozisyonunda olan Ruhani, daha sonraları yaptığı açıklamada, o dönemde kendileri için çok değerli olan zamanı kazandıklarını ve bu zamanı rahatça uranyum zenginleştirme fabrikası kurmak için kullandıklarını övünerek anlatıyordu.”

Sol liberal İngiliz gazetesi Independent ise yorumunda Batı’nın İran ile diyaloğunu devam ettirmesinden yana görüş belirtiyor:

“İran ile müzakerelere ısrarlı bir biçimde devam edilmelidir. Zaten taraflar taviz vermeden herhangi bir anlaşmaya varılması mümkün değildir. İran İslam Cumhuriyeti'nin gelecekte de belirli bir ölçüde uranyum zenginleştirebileceğini düşünmek elbette içe zor sindirilecek bir şey. Ama Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Antlaşması da zaten buna izin veriyor. Atom silahlarına sahip bir İran'ı kabullenmek, ya da bu silahları askerî operasyonlarla ortadan kaldırmaya çalışmaktansa sıkı kontroller yapılması daha iyi bir çözüm olur. Bunun bedeli yüksek, ama alınacak sonuç da değerli olur. Batılı ülkeler ile İran arasındaki olası bir uzlaşma Ortadoğu'daki bir dizi çetrefil sorunun, örneğin Suriye anlaşmazlığının giderilmesinde de anahtar rol oynayabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Çelik Akpınar

Editör: Ayhan Şimşek