1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

12.04.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Murat Çelikkafa12 Nisan 2006
https://p.dw.com/p/Abmo

12 Nisan 2006 tarihli Alman gazetelerinin başlıca yorum konuları arasında İtalya’daki seçimler ön plana çıkıyor. Genelde Silvio Berlusconi’ye yönelik eleştirilen ifadelere yer veren Alman gazeteleri, ülkeledeki ekonomik gidişat ile seçim sonuçları arasında da bağlantı kuruyor.

İtalya’daki seçim sonuçlarıyla ilgili Frankfurter Neue Presse’nin değerlendirmesi şöyle:

“Seni aptal! Burada söz konusu olan şey ekonomidir… Eski Amerikan Başkanı Bill Clinton’un bu ifadelerini belki İtalya’daki manzaraya uyarlamak mümkün. Her ne kadar Berlusconi, sık sık estetik operasyonlar yaptıracak imkana sahip olsa da ülke ekonomisindeki gidişat her türlü makyaj ve estetikten yoksun olarak başaşağı gitmeyi sürdürdü. Berlusconi, bunu ’kocaman bir yalan’ olarak nitelendirip durumu olduğundan güzel göstermeye çalıştı, sonunda da halk nezdindeki inandırıcılığını yitirdi. Hatta daha önce adının karıştığı çok sayıdaki skandal bile O’na bu kadar itibar kaybettirmemişti. Seçim sonuçları, ülkede, birbirinden kesin hatlarla ayrılmış farklı kutupların varlığını gün yüzüne çıkarttı: Kuzey ve Güney, zengin ile fakir, sağ ve sol siyasi akımlar gibi. Uyguladığı saldırgan seçim kampanyasıyla Berlusconi bu kutuplaşmanın daha da artmasına katkıda bulundu.“

Silvio Berlusconi’yi eleştiren bir başka Alman gazetesi de Hamburger Abendblatt:

“Büyük bir egoizm sahibi küçük adam Berlusconi kendisine öylesine aşık ki, bu seçimde en büyük rakibinin yine kendisi olduğunu dahi görebilecek durumda değil. Savaş sonrası İtalyası’nda en uzun süre görevde kalan başbakan olan Berlusconi’nin maskesinin düşmesi için beş yıl geçmesi gerekiyormuş demek ki. Şimdi ise halk, tercihini Prodi’den yana kullanarak bir bakıma kuru ekmeği şatafatlı sofralara tercih etmiş oldu.“

Münih’de yayımlanan Süddeutsche Zeitung’un İtalya seçimlerini bakış açısı ise şöyle:

“İnanılması zor ama Romano Prodi, medyatik Başbakan Silvio Berlusconi’yi altetmeyi başardı. Berlusconi, sahip olduğu medya imparatorluğunu seçim kampanyası boyunca sonuna kadar kullanmaktan geri kalmadı. Yüzünü her kameraya uzattı, gördüğü her mikrofona seçim sloganlarını haykırdı, ancak tüm bunlar yeterli olmadı. Seçim ertesinde durgun profesörün, parlak kavalyeye oranla çok daha iyi bir durumda olduğu görüldü. Belki de İtalya seçimlerinin en olumlu tarafı da bu oldu: Demek ki bir ’televizyon demokrasisinde’ bile daha iyi performans gösteren değil de ayakları daha fazla yere basan biri de galip gelebiliyormuş.“