1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1205 Presseschau 2

12 Mayıs 2011

Bugünkü Avrupa basınının ağırlıklı konuları Yunanistan'daki genel grev, Guantanamo Üssü'nün kapatılması tartışmaları, Almanya'da politikacıların intihal skandalı ve Danimarka'nın sınır kontrollerine başlama planları.

https://p.dw.com/p/11EAP

Danimarka'dan Jyllands-Posten gazetesi, Danimarka'nın mülteci akınına karşı Almanya ve İsveç sınırlarında kontrolleri yeniden başlatmak istemesini yorum sütunlarına taşıyor:

"Gümrükçüler ve polislerin, sınırlarda yeniden gözle görülür bir biçimde görev yapması çok önemli bir uyarı etkisine sahip. Bu durum insanı felce uğratırcasına, yetkililerin bizi Avrupalı olarak tanımaya cesaret etmediğini gösteriyor. Aşırı sağcı Danimarka Halk Partisi, Danimarka-Almanya sınırının iki tarafında yaşayan ve karşı tarafta çalışan ya da Almanya'ya alışverişe gelen birçok insana ızdırap verecek bu girişiminde başarılı olmayı başardı. Sınır kontrollerinin yeniden uygulamaya geçirilmesi, çok büyük yanılmalara neden olacaktır. Umut edilir ki birçok insan buna kızar ve Danimarka Halk Partisi de bunun sonuçlarını bir sonraki seçimde somut biçimde görür."

Çek Cumhuriyeti'nden ekonomi gazetesi Hospodarske Noviny bugünkü sayısında, Yunanistan'da hayatı felç eden dünkü genel grevi masaya yatırıyor. Gazete, 'Yunanistan, kara delik' başlıklı yorumunda, Yunan hükümetinin tasarruf paketinin protesto edildiği grevi şöyle yorumluyor:

"Borç batağındaki Yunanistan müttefiklerinin yaptığı yardımlardan bıktı ve çok güçlü bir biçimde iflas etmek için çalışıyor. Gerçi hükümet tasarruf önlemleri için çabalıyor, ama kayıtdışı ekonominin tasfiye edilmesinde ilerleme sağlanamıyor. Ancak bu, ülkedeki bütün ticari ilişkilerin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Sendikaların düzenli olarak yaptığı grevler, tabloya tam da uyuyor. Dünkü grev Yunanistan borç tahvilleri faizinin Mars'a kadar yükselmesine neden oldu. Grev yapanların büyük bölümü, AB'nin ülkeye yaptığı yardım için belirlenen koşulları reddediyor. Ve bunun için özellikle para ödemek istemiyor."

Fransız Le Monde gazetesi ise ABD Başkanı Barack Obama'nın Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'e bağlı gizli cezaevleri ve Guantanamo Üssü'nün kapatılması konusunda sorumluluğu bulunduğunu dile getiriyor. Yorumda bunun gerekçeleri şöyle açıklanıyor:

"İşkence ahlâka aykırı ve meşru değil. Ayrıca yıkıcı da. Bir önceki Başkan George Bush'un eski ekibi için, sert sorgu tekniklerini yasaklayan Barack Obama'nın şimdi Bin Ladin zaferini kamuoyuna göstererek, 10 yıllık arama sürecinin meyvelerini topladığını teslim etmek, kolay değil. Ancak Başkan Obama 11 Eylül'un diğer korkunç ve yıkıcı kalıntılarına da son vermeli: CIA'nin gizli cezaevleri ile ortadan kaybolan tutuklular hakkındaki gerçekleri açıklamalı. Ve herşeyden önce Guantanomo'yu kapatmalı."

Avusturya'dan Der Standard bugünkü sayısında, Hrıstiyan Sosyal Birlik Partili eski Savunma Bakanı Karl Theodor zu Guttenberg'in doktora çalışmasında kasıtlı olarak intihal yaptığının açıklanmasını değerlendiriyor. Yorum şöyle:

"Zu Guttenberg'in doktora çalışmasında neden intihal yaptığı konusunda kendini haklı çıkarmak için söyledikleri de uygunsuz: Aile baskısı, doktora öğrencisi, politikacı ve genç bir aile babası olarak yaşadığı stres... Ancak zu Guttenberg besbelli binlerce akademisyenin tersine en azından mali açıdan güvenceye sahip olduğunu kısa bir süreliğine unuttu. Zu Guttenberg sadece insani açıdan değil, politik açıdan da bir hâyâl kırıklığı. Savunma Bakanı olduğu dönemde yaptığı ordu reformunun başarısızlığı giderek daha somut biçimde görülüyor. Hazırladığı taslak üzerinde iyice düşünülmüş değil, çok az sayıda gönüllü profesyonel asker olmak için başvuruyor. Kısa bir süre sonra politik sahneye dönme düşüncesini silip atabilir. Ceza ve pişmanlık daha uzun bir süre devam etmeli."

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Topcu


Editör: Beklan Kulaksızoğlu