1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

12 Kasım 2013

Bugün Avrupa basınından seçtiğimiz yorumlar, Filipinler'i vuran Haiyan tayfunu ve iklim değişimleri ile İran'ın nükleer programı görüşmelerinde Fransa'nın engel çıkartması konularına odaklı.

https://p.dw.com/p/1AFoA
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Sağ liberal İspanyol gazetesi El Mundo yorumunda Filipinleri kasıp kavuran Haiyan tayfununu konu alıyor:

“Doğal afetler çoğu kez öngörülebilir nitelikte. Filipinler’deki bilim insanları iklim değişimlerinin feci sonuçları olabileceği yönünde çok önceleri uyarıda bulunmuşlardı. Peki Filipinler hükümeti bu felâketin dramatik boyutlarını biraz olsun dindirebilmek için daha fazla şey yapabilir miydi? Örnek olarak, halkın bir kısmını, daha güvenli bölgelere sevk edebilir, koruma önlemleri alabilirdi. Ama bu defaki tayfunun şiddeti şimdiye kadar bilenenlerden çok farklıydı. Ayrıca ülkedeki binalar da bu tür afetlere dayanıklı değil. Afetin daha da yoğun bir biçimde yaşanmasına Filipinler’de hüküm süren yoksulluğun da katkısı oldu. Bu ülkede yaşanan felâket, iklim değişimleri konusundaki tartışmayı da yeniden alevlendirmiş oldu. BM uzmanlarına göre dünyanın ısınmasının, tayfun ve kasırgaların oluşmasında doğrudan bir etkisi bulunmuyor, ama bunların şiddetini artırıyor.”

Norveç’in sosyal demokrat eğilimli gazetesi Dagsavisen ise yorumunda, gelişmiş sanayi ülkelerinin iklim facialarını engellemeleri gerektiği görüşünü savunuyor:

“İklim araştırmacıları dünya kamuoyunun gittikçe artan kasırga ve tayfunlarla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor. Bu, okyanuslardaki ısının artmasının ve fırtınaların gücünü yoğunlaştırmasının ürkütücü ve öldürücü sonucu. Ve işte şimdilerde büyük olasılıkla bu gelişmelerin sonuçlarını yaşıyoruz. Kopenhag’da düzenlenen İklim Konferansı’nın ardından dört yıl geçti ve şimdi artık sanayi ülkelerinin 2020 yılından itibaren kalkınmakta olan ülkelere yılda 100 milyar dolar hacmindeki iklim değişimleriyle mücadele kaynağını garanti etmeleri gerekiyor. Şimdiye kadar herhangi bir maddî ödemede bulunulmadı. Ancak parasal yardımlar olmadan ne Filipinler, ne de başka ülkelerin önümüzdeki yıllarda sıkça görülmesi beklenen aşırı kötü hava durumlarına karşı önlem alabilme şansı olacaktır. Şimdi en önemli şey, çok geç olmadan iklim faciasının önüne geçmektir.”

Fransız Le Monde, İran’ın nükleer programına ilişkin görüşmelerde Fransa'nın sert tutumunu yorum sütununa taşımış:

“Fransa İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerde acaba ayak bağı mı olmuştur? Durumu böyle açıklamak kolaycılığa kaçmak olur. Fransa daha ziyade kendini Nükleer Silâhların Sınırlandırılması Anlaşması’nın hükümlerini korumakla yükümlü görüyor. Ayrıca Fransa, Obama yönetiminin de biraz aceleci davrandığı kanısında. Paris, İran’ı görüşme masasına oturmaya zorlayan yaptırımlar kaldırılmadan önce, İran’ın atom silahları üretmeyeceği konusunda kalıcı garantilerin güvence altına alınmasının doğru olacağını savunuyor. Dışişleri Bakanı Laurent Fabius’un söylediği gibi, Fransa İran’ın ‘kandırıcı niyetleri’ olduğundan endişe ediyor. Oysa ki Fransa’nın elinde önemli bir kozu da var. Önemli yaptırımlar Avrupa’da ancak oybirliği kararıyla kaldırılabiliyor. Fransa’nın bu konudaki tavrı sert ve bu tavrı izole olma riskini de beraberinde getiriyor. Önümüzdeki dönemde neler olacağını göreceğiz… .”

Hollanda gazetesi NRC Handelsblad da yorumunda İran’ın tartışmalı nükleer programı konusunda diplomatik çözüm amaçlayan görüşmelerde ilerlemeyi Fransa’nın bloke ettiğine vurgu yapıyor:

“İran ile ABD arasındaki yakınlaşma, Cenevre’de İran’ın nükleer programına ilişkin bir uzlaşmaya varmak için yeterli olmadı. Bunun nedeni ise Tahran ve Washington değil, Fransa’nın son anda engel çıkartmasıydı. Fransa’nın engel çıkartmada birçok gerekçesi var. Başkan Obama ile İsrail Başbakanı Netanyahu arasındaki ilişkilerin kötüleştiği şu dönemde Fransa, İsrail’in sıkı müttefiki rolünü oynuyor. Fransa bu tavrıyla Suudi Arabistan'a da iyi bir hizmet vermiş oluyor. Zira Suudi Arabistan Krallığı, İran’ın büyük rakibi konumunda ve Amerika’nın Tahran ile diplomatik yakınlaşmasına sıcak bakmıyor. Fransa, Suudi Arabistan ile iyi ilişkiler içinde bulunmaya büyük önem veriyor. Zira bu ülke ile silah anlaşmaları da bulunuyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Çelik Akpınar

Editör: Ayhan Şimşek