1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

12.12.2003 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Attila Azrak12 Aralık 2003
https://p.dw.com/p/AbwL

Almanya’da faaliyetleri yasaklanan İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği yandaşlarının ev ve işyerlerinde yapılan aramalar, bugünkü gazetelerde geniş yer alıyor. Alman basınında hem haber hem yorum konusu olan operasyon muhalefetin de dikkatini çekti.

Berliner Zeitung gazetesine bir demeç veren Hristiyan Birlik Partileri Meclis Grubu Başkanı Wolfgang Bosbach, ”Bu tür örgütlerin arasında ajan sızdırmanın imkansız olduğunu, dolayısıyla bu örgütlerin yapısının araştırılmasının zor olduğuna değiniyor.

Gazetede yer alan habere göre, Bosbach ayrıca antiterör yasalarının sertleştirilerek, terör şüphesi bulunan yabancıların Almanya’ya sokulmaması gerektiğini söylüyor. Münih’te yayınlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi, haber yorum nitelikli bir yazıda, Hilafet devleti olarak adlandırılan örgüte karşı yapılan polis operasyonunun, Alman tarihinin en geniş kapsamlı operasyonu olduğunu yazıyor. ”Sakallıların kötü uyanışı” başlığıyla yayınlanan yazıdan alıntılar şöyle:

"Polisler sabahın köründe gelip Hamburg’ta sakallı erkekleri, Berlin’de örtünmüş kadınları evlerinden alırken, Metin Kaplan’ın da evine baskın düzenledi. Ve tüm aranan evlerde ”Beklenen Asr-ı Saadet” adlı derginin çeşitli sayıları bulundu. Derginin önemi büyük, çünkü abone listeleri polisin eline geçen bu dergi, İslami Cemiyet ve Cemaatleri Birliği’nin yegane haberleşme organı. Böyle olunca da, yasaklanan örgütü iki yıldır ayakta tutan bir niteliği bulunuyor. Alman hukuk devleti Hilafet Devleti üyelerinin etkinliklerini izlemek ve önlemekte güçlük çekiyor. Birçok davadan sonra hala Metin Kaplan’ın Türkiye’ye sınırdışı edilmesi mümkün değil.”

Berliner Kurier gazetesi ise Metin Kaplan’ın Alman yasalarından korkmadığını öne sürüyor ve yayınladığı yorumda şu satırlara yer veriyor:

”Lideri bulunduğu örgüt yasaklanıyor, bu ise Metin Kaplan’ı hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Kaplan, sanki hapis yatmamış gibi, yurtdışı edilme korkusu olmaksızın hala Hilafet Devleti’ne nefer aramaya devam ediyor. Metin Kaplan için kutsal olan şey Alman yasaları değil, kendi kurduğu Hilafet Devleti.”

Ludwigshafen’de yayınlanan Die Rheinpfalz gazetesiyse, güvenlik güçlerinin yaptıkları operasyonla tüm aşırı dinci örgütlere göözdağı verdiğini öne sürüyor. Yorum kısaca şöyle:

”Daha önce örneği olmayan büyük bir operasyonla güvenlik güçleri, Metin Kaplan’ın örgüt işlerinden elini ayağını çektiğine inanmadıklarını gösterdiler. Anlaşılan o ki, Kaplan ve yandaşları terör sahnesinde hala etken ve Almanya'nın iç güvenliği tehdit ediyor.”

Mannheimer Morgen gazetesiyse, siyasal İslam’a değişik açılartdan yaklaşılması gerektiğine değinerek, ”Ancak militan akımlarla diyalog sürdürülemez” diyor. Almanya’da nefret ekmek isteyenlerin, çoğulcu toplumun höşgörüsüne sığınmasının mümkün olmadığına değinilen yorumda, devletin, Kaplan örneğinde olduğu gibi aşırı dincilerle büyük zorluklar yaşadığını vurguluyor.

Berliner Morgenpost gazetesinde Udo Ulfkotte imzasıyla yayınlanan haber yorumdaysa, birçok emniyet müdürünün dün yapılan operasyonlara karşı olduğu öne sürülüyor. Haberde evleri aranan ve gözaltına alınan kişilerin, Hilafet Devleti’yle ilişkilendirildikleri için Türkiye’ye sınırdışı edilmelerini büyük bir olasılıkla engelleyebilecekleri belirtiliyor ve emniyet müdürlerinin operasyonu ”İçişleri Bakanı Schily’nin propagandası için yapılan bir operasyon” olarak değerlendirdiklerine yer veriliyor.