1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

12.12.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Seda Serdar12 Aralık 2006
https://p.dw.com/p/Abk3

Alman basınında bugün öne Türkiye’nin kısmen dondurulan AB üyelik müzakereleri ve Almanya’da da Litvinenko soruşturması çerçevesinde izi sürülen Polonyum elementine ilişkin değerlendirmeler öne çıkıyor.

İlk olarak ele alacağımız konu kısmen dondurulmasına karar verilen Türkiye’nin üyelik müzakelereri hakkında yapılan yorumlar. Der Spiegel dergisinin internet sayfasında şunlar yazıyor:

“Birlik Partileri ve Sosyal Demokratlar bu hafta Türkiye’nin üyelik müzakereleri konusundaki tartışmalarda bir saldırmazlık paktı imzaladılar. Çünkü Brüksel’deki anlaşmazlık sadece zarar verici olurdu. Görünen o ki, Türkiye’nin hava ve deniz limanlarını açmama konusundaki tutumunun sonuçsuz kalmaması konusunda koalisyon partnerleri aynı fikirde. Ancak bunun cezasının nasıl olması gerektiği noktasında fikir ayrılıkları başlıyor. Aslında Steinmeier, Türkiye konusunun dışişleri bakanları toplantısında kapanmasını ve AB Zirvesi’ne taşınmamasını istiyordu. 2007’nin ilk yarısında AB dönem başkanlığını devralacak olan Almanya için hükümetin duruşu büyük önem taşıyor.”

Münih’den Abend Zeitung ise şu yoruma yer veriyor:

“Herşey kibirli bir siyasi oyun etrafında dönüyor. Hristiyan Demokratların Başkanı olan Merkel’in Edmund Stoiber’i destekleyen kanadı hoş tutması gerekiyor. Ayrıca Merkel, hem büyük koalisyonun Başbakanı, hem de kavga çıkarmaya hazır 25 üyenin Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını üstlenecek biri olarak, kelimelerini daha diplomatik seçmeye özen gösteriyor. Kısacası aynen Steinmeier’ın yöntemini kullanıyor.”

Nürnberger Nachrichten gazetesi ise şunları yazıyor:

“Türkiye’ye kötü davranmanın ve üyelik perspektifini bloke etmenin elbette bazı sonuçları olacak. Bu kesinlikle Türkiye’deki Batılı reform taraftarlarını kuvvetlendirmeyecek tam aksine, onların muhalifleri olan dinci kesimi güçlendirecek. Bu bizim çıkarlarımız için iyi olamaz. Türkiye’nin gerçekten üyelik noktasına gelip gelmeyeceği, ya da bunu kendisinin isteyip istemeyeceğine cevap ancak 2015 ya da 2020 yılında verilecek. Ancak hangi yönde ilerleyeceği çok daha önce belirginleşecek. Kısa süreli iç politika hesapları yüzünden Türkiye’yi yanlış bir yöne doğru itmek, çok büyük bir hata olacaktır.”

Eski Rus ajanı Alexander Litvinenko’nun ölümü ve Avrupa’daki Polonyum elementinin izleri Alman basınında geniş yer tutuyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung şunları yazıyor:

“Bütün dünya bir açıklama bekliyor ve beklenti dolu bakışlar Moskova’ya yönlendiriliyor. Rus yetkililer ise diğer ülkelerdeki meslektaşlarıyla birlikte çalıştıklarını iddia ediyor. Fakat inanılmaz derecede pahalı olan Polonyumun bulunduğu çevrelerin içine sızılamıyor. Rus yetkililer ise yurtdışında kendilerine karşı oluşan güvensizliği hesaba katmalı. Moskova’ya giden İngiliz polislerinin deneyimi de bu algılamayı değiştirmeyecek. Her ne kadar Başkan’ın Batılı arkadaşları ve Gerhard Schröder bunun aksini iddia etse de, Putin’in Rusya’sında Sovyetler Birliği’ne dair halen birçok unsur bulunuyor. Çıkış yolun sağlanması ise daha fazla kontrolle değil, daha şeffaf bir demokrasinin oluşturulmasıyla mümkün.”

Süddeutsche Zeitung ise şu yorumu yapıyor:

“Tüm bunların gizli servis romansı, Soğuk Savaş efsanesi ya da kapitalizmin acımasızlığı ile bir alakası yok. Almanya’nın ve İngiltere’nin ortasında olan bir gerçekten bahsediyoruz, havaalanlarında, evlerde ve barlarda olan bir durumdan. Muhtemel bir katil, Avrupa içinde müthiş bir maddeyi taşıyor ve insanlara ne kadar savunmasız oldukları hissini veriyor. Demokrasi bir açıklama beklerken, sözde demokratik olan Ruslar ise şeffaflıktan kaçınıyor.”