1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.05.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı13 Mayıs 2004
https://p.dw.com/p/Abuj

Alman ve Avrupa bugün basınında ağırlıklı olarak Irak’ta bir Amerikan vatandaşının kafasının kesilerek katledilmesi ve Irak’taki diğer gelişmeler yer alıyor. Ayrıca Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau’nun son geleneksel Berlin konuşması ve Avrupa Birliği’nin genişlemesi, gazetelerde ön plana çıkan diğer konuları...

Önce Irak’taki son gelişmelerin Alman basınında nasıl yankı bulduğuna bakıyor ve Bonn’da yayımlanan General Anzeiger’in değerlendirmesine göz atıyoruz:

“Arap dünyasında şiddet yanlılarının daha da güç kazanması kaçınılmaz görünüyor. Kaçırılan Amerikan vatandaşının bütün dünyanın gözü önünde canavarca katledilmesi bu gelişmenin üzücü bir kanıtını ortaya koyuyor. Araplar'ın şiddete doğru kayması önce Filistin sorunu ardından da Irak savaşıyla birlikte başlamıştı. Daha da üzücü olan, şiddet zincirine daha yeni ve daha korkunç halkaların eklenecek olması gerçeği...”

Berliner Zeitung’sa Amerika Birleşik Devletleri’nin kafası kesilen vatandaşı için yaptığı değerlendirmeyi hatırlatıyor ve Washington yönetiminin çuvaldızı kendisine batırması gerektiğine işaret ediyor:

“Beyaz Saray Sözcüsü, Amerikan vatandaşı Nick Berg’in kafasını kesenlerin masum insanların hayatına hiçbir şekilde saygı duymadıklarını açıkladı. Aslında Iraklılar da cezaevlerinde kendilerine işkence yapan Amerikan ve İngiliz askerlerini akıllarına getirdikçe benzer şeyleri düşünüyorlar.”

Berlin’de yayımlanan Die Welt, Iraklı tutuklulara Amerikan askerleri tarafından yapılan işkenceyle Amerikan vatandaşı Berg’in kafasının kesilmesi arasında bir bağlantı olup olmadığını sorguluyor:

“Teröristlerin ortaya koyduğu vahşet Ebu Gureyb’deki sadizmin bir sonucu değil. Cezaevindeki vahşet ortaya çıkmadan uzun zaman önce Felluce’de öldürülen Amerikalılar'ın cesetleri köprü korkuluklarına asılarak teşhir edildi. Yine uzun yıllar önce Amerikalı gazeteci Daniel Pearl’ün infazı videoya çekilerek tüm dünyaya yayıldı. Aslında teröristin saldırıya imza atmak için herhangi bir ahlaki gerekçeye ihtiyacı yok. Ancak kargaşa ortamlarından yararlanmak, deyim yerindeyse durumdan vazife çıkarmak teröristlerin iyi bildiği işlerden. Irak’taki cezaevlerinde görev yapan Amerikalı askerler teröristlerin eline iyi bir fırsat verdi. Batı dünyasının daha baştan kaybetmeye mahkum olduğu korkulu bir yarışın başlangıcı yapıldı.”

Irak’taki son gelişmelerin basında görüntü kullanımının ne kadar dikkatle yapılması gerektiği noktasına dikkat çeken Financial Times Deutschland, medyanın, teröristlerin ve diğer kurumların aracı haline gelmesi tehlikesine işaret ediyor. Gazete, yazısını şöyle sürdürüyor:

“Doğru, internet çağındayız ve pekçok bilgi kısa sürede dünyanın dört bir tarafına yayılabiliyor. Buna rağmen fotoğraf ve video görüntülerine yer verirken bir ölçümüz olmalı: Medya, her türlü malzemeye yer vermemeli, karar verirken hep insanlık onurunu göz önünde tutmalı. Bu sıralarda gerek teröristlerin gerekse askerlerin ayaklar altına almakta çekinmediği insanlık onuru, medyanın karar verirken bir numaralı ölçüsü olmalı.”

Irak’taki gelişmeler, uluslararası basının da ağırlıkla yer verdiği konulardan. Barcelona’da yayımlanan El Periodico, Irak’taki yasadışı işgalin kirli savaşa dönüştüğünü belirtiyor. İspanyol gazetesi Amerikan vatandaşı Berg’in kafasının kesilmesi eyleminiyse, barbarlık cehennemine giden yolda yeni bir basamak olarak niteliyor.

Viyana’da yayımlanan muhafazakar eğilimli Die Presse, Ebu Gureyb Cezaevi’nde askerler tarafından yapılan işkencenin Amerikan kamuoyunu etkilemeye başladığını belirterek, son kafa kesme olayıyla bu etkinin dağıldığına işaret ediyor ve eylemi “El Kaide teröristlerin sınır tanımayan aptallığı” sözleriyle değerlendiriyor.

Amerikan vatandaşı Berg’ün katledilmesi eylemine Fransız Liberation “yüzsüz kasaplar” ifadesiyle yaklaşırken, mufazakar İsveç gazetesi Svenska Dagbladet, Amerika Birleşik Devletleri Irak’ı tamemen yalnız bırakmadan işgali sona erdirmeye davet ediyor.

Londra’da yayımlanan muhafazakar Daily Telegraph, teröre karşı verilen mücadelede yılgınlığa yer olmayacağını vurguluyor ve koalisyon güçlerinin Irak’ta kalmaya devam etmesi gerektiğini yazıyor. İtalyan Corriere della Sera ise Amerikalı rehine Nicholas Berg’in öldürülmesinin Beyaz Saray’da neden olduğu korkuya dikkat çekiyor:

“Yalnızca Amerikan birliklerinin giderek daha fazla saldırılara hedef olmasının yanı sıra bu tür korkunç olayların tekrarlanması durumunda bunun Bush’a da etkisi olacaktır. Popülarite durumu pek iyi olmayan Bush’un hanesine yine eksi puanlar yazılacaktır.”

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung, görev süresi sona eren Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau’nun yaptığı son geleneksel Berlin konuşmasını yorumluyor:

“Rau, uzlaşmaya çok değer veren bir lider olarak, Almanya’nın şu anda uzlaşmadan epey uzak olduğunu tespit etmek durumunda kalıyor. Almanya kendi kendine düşman; karşılıklı güvensizlik had safhada; herkes birbiriyle mücadele halinde. Halk siyasi liderlere güven duymuyor.”

Magdeburg’da yayımlanan Volksstimme, 10 ülkenin katılımıyla genişleyen Avrupa Birliği için “patlama sınırındaki balon” benzetmesini yapıyor ve Türkiye’ye de değindiği değerlendirmesinde şunları yazıyor:

“Avrupa Birliği balonu biraz daha şişirilirse patlayacak. Aslında Komisyon'un genişlemeden sorumlu üyesi Günter Verheugen görevini büyük ölçüde tamamladığına dair açıklama yapsa yanlış olmaz. Birlik bundan sonra Balkan ülkeleri ve Türkiye gibi özel bir durum dışında yeni bir genişlemeyi düşünmemeli. Eski Sovyetler Birliği sınırı, Avrupa Birliği’nin de sınırı olarak görülebilir.”