1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.09.2011 Avrupa basınından özetler

13 Eylül 2011

Bugünkü Avrupa basınından seçtiğimiz yorumların konuları, İsrail’in dış politikası, Fransa’daki nükleer kaza ve Euro Bölgesi'ndeki borç krizi.

https://p.dw.com/p/12Xv8

Viyana’da yayımlanan Kurier adlı Avusturya gazetesi Arap ülkelerindeki radikal değişikliğin İsrail’i ne ölçüde etkileyebileceğini ele aldığı yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Arap Baharı, Ortadoğu’nun güvenlik mimarisini altüst etti. Bundan en büyük yararı, hızlı ekonomik kalkınması ve artan özgüveni sayesinde bölgenin güçlü aktörleri arasına giren Türkiye sağladı. En çok kaybeden ise İsrail oldu. İsrail, uzun süre sendeleyen diktatörlere güvenmesinin bedelini her zamankinden çok daha fazla soyutlanmakla ödüyor. Burada önemli olan, kamuoyunun buna daha ne kadar katlanacağıdır. İsrail sağın da sağındaki hükümet tarafından rehin alındı. Bu hükümet köklü değişikliklere uygun tepkiyi gösteremediği için İsrail’in uluslararası arenada daha fazla tecrit olmasına zemin hazırlıyor.”

İsveç’in başkenti Stockholm’da yayımlanan Dagens Nyheter adlı gazete, hafta başında Fransa’da meydana gelen nükleer kazadan alınması gereken dersleri şöyle sıralıyor:

“Nükleer tesislerde meydana gelen kazaların haber değeri diğer felaketlerden çok daha fazla oluyor. Bu akılcı bir tutum olamaz. Nükleer enerjinin güvenlik anlayışı, en küçük sapmaların her şeyden fazla ciddiye alınmasını zorunlu kılıyor. Güvenlik ve kârlılık bazen tezat oluşturabiliyor. Mevcut nükleer tesislerin zamanından önce tasfiyesi ekonomik kaynakların israfı olur. Güvenlik açısından izlenebilecek yol ise, eskilerinin yerine yeni nükleer tesislerin kurulması olabilir.”

Fransız Le Figaro gazetesi ‘Yunanistan ve Euro bölgesi’ başlıklı yorumunda, Yunanistan’ın borçlarını ödeyemeyecek duruma düşmesinin muhtemel sonuçlarına dikkat çekiyor:

“Yunanistan’ın borçlarının bir kısmını ödeyemeyecek duruma düşmesinin gün meselesi olduğu izlenimi giderek güçleniyor. Avrupa Birliği’nin planlarına dahil etmek istemediği senaryo gerçek olacağa benziyor. Ortaklarının siyasi seferberliğine ve muazzam mali yardımlara rağmen bir Euro bölgesi üyesi alacaklılarının parasını ödeyemez hale düşüyor. Yunanistan belki bu fırsatı değerlendirip Euro bölgesini terk eder. Bu durumda karşımıza, acilen yanıt bulunması gereken şu soru çıkıyor: Yunanistan’ın ödeme aczi bankaları krize sürüklerse, ne olur?”

Madrid’de yayımlanan İspanyol gazetesi El Pais, Yunanistan’ın iflas etmesi durumunda Euro’nun piyasanın elinde oyuncak olacağını yazıyor:

“Finans piyasaları hükmünü çoktan verdi: İlk Euro Bölgesi üyesi iflasın eşiğinde bulunuyor. Bir yıldan uzun süre önce başlayan borç kriziyle mücadelede sergilenen siyasi beceriksizliklerden ve para birliğinin tasarım hatalarından ayrı olarak, bu kriz, başta Almanya olmak üzere hükümetlerin krizden çıkış konusunda anlaşmaktan aciz olduklarını gözler önüne serdi.”

Luxemburger Wort adlı Lüksemburg gazetesi, borç krizinin çoktan güven krizine dönüştüğünü vurguladığı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Yunanistan’ın borç kriziyle ilgili felaket haberleri artmaya başladı. Atina yönetimi tasarruf yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini teslim ederken, sendikalar 48 saatlik genel grev ilan etti. Yunanistan’a çok para yatırdığı için dizleri titreyen Fransız bankaları borsa spekülatörlerinin pençesine düştü.

Aşırı borç yükü altında Euro ülkelerine verilen kredi garantisi Almanya gibi istikrarlı ülkelerde iç siyasi tartışmalara yol açtı. Borç krizi Euro Bölgesi'ni kenetleyeceği yere, parçalanmanın tohumlarını ekmeye başladı. Yol ayrımına gelen Euro Bölgesi sadece borç kriziyle değil, aynı zamanda güven kriziyle de mücadele ediyor. Avrupa’nın ‘lider kadrosu’ borç girdabına kapılmak istemiyorsa, safra atmalıdır. Yunanistan’a borçları için açık çek vermekle bu ülkenin para birliğinden ayrılması arasında bir orta yol vardır. Özel alacaklının borçların yeniden yapılandırılmasına ortak edilmesi, bu yoldaki ilk adım olabilir.”



© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: A.Günaltay

Editör: Hülya Köylü