1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

13.12.2011 - Avrupa basınından özetler

13 Aralık 2011

Avrupa gazetelerinde bugün Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'nın sonuçları, Rusya'da seçimlerin ardından düzenlenen protesto gösterileri ve Suriye'deki gelişmeler ağırlıklı olarak ele alınıyor.

https://p.dw.com/p/13RfD

Güney Afrika'nın Durban kentinde düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Konferansı'nın sonuçları Avrupa gazetelerinde geniş olarak yer bulmaya devam ediyor. Fransız Le Monde gazetesi, konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor: 

"Aylardır tüm dünya borçlanma krizine, bu krizin yarattığı ekonomik ve sosyal sonuçlara odaklanmış durumda. İklim konusu da bu nedenle arka plana itildi. İşgücü piyasası ve satın alma gücündeki olası değişiklikler seçmenleri, denizlerin yükselmesinden ve mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava koşullarından daha fazla endişelendiriyor. Müzakereciler de bunun fazlasıyla farkındaydı. Ama yine de ilerleme sağladılar. Atmosfere zarar veren gazlara yol açan büyük ülkeler, sera gazı emisyonlarının azaltılmasını öngören küresel bir anlaşmayı prensipte kabul etti. Bu anlaşmanın en geç 2015 yılına kadar tanımlanması ve 2020'de de yürürlüğe sokulması planlanıyor." 

İsveç gazetesi Dagens Nyheter de Rusya'daki gelişmeleri mercek altına alıyor:

"Vladimir Putin devlet başkanlığı seçimlerini kazanacak. Bundan neredeyse emin olunabilir. Ancak sistematik bir şekilde yapılan seçim usulsüzlüklerine karşı hafta sonu düzenlenen kitlesel protesto gösterilerinden sonra Rusya artık eski Rusya değil. Öte yandan Putin ülkenin hâlâ en sevilen politikacısı. Muhalefetteki parçalanma devam ediyor. Yeni olan ise iktidarın meydan okumalara açık olması ve sorgulanması. Rusya'daki eylemler hem Arap Baharı'na hem de Sovyetler Birliği'nin dağılması öncesinde yaşanan protesto dalgasına benziyor. Aradaki tek farklılık, meydan okunan şimdiki iktidarın daha güçlü olması."

Avusturya'nın liberal gazetelerinden Der Standard'da da şu satırları okuyoruz:

"Rusya'daki protesto gösterilerine şimdiye kadar politikaya ilgisiz kalan orta sınıfın da katılması şaşırtıcıydı. Galiba iktidar sahiplerinin pervasızlığı ve yıllardır süren durgunluk, şimdiye kadar sistemin içine entegre edilen kesimleri de uyandırdı. Sisteme yapılacak kozmetik değişikliklerle artık kimsenin ağzına bir parmak bal çalınamayacak. İktidar, Rusya'nın acilen neye ihtiyacı olduğunu biliyor: Hukuk devletinin tesis edilmesi, her türlü yolsuzlukla mücadele ve hammadde ağırlıklı ekonominin modernize edilerek dünyaya açılması. Ancak tüm bunları, iyi niyetli bir 'reform çarı' tek başına başaramaz. Bu sadece siyasetin liberalleştirilmesinde işler. Ancak Putin'in bunu idrak ettiğine dair şimdilik bir işaret yok."

Fransız Le Figaro gazetesi de Lübnan'daki Fransız Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerine yönelik saldırının Suriye'deki gelişmelerle ilgili olduğunu ileri sürüyor:

"Suriye'deki başkaldırının başlamasından dokuz ay sonra Beşar Esad yönetimindeki rejim, isyanı sopayla bastıramayacağını anlamadı, yapılan zulmün katliamlara neden olmasına rağmen. Beşar Esad'ın giderek zayıflayan gücü karşısında şimdi boynundaki ilmiği gevşetmek için Lübnan'a ve Hizbullah'taki müttefiklerine yönelmesi şaşırtıcı değil. Lübnan'da görev yapan Fransız Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerine yönelik saldırı, önemli bir uyarıydı."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Ercan Coşkun

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik