Avrupa basınından özetler

Fransız Le Figaro gazetesi bugünkü sayısında protestoların sürdüğü Ukrayna'daki siyasi gelişmelerle ve Rusya'nın oynadığı rolü analiz ediyor:

"Ukrayna'nın AB ile müttefik olmasını engellemek için pençelerini çıkaran Rusya, şimdi ise yumuşak yüzünü gösteriyor. Bağımsızlık Meydanı'ndaki durumun değişmesi, Moskova'yı kesin bir biçimde, tıpkı bir Rus diplomatın tanımladığı gibi, 'çok dikkatli' bir tavır almaya ikna etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Moskova'nın hiç kimseyi birşey yapmaya zorlamayacağını açıkladı. Gümrük Birliği oluşturulması (Rusya-Kazakistan ve Belarus arasında) ile ilgili müzakerelere 17 Aralık'tan itibaren devam edilecek. Daha iyi günler yaşanması beklentisiyle."

Rus bulvar gazetesi Moskovski Komsomolez ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yaptığı ulusa sesleniş konuşmasını yoruluyor. Yorumda şu satırları okuyoruz:

"Vladimir Putin karanlık güçlere karşı mücadelesine başladı ve resmi olarak Rusya'da siyasi bir karşı devrimin başladığını ilan etti. Toplumda 2011 yılı Aralık ayında başgösteren memnuniyetsizliğin ortaya çıkmasından sonra, siyasi inisiyatif tamamen muhalefetteydi. İktidardakiler savunmadaydı. Devlet Başkanı Putin ulusa sesleniş konuşmasında, bu döneme sünger çekmeyi denedi. Putin sadece iç politikada değil, uluslararası standartlarda da bütün cephelere saldırmaya hazır olduğunu açıkladı. Bütün Batı Dünyası'nı 'ahlaksız enternasyonalistler' olarak damgaladı ve Rusya'nın dünya genelinde geleneksel değerlerin kalesi olduğunu açıkladı."

İtalya'da sol liberal La Repubblica gazetesi Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın kamuoyu yoklamalarında sempati değerlerinin düşük çıkmasını ele alıyor:

"Cumhurbaşkanlarının Afrika'ya yönelik harekatlarını iyi bulan Fransızların sayısı hiç de az değil. Fransa Ocak ayında Mali, şimdi ise Orta Afrika Cumhuriyeti'ne askerî müdahalede bulunuyor. Hollande ABD Başkanı Barack Obama bölgeye giderek, onu son dakikada frenlemesiydi, Ortadoğu'da, Suriye'ye de askerî müdahalade bulunurdu. Askerî inisiyatifler konusunda müsamaha gösteren Fransızlar başka konularda Cumhurbaşkanlarına destekte cimrilik sergiliyor. Fransızların bu konuda haksız bir biçimde pinti davrandığı söylenebilir. Hollande aslında 1958, yani beşinci Cumhuriyetin doğmasından bu yana ülkenin en sevilmeyen Cumhurbaşkanı olma sıfatını hak etmiyor. Kamuoyu yoklamalarına dayanan 'görüş demokrasisi' keyfiyete dayanıyor, görüşler sürekli değişiyor. Günümüzde kriz tehdidi nedeniyle Fransızlar'ın görüşü olumsuz."

Fransız L'Alsace ise bugünkü sayısında, Fransa'da gelecek yıl yapılacak yerel seçimleri ve beklentileri ele alıyor:

"Fransızlar 100 gün sonra yerel yönetimleri seçecek. Bu seçimlerde sandığa gitmeyen seçmenlerin büyük bölümünün Fransa'da etkili olma riski büyük. Siyasi partiler seçim kampanyası yürütüyor. Şu an ülkede hakim olan kederli hava onlara iyi gelmiyor. Kamuoyu yoklamalarında en kötü sonuçları alan Cumhurbaşkanı François Hollande ve Başbakan Jean-Marc Ayrault açısından bu seçimlerin Sosyalist çoğunluğa karşı bir protesto seçimine dönüşebileceği en fazla dile getirilen senaryo. Bu durum muhalefet ve Ulusal Cephe'nin işine yarar."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Başak Özay