14.02.2007 - Alman basınından özetler...

Frankfurter Allgemeine gazetesi Beyrut yakınlarında gerçekleştirilen bombalı saldırıların ardından, eylemin nedenlerini inceliyor: “Hem yer, hem de zaman dikkatle seçilmiş. Lübnan eski Başbakanı Refik Hariri’nin öldürülmesinin ikinci yıldönümünden tam bir gün önce Lübnan’da iki minibüs havaya uçuruldu. 1975-1990 arasındaki iç savaşta minibüslere saldırılar çok yaygındı ve cephenin her iki tarafında birçok kurban verilmesine yolaçtı. Saldırganlar bu eylemleriyle iç politikadaki rakiplerini tekrar korkutmak ve Siniora hükümetiyle, onun Şii ve Hıristiyan karşıtları arasında bir süredir devam eden pazarlık sürecini bozmak istiyor.”

Ekonomi cephesinden gelen iyi haberlerin ardının arkasının kesilmediğini bildiren Bild gazetesiyse bugün Alman ekonomisine eğiliyor: “Şirketlerimiz 2006 yılında o kadar güçlü büyüdü ki, istatistikçiler bile şaşırdı ve büyüme tahminlerini olumlu düzeltmek zorunda kaldı. Devamlı ve güçlü bir büyüme şansı uzun zamandan beri hiç bu kadar iyi olmamıştı. Bu nedenle, sakın reformlarda frene basılmasın! Aksi halde ekonomimizin bu kış masalının sonu acı olur.”

Ekonomi gazetesi Handelsblatt da daha fazla rekabet talep ediyor ve şunları ekliyor: “Alman hükümeti sadece olumlu konjonktür haberlerini değil, bu sesleri de dikkate alırsa iyi olur. O zaman sevindirici bir büyümeden fazlası da, yani uzun vadeli daha yüksek büyüme de gerçek olur. Bunun nasıl başarılabileceğini Amerika Birleşik Devletleri yıllardan beri gösteriyor.”

Frankfurter Rundschau ise Katma Değer Vergisi’nin artırılmasını hatırlatıyor: “Konjonktür o kadar sağlam ki, hükümet böyle bir hatayı bile yapabildi. Neredeyse, vergilerin yüksek olmasının ülke ekonomisine hiçbir belirleyici etkisi olmadığına bile inanmak olanaklı.”

Frankfurter Allgemeine, Kuzey Kore’yle nükleer programı hakkında varılan anlaşmayı şöyle yorumluyor bugün: “Bilindiği kadarıyla anlaşmayı şimdiye kadar sadece Pekin’deki Kuzey Kore heyeti imzaladı. Lider Kim Yong İl’in etrafındaki yönetim kadrosunun daha karar vermesi lazım. Pekin uzlaşması Kim Yong İl için bir sınav. Kuzey Koreli lider gerçekten tanıtıldığı kadar akılcı mı? Ve iktidara gerçekten, gerekirse orduya da söz geçirebilecek kadar sahip mi?”

Financial Times Deutschland gazetesi, bu anlaşmanın uzun zamandır özlenen başarı olduğu konusunda kuşkular bulunduğunu belirtiyor: “Kuzey Kore’yle diyalog bundan sonra da güç olacak. Çünkü Kim Yong İl’in diktatörlük rejimi, nükleer silahsızlanma yolunda her adımını pahalıya satacak. Yine de, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı George Bush’un Kuzey Kore’ye karşı izlediği sert politika hatalı. Kuzey Kore sistemi yıkılmaya sürüklenirse, nükleer silahlar daha güvenilir ellerde kalmayacak. O zaman teröristlerin bu malzemeye ulaşma tehlikesi bugünden daha büyük olur.”