1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

14 Haziran 2013

Türkiye’deki eylemler, İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimleri, Yunanistan’da ERT kanalının kapatılması ve Euro’yu kurtarma politikaları Avrupa basınından seçtiğimiz yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/18pJv
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Avusturya'nın Der Standard gazetesi, Türkiye'deki eylemleri yorum sütunlarına taşıyor:

“Bir politikacının mutlak kudreti ile tartışmasız on yıldır ülkeyi yöneten, ülkesi ve kendisi için neyin iyi olduğunu çok iyi bilen Erdoğan, bir söz söylüyor, on dakika sonra da tersini konuşuyor. Partisi ve bakanları da onu izleyecektir. Ama şimdilik. Erdoğan, İstanbul'da parkı işgal edenlere ‘son bir uyarı‘ yapıyor ve anlaşmazlıkları zirveye tırmandırıyor. Öte yandan parti sözcüsüne Gezi Parkı'nın geleceğine dair bir referandum yapılacağını söylettiriyor ve ilk kez siyasi bir çözümün önünü açıyor. Referandum önerisini çok da ciddiye almamak lazım. Eğer gerçekten bu yola gidilirse Başbakan'ın referandumda kime oy verme hakkı tanıyacağı önemli: Beyoğlu sakinlerine mi yoksa İstanbul'da yaşayan milyonlara mı? Beyoğlu'nda Erdoğan kaybeder, İstanbul genelinde ise kazanabilir.”

Lüksemburg'da yayımlanan Luxemburger Wort gazetesi İran'da başlayan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin demokratik ve şeffaf bir ortamda yapılacağından duyduğu kuşkuyu aktarıyor:

“Molla rejiminin içten değişime uğradığı yönünde umutlar ülkeyi yöneten ruhani lider - Ayetullah Humeyni'nin takipçisi Ayetullah Ali Hamaney – buna izin vermediği sürece gerçekçi değil. Acil durumda istenilmeyen gelişmelerin yönünün değiştirilebildiği dört yıl önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde açıkça görüldü: ‘Yeşil Hareket' ve reformcu adayı Mir Hüseyin Musevi seçimlerde usulsüzlük, polis baskısı, ev hapsi ve tutuklamalar ile nefes alamayacak hale getirildi. Elbette sert yönetiminden ödün vermeyenlerin yerine reform yanlısı güçlerin kazanması sevindirici olurdu. Ancak böyle bir sonucun çıkması durumunda rejimin bu kez nasıl bir tutum sergileyeceği önemli bir soru: Yine seçim sonucu sonradan düzeltilecek mi ya da nasılsa makamın gücü sınırlı diyerek, seçmenin tercihine saygı mı gösterilecek?”   

Yunanistan hükümetinin kamu radyo ve televizyon kurumu ERT'yi kapatması nedeniyle ülke genelinde grev yapılıyor. Gazetecilerin başlattığı grev tüm ülkeye yayıldı. Fransa'da yayımlanan Le Journal de la Haute-Marne gazetesi konuyu yorum sütunlarına taşıyor:

“Devlete göre radyo ve televizyon kurumu ERT pahalıya mal oluyor. Ancak onun kapanması ülkeyi iflastan kurtarmayacak. Ülkede kapsamlı grevler yapılırken göze çarpan en etkileyici slogan muhtemelen ‘her şeyi ucuza satıyoruz' idi. Hatta televizyon kanalını da. En totaliter devletlerin bile kendini tehdit altında hissettiği anda kontrolü ele almakta tereddüt etmediği özgürlük sembolü televizyon. Belki de Yunanları son derece öfkelendiren de budur. Özgürlüklerinden bir parçanın çalınması. Kötü bir televizyon şovunun yaptığı etkiyi yapıyor.” 

İspanyol gazetesi El País yorumunda, Euro'yu kurtarma konusunda Alman Merkez Bankası ile Avrupa Merkez Bankası'nın izlediği farklı politikalara değiniyor:  

“Alman Merkez Bankası Euro'yu kurtarma önlemlerinin görüşüldüğü Federal Anayasa Mahkemesi'nde süren davada Avrupa Merkez Bankası'nın tam tersi duruş sergiliyor. Bu tutumuyla gereksiz yere finans piyasalarında depreme yol açtı. Alman Merkez Bankası'nın kaygıları hiçbir açıdan haklı değil. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi zaten kriz ülkelerinin hazine bonolarının satın alınmasını sıkı koşullara bağlamıştı. Henüz hiçbir ülke bu yönde başvuru yapmadı. Yetkilerini aşan Avrupa Merkez Bankası değil Alman Merkez Bankası çünkü bu tür enstitülerin uyması gereken ihtiyatlı olma siyasetini izlemedi. Tutumu sorumsuzca ve piyasalarda zarara yol açıyor.” 

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Deniz Eğilmez

Editör: Başak Sezen

Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik

Bu konuda daha fazla içerik