14.08.2006 - Alman basınından özetler...

İsrail ve Lübnan’ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararını kabul etmesiyle birlikte, ateşkes bugün itibarıyla resmen yürürlüğe girdi. Ancak Frankfurter Allgemeine, BM kararındaki esnek ifadelere dikkat çekiyor: Kararda, İsrail’in ‘saldırı’ niteliğindeki askeri harekatı durdurması isteniyor:

“BM böylece, İsrail’e kendini savunmasına izin verdiği, küçük çaplı çatışmaları tolere edebileceği mesajını verdi. Bu durum, İsrail yanlısı bir tavır gibi gözüktüğü için, birçok kişiyi kızdırabilir belki. Ama şunu unutmamak gerek: Birçok ülke ve yönetim, İsrail’in Lübnan’a girmesiyle, Hizbullah’ın gerileyeceğini ümit ediyor. Bu açıdan bakıldığında ve başka krizlerle karşılaştırıldığında, uluslararası toplumun bu sefer erken harekete geçtiğini söylemek mümkün. Ama bölgede konuşlandırılacak uluslararası gücün işi çok zor. Halledilmeyi bekleyen bir sürü sorun var. Bunların en önemlilerinden biri de Hizbullah’ıh kontrol altına alınması. Bu, yıllardır Hisbullah’ı besleyen İran’ı rahatsız eder. Fakat Hizbullah her halükarda silahsızlandırımalı!

Almanya’nın en yüksek tirajlı gazetelerinden Bild ise Lübnan’da konuşlandırılacak BM gücünde Alman askerlerinin yer alıp almaması gerektiği tartışmasını yorum sayfalarına taşımış:

“Alman politikacılar, çok kritik bir soruyla karşı karşıya. Ama Alman askerleri kesinlikle Ortadoğu’ya gidip orada barışı sağlamaya yardım etmeli! Afganistan’da, Sudan’da, Kongo’da Alman askerleri zaten görev yapıyor. Şimdi de Lübnan’a gitmeliler. Olup bitenler karşısında gözlerimizi kapatmaya hakkımız yok. Fakat bir şartla: Alman askerleri oraya sadece yardım için gitmeli, savaşmak için değil. Hiçbir İsrailli, Alman askerlerinin silahlarından çıkacak kurşunlarla ölmemeli!”

Alman kamuoyunu birkaç gündür meşgul eden başka bir konu da Nobel edebiyat ödüllü yazar Günter Grass’ın gençliğinde, Adolf Hitler'in paramiliter güçlerinin savaş kolu Waffen SS'te yer aldığını itiraf etmesi. Süddeutsche Zeitung, ünlü romancı için şunları yazıyor:

“Kamuoyunu yanılttı. Sustuğu için değil, fazla konuştuğu için. Grass, her konuda söz söylüyordu. Sadece bir zamanlar Nazi üniforması giydiğine ilişkin tek söz etmedi. Elbette, 2. Dünya Savaşı döneminde birçok Alman genci Naziler’e katıldı, Grass bu konuda elbette tek değil. Ama sürekli olarak düşünce ve ifade özgürlüğünden, dürüstlükten dem vuran biri, geçmişini saklamamalıydı.”

Düsseldorf merkezli Handelslatt gazetesi ise Grass’ın itirafının zamanlamasını sorguluyor:

“Bu itiraf neden şimdi geldi? Bu sorunun cevabını ancak Grass verebilir. Yazar, bir kere daha bir ‘pazarlama ustası’ olduğunu gösterdi. Bu itirafıyla yeni kitabı için iyi reklam yaptı. Zamanlaması harika...”