1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

13 Eylül 2012

Müslüman ülkelerde baş gösteren ve gittikçe yayılan kitlesel protesto gösterileri, bu tepkilerin patlak vermesinde ABD’nin payı ve alacağı önlemler Alman basınından seçtiğimiz yorumların çoğunluğunu oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/168hb
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesinin Müslüman ülkelerdeki protesto hareketlerine ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Amerika'ya dost hükümetlerin iktidara gelmesi için en ön saflarda mücadele vermiş olan en başta ABD, şimdi bu politikaların iflâsı ile karşı karşıya bulunuyor. ABD bölgede nüfuzunu kaybediyor ve Mısır, Libya gibi ülkelerdeki halk temsilcilerinin isyan dalgasını çok yumuşak sözlerle lânetlediklerini, onun ötesinde ellerini kavuşturarak oturmaktan başka bir şey yapmadıklarını bizzat yaşamak zorunda kalıyor.”

Handelsblatt gazetesi ise aynı konuda şu görüşleri yorum sütununa taşımış:

“Bölgedeki bu Amerikan karşıtı dalga sonrasında ABD’nin Suriye anlaşmazlığına askerî müdahalede bulunması olasılığı gittikçe azalıyor. Çünkü Başkan Obama’nın Kahire’de yaptığı ve Ortadoğu’da yeni bir başlangıcın işâretini verdiği söylenen konuşmanın üzerinden üç yıl geçmesinden sonra ABD’ne bölgede verilen destek daha da azalmış gibi görünüyor. Ancak bu, Amerikan Başkanı’nın başarısızlığı değil. Bu, on yıllardan bu yana devam ettirilen, güç kazanmanın demokrasiden daha önce geldiği, sertliğin insan haklarının önüne geçtiği Amerikan politikalarının doğurduğu sonuçlardır. Ve tam da bu sebepten dolayı bu politikalar daha uzun süre güvensizlik sorununa maruz kalacaktır.”

Zeit Online gazetesi ise yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Barack Obama Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne bağlı iki destroyeri Libya önlerine yolluyor. 50 Amerikan deniz piyadesi Bingazi’ye varmış durumda. Obama, ABD’nin Libya Büyükelçisi’nin öldürülmesi üzerine güç gösterisinde bulunmak istiyor. ABD’nin görüşüne göre Bingazi saldırısının ardında El Kaide bulunuyor. Saldırganlar ise Obama’nın gösterdiği tepkiyi sevinçle karşılamış olsalar gerek! Zira onlar gerginliğin tırmanmasını, dev hasımlarını yumuşak karnından vurmayı ve onu orantısız misillemeye zorlamayı amaçlıyorlar. El Kaide’nin Libya’da merkezî pozisyonlara yerleşmek için fazla bir gücü yok. Ama birisinin dışarıdan bu devlete çekiçle vurmaya kalkmasını sağlayabiliyorsa, o zaman durum yeniden değerlendirilir. Obama’nın sağduyulu davranması ve -ne kadar zayıf konumda olursa olsun- Libya makamları ile işbirliği içinde olması zorunlu.”

Koblenz/Mainz’da yayımlanan Rhein-Zeitung'un yorumu ise Nasyonal Sosyalist Yeraltı (“NSU”) adıyla tanınan aşırı sağcı terör örgütünün soruşturması kapsamında Alman istihbarat birimlerinde ortaya çıkan zafiyete ilişkin:

“Küçüklü büyüklü zafiyet göstergeleri giderek artıyor. Ve bunların tümü bir araya getirildiğinde devletin güvenlik güçlerinin çalışmasının dehşet verici boyutlarda olduğu görülüyor. Görünen o ki, konunun aydınlığa kavuşturulması konusunda bir irade bulunmuyor. “NSU” hücresinin cinayetlerinin hemen ardından hücreye ilişkin önemli bilgiler içerdiği tahmin edilen dosyalar Anayasayı Koruma Teşkilâtı tarafından imha edildi. Şimdi de Berlin Eyaleti’nin, terör hücresine bağlı üç teröristin bulunduğu yer konusunda elinde bulunan bilgileri Parlamento Araştırma Komisyonu’na iletmediği ortaya çıkıyor. Kısacası, bu konudaki skandallar artarak devam ediyor. Cinayetlerde yaşamını yitiren kurbanlar ve aileleri açısından bu durumun hesabı sorulmak zorundadır.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Nihat Halıcı