1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

14.10.2009 - Alman basınından özetler

14 Ekim 2009

Alman gazetelerinde Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin’in Türk ve Araplar’ı hedef alan sözleri nedeniyle bazı yetkilerinin elinden alınması ve Frankfurt Kitap Fuarı’yla ilgili yorumlar ağırlıkta...

https://p.dw.com/p/K5nm
Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin
Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo SarrazinFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Alman Merkez Bankası Yönetim Kurulu Üyesi Thilo Sarrazin’in Almanya’da yaşayan Türk ve Arap kökenlileri aşağılayıcı ifadeleri uzun süredir tartışmalara neden oluyor. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Merkez Bankası Başkanı Axel Weber, Sarrazin'in yetkilerini kısıtlama kararı aldı. Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesinin konuyla ilgili yorumu şöyle:

„Özgürlük, farklı düşünenlerin özgür olması anlamına gelir. Bunu, 100 yıl önce Rosa Luxemburg söylemişti. Durum böyle olunca Thilo Sarrazin’in düşüncelerini özgürce dile getirdiği söylenebilir ancak bunu savunanlar Sarrazin’in tarzına ve ifade şekline destek çıkmayacaktır. Burada öne çıkan önemli bir nokta, Sarrazin’in işvereninin bu konuya nasıl yaklaştığıdır. Merkez Bankası Başkanı Axel Weber’in iki seçeneği vardı: Ya Sarrazin’i kapının önüne koyacaktı ya da konuyu düşünce özgürlüğü olarak kabul edip, sineye çekecekti. Ancak Weber her ikisini de yapmadı. Ortaya kabul edilemeyecek bir çözüm çıktı: Yetkileri kısıtlanmış bir yönetim kurulu üyesi ve zarar görmüş bir Merkez Bankası Başkanı.“

Kölnische Rundschau ise konuyu farklı bir bakış açısıyla değerlendiriyor:

„Sarrazin’in dile getirdiği problem sadece Türkler ya da Arapların değil, belirli bir sosyal tabakanın sorunu. İşte sorunun çekirdeğini de bu oluşturuyor. Almanya’daki üçüncü nesil arasında işsiz olanların çoğu problem yaratıyor. Bu sorun Berlin'in Kreuzberg semtindeki Türkler'de olduğu kadar, Marzahn'daki Almanlar'da da görülüyor. Asıl bunu farketmek önemli. Sarrazin bunu kasıtlı olarak gözardı etti. Bu nedenle uluslararası alanda gözlerin üzerinde olduğu Merkez Bankası’nın Sarrazin’le ilgili aldığı karar anlaşılırdır.“

Frankfurter Allgemeine Zeitung’nda Stefan Dietrich imzasıyla yayımlanan yorumda, Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat’ın, Müslüman'ların dini bayramlarında okulların bir gün tatil edilmesi yönündeki önerisi eleştiriliyor. Yorumda konu, Almanya'daki göçmenlerin uyum süreci açısından ele alınıyor:

„Almanya’daki göçmenler organize biçimde hareket ederek seslerini duyurmayı öğrendiler. Bu, büyük koalisyonunun, en çok da İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble’nin başarısı. Schaeuble entegrasyon konusunda daha önceki hükümetlerden daha aktif davrandı. Bunun için bir Uyum Bakanlığı’na da ihtiyaç duyulmadı. İçişleri Bakanı’nın otoritesi, farklı istekleri olan grupları aynı masada biraraya getirmek ve diyalog sayesinde onlara politik bir ağırlık vermek için kullanıldı. Bunun önümüzdeki dönemlerde de yapılacağı kesin. Ancak uyum politikası, asıl eyaletlere düşen bir ödev. Eyaletler daha fazla göçmen öğretmen yetiştirebilir. Ancak uyum konusunda yapılan açıklamalar tartışma yerine yapıcı öneriler şeklinde dile getirilirse, daha memnun edici olur.“

Dün resmi açılışı yapılan Frankfurt Kitap Fuarı da bugünkü gazetelerde geniş yer buluyor. Osnabrücker Zeitung'un yorumunda, bu yılki konuk ülke Çin’le ilgili şu satırlar göze çarpıyor:

„Rejim karşıtları fuar kapsamında insan hakları ihlallerini dile getirdi. Ancak Çinli yetkililer bunları gözardı ederek soğukkanlılıklarını korudular. İşte bu tavır, Fuar Yöneticisi Jürgen Boos’un, açıklamalarına iyimser yaklaşılmasını zorlaştırıyor. Boos, fuarın yakınlaşma sayesinde Çin’de değişim başlatacağını söylemişti. Gerçi söylediği doğru, ancak yakınlaşma, taraflar ciddi ve eleştirel biçimde tartışmadan mümkün olamaz. Çin şimdiye dek buna hazır olruğunu göstermedi. Bu yıl fuar hem Çinli yetkililerin, hem de sürgünde yaşayan Çinli yazarların birbirinden ayrı açıklama ve etkinliklerine sahne olacak.“

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay