15.02.2010 - Alman basınından özetler
15 Şubat 2010
Münih’te yayımlanan Münchner Merkur gazetesi, Afganistan’daki “Müşterek Harekât”a ilişkin yorumunda, Taliban’a karşı başlatılan bu defaki askerî operasyonda birçok şeyin farklı olduğuna işaret ediyor. Gazete, halkın iki ateş arasında kalmaması ve Taliban’dan olası kopmaların sağlanması için Afgan komutasındaki harekâtın çok önceden kamuoyuna duyurulduğunu belirtiyor. Yorumun devamında şu satırları okuyoruz:
“İşgalci güçler izlenimi verilmemesi için, direnişçilerden kurtarılan bölgelerin derhal yerel sivil yönetimlere bırakılması öngörülüyor. Ayrıca yeniden imar çalışmaları ön planda bulunuyor. Teorik olarak bu tür önlemler olumlu gibi görünüyor, ancak harekâtın hemen başında çok sayıda sivilin hayatını yitirmiş olması uğursuzluk işareti olarak algılanıyor. Taliban’ın en fazla sahip olduğu şey zaman! Obama’nın ise zamanı yok. Bu durumda Batılı müttefik güçler Afganistan’da askerî açıdan başarısız kalmaya devam ederlerse, o takdirde Amerikalılar başkanlarını Afganistan'daki askeri misyonu bitirmeye zorlayabilirler.”
Başkentteyayımlanan Berliner Post gazetesi de Afganistan’daki müttefik güçlerin harekâtının, Afgan halkına karşı değil, halkın çıkarları doğrultusunda yapıldığının bilirgin bir biçimde anlaşılması gerektiğini vurguluyor. Gazetenin yorumunda şu görüşler savunuluyor:
“Bu, sadece insanlık açısından ve Batılı parlamentoların bunu çok önemsediğinden dolayı değil, askerî stratejiler açısından da önemli. Afganistan’daki yabancı askerî birliklere hala bir ölçüde olumlu gözle bakmaya devam eden Afgan halkının çoğunluğu eğer bu tavrını değiştirecek olursa, o takdirde ülkeye ne kadar birlik gönderilirse gönderilsin, savaş kaybedilmiş olur. Halkın güveni ya da en azından duruma anlayış göstermesi ortadan kalkarsa, o zaman Afganistan’daki savaş da yitirilmiş olacaktır.”
Märkische Oderzeitung adlı gazete, yorumunu Yunanistan'ın içinde bulunduğu mali krize ve Almanya ile diğer AB ülkelerinin bu konu ile ilgili tavrına ayırmış. Gazete, Almanya’daki ya da başka ülkelerdeki siyasetçilerin, tıpkı küresel mali kriz sırasındaki gibi, yeniden vergi mükelleflerine musallat olmamaları gerektiğini belirtiyor ve şu görüşleri savunuyor:
“Yapısal sorunları hiç çözülmeyen ve ekonomisi kötü idare edilen ülkelere yardımlara devam etmekle bir sonuca varmak mümkün değil. Yunanistan’da emeklilik yaşı sanki bir lütuf gibi 61’den 63’e çıkartılırken, 67 yaşında emekli olan Alman vergi mükellefi bu ülkeye neden yardıma koşsun? Atina’ya yapılacak mali yardımlar büyük bir günah anlamına gelir, zira aynı yardımlar kriz içindeki İspanya ve Portekiz’den esirgenecektir. Ne var ki, hiçbir ülkenin kendisinden vazgeçemeyeceği, 'sonsuza kadar sürecek' bir para birliği dogması da günün gerçeklerine ve tarihteki örneklere çarparak, dağılmaya mahkum olacaktır.”
Aynı konuda Badische Zeitung'ta ise şu görüşlere yer veriliyor:
“Yunanistan’ın içinde bulunduğu mali kriz sırasında euro da zarar görecektir. Zararın derecesini ve ne ölçüde diğer ülkeleri de tehdit edeceğini tahmin etmek güç. Bugün AB Maliye Bakanları biraraya gelerek, Yunanistan konusunda nasıl bir tavır alacaklarına karar verecekler. Ancak bakanların Yunanistan’a merhamet gösterme yerine, hukukun işlemesini sağlamaları daha doğru olur. En azından başkaları için emsal oluşturmaması için böyle davranılmalı.”
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Çelik Akpınar
Editör: Murat Çelikkafa