1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.02.2010 - Avrupa basınından özetler

15 Şubat 2010

Bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar arasında Taliban’a karşı başlatılan "Müşterek" adlı harekâta dair değerlendirmeler ağırlıkta. Ayrıca Yunanistan'ın içinde bulunduğu mali kriz de yorumlara konu oluyor.

https://p.dw.com/p/M1dV
Fotoğraf: Bilderbox

Viyana’da yayımlanan Die Presse gazetesi yorumunda, Afganistan’daki büyük askerî harekatın özellikle Amerikan ve Avrupa kamuoyunda başarılı olarak görülmesi, harekâtın Başkan Obama’nın bu ülke için ortaya attığı yeni stratejinin sınavı geçtiği şeklinde algılanmasının arzulandığını belirtiyor. Ancak gazete, "Acaba durum gerçekten de böyle mi?" diye soruyor ve yorumuna şu satırlarla devam ediyor:

"Amerikalılar şimdilerde Taliban ile mücadele etmekten çok, sivil Afgan halkını Taliban’a karşı koruma stratejisi uyguluyorlar. Bunun için de Helmand yöresindeki kentlerin sadece ele geçirilmesi değil, elde tutulması ve kontrol edilmesi de gerekiyor. Bunun, ülkeye gönderilecek takviye 40 bin asker ile gerçekleşip gerçekleşemeyeceği ise bir soru işareti. Geçtiğimiz yıllarda Taliban, gerilla savaşında başarı kaydetti ve hatta ülkenin büyük bölümünü sessiz ve derinden kontrolü altına aldı. Yabancı askerler ülkeden çekilir çekilmez bu taktiği yeniden uygulamayı deneyeceklerdir. Onların ateşe karşılık vermesine gerek yok; sadece bir süre daha beklemeleri yeterli.”

Fransız La Charente Libre, Afganlıların sekiz yıldan sonra düzenelenen bu en büyük harekâta askerî ve siyasi olarak katıldığını belirtiyor ve yorumuna şöyle devam ediyor:

“Londra’daki son konferanstan bu yana yeni NATO stratejisi şunları içeriyor: Bir yandan anlaşmazlık Afganlaştırılıyor, yani direnişçilere karşı Afgan Ulusal Ordusu harekete geçiyor. Öte yandan anlaşmazlığın siyasi yoldan çözülmesi için Devlet Başkanı Hamid Karzai ile BM, Taliban’a barış için zeytin dalını uzatıyor. Bu ikili stratejinin kendi çinde büyük riskler de taşıdığı elbette ki herkesin malumu.”

İtalyan Corriera della Sera gazetesinin yorumu ise Yunanistan’ın borç krizi ve bunun olası sonuçları ile ilgili. Gazete Yunanistan’ın içinde bulunduğu krizin daha uzun süre devam edeceği ve AB’ni de değiştireceği görüşünü savunuyor:

“Tabii burada söz konusu olan mali kriz ve istikrardan çok, devletin egemenliği ve demokrasinin kaderi konusu. Yunanistan Cumhurbaşkanı Yorgo Papandreu, zor görevi başararak, vatandaşlarını kemer sıkma politikalarında ikna ettiği izlenimini dışarıya karşı verdi. Ancak aslında arka planda başka bir 'yönetici' ve başka bir 'seçmen' belirmiş durumda. Eskiden egemen bir ülkenin sınırları savaşlar ve evlilik yoluyla belirlenirken, bugün bu görevi serbest piyasa ve siyaset üstlenmişy durumnda. Yunan hükümeti belki de görevinin tam olarak bilincinde değildi. Bu durumda dizginleri şimdi AB alıyor.”

Son olarak aynı konuda Fransız Nice Matin adlı gazetenin yorumuna bir göz atıyoruz:

“Yunanistan’ın ekonomik olarak harabeye dönmüş olduğu biliniyordu. Bugün ise devlet iflasın eşiğinde. Şimdiye kadar ana Avrupa, Yunanistan Cumhurbaşkanı Papandreu’ya destek oldu, ama para vermedi. Bu küçük fark önemli ve başkalarına da emsal oluşturmalı. Çünkü moral destek sağlamanın bir masrafı yok; ama milyarlarca euro sokaktan toplanmıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Murat Çelikkafa