1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.04.2010 - Alman basınından özetler

15 Nisan 2010

Alman gazetelerinde bugün Avrupa Birliği’nin Yunanistan için kabul ettiği yardım paketiyle ilgili tartışmalar ve Washington’da sona eren Uluslararası Nükleer Güvenlik Zirvesi konusundaki değerlendirmeler dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/MwcH
Yunanistan Maliye Bakanı Yorgo Papakostandinu
Yunanistan Maliye Bakanı Yorgo PapakostandinuFotoğraf: AP

Avrupa Birliği'nin borç batağındaki Yunanistan'a 30 milyar euroluk kredi güvence paketi hazırlaması Almanya'da tartışmalara neden oluyor. Yardım paketine karşı çıkanları eleştiren Süddeutsche Zeitung, Euro Bölgesi Başkanı Jean-Claude Juncker'in açıklamalarına dikkat çekerek şu değerlendinmeyi yapıyor:

“Juncker, Angela Merkel'ın dile getirmediklerini söyledi. Juncker bir radyoya yaptığı açıklamada, özetle, hiçbir Avrupalı vergi mükellefinin, tabii ki hiçbir Alman'ın da, parası konusunda endişe etmesine gerek olmadığını ifade etti. Yunanistan, normal faiz oranlarıyla geri ödemesi gereken krediler aldı. Alman hükümeti de Atina'ya borç vermeye devam etmektense, piyasaya daha iyi koşullar getirebileceği gerekçesiyle bu tür bir krediye onay verdi. Bu politikanın, 'popülist gevezeleri' susturamaması ise tehlikeli.”

Oldenburg kentinde yayımlanan Nordwest-Zeitung ise Yunanistan'ın, Avrupa Birliği'nin euro rezervlerini tehdit ettiğini belirterek şu değerlendirmeyi yapıyor:

“AB'nin oluşturacağı kurtarma fonları da hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Bu koruyucu şemsiye, iki yakası bir araya gelmeyen AB ülkeleri, yani Portekiz, İtalya, İspanya ve İrlanda gibi sallantıya hazır ülkeler için, sadece kısa vadede olası bir felaketi önler. Ancak sistemde değişen bir şey olmayacaktır. Diğer yandan borçlanma konusunda adı çıkmış şüphelilerin ileride kapı dışarı edilme endişesi taşımalarına gerek yok. Zira Maastricht Antlaşması, sert yaptırımlara izin vermiyor.”

Washington'da sona eren Nükleer Güvenlik Zirvesi'nin yankıları da devam ediyor. Wiesbadener Kurier gazetesi, zirvede alınan kararların çok önemli olmadığı kanısında:

“Washington'da kabul edilen anlaşmanın zirve katılımcıları açısından bağlayıcı olmadığını Obama da biliyor. Buluşmadan sonra yaptığı çağrının formülasyonu da güvensizliğini ortaya çıkardı. Ayrıca Moskova'nın bakış açısı da daha gerçekçi bir şekilde belli oldu: Moskova, eğer İsrail İran'a karşı bir nükleer saldırı düzenlerse, Rusya'nın da buna uygun bir yanıt vermesinin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bunlar eski hikayeler. Görünen o ki; nükleer silahlar bir korkutma aracı olarak daha uzun süre kullanılacak.”

Süddeutsche Zeitung da İsrail'in nükleer programına dikkat çekiyor. Gazetede yer alan yorum şöyle:

“İsrail ve onunla birlikte bölgede yaşayanlar, bombalarla yaşamayı öğrendi. 62 yıl önce İsrail'in kurulmasından bu yana daimi düşman çevresi, nükleer programını İsrail'in güvenlik sigortası haline getirdi ve bugün 6 milyon Yahudi, geçmişte bir o kadar Yahudi'nin yok edilmesini hatırlayarak yaşıyor. Bununla birlikte psikoloji, siyasetin önüne geçtiğinden, İsrail hiçbir zaman ABD'nin yardım garantisi ile de yetinmeyecektir, İsrail'in Soğuk Savaş sırasında Almanya'dan yararlandığı gibi. Nitekim Tahran bir gün nükleer silaha sahip olursa, İsrail de en azından kendi gücüyle bir korku dengesi yaratabilmeyi isteyecektir.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Hülya Köylü

Editör: Murat Çelikkafa