1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1505 Presseschau

15 Mayıs 2009

Almanya'da devletin vergi gelirlerinin bariz şekilde azalacağı tahminleri, zor durumdaki Opel'in kayyuma devri ve Amerikan askerlerinin yaptığı işkence görüntülerinin akibeti, Alman basınının başlıca yorum konuları.

https://p.dw.com/p/Hqq1
Fotoğraf: DW-Montage

Almanya’da devlet ve eyaletlerle çeşitli enstitülerde görevli uzmanlardan oluşan vergi gelirleri tahmin kurulu, federal ve eyalet yönetimlerinin vergi gelirlerinin 2013 yılına kadar toplam 316 milyar euro gerileyeceği öngörüsünde bulundu. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Şayet tahmin edilen vergi gelirleri kaybı bir sonraki yasama dönemi sonuna kadar 300 milyarı bulacaksa, o zaman bu kayıptan sadece dünya genelindeki ekonomik resesyonu sorumlu tutmak yanlış olur. Zira maliye bakanlarının şikâyet ettiği vergi gelirlerindeki düşüşün temelinde kendi adımları yatıyor. Bu, genel seçimlere odaklanmış bir koalisyon hükümetinin vergi politikalarının sonucudur. Önce vergileri yükselttiler şimdi de düşürme eğilimindeler. Bu değişiklik büyüme için bir adım ya da vatandaşları rahatlatan bir girişim olabilirdi. Hükümet keşke bu konuda daha istikrarlı bir tutum izleyebilseydi. Şimdiyse vatandaş cüzdanında somut bir iyileşme hissedemeden, devletin gelirleri suyunu çekiyor.”

Almanya Ekonomi Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg, General Motors'un iflas koruma başvurusunda bulunması halinde Almanya'nın, General Motors’a bağlı Opel'in geçici olarak kayyuma devrinin gündeme gelebileceğini söyledi. Frankfurter Rundschau gazetesi, federal hükümetin, otomobil üreticisi Opel'le ilgili yeni açıklamalarını şöyle değerlendiriyor:

“Federal hükümet, Opel'i kurtarma planlarını şişirmeyi sürdürüyor. Şimdiyse sıra kayyumda. Peki, neden kayyuma ihtiyaç duyuluyor? Bunun arkasında Federal Ekonomi Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg’in tartışmasız öğretileri var. Hristiyan Sosyal Birlik Partili bakan, Opel’e yönelik desteğin, şirketin devlete devri gibi algılanmaması için elinden geleni yapıyor. Kurtarma operasyonu mümkün olduğunca siyasetten uzak bir görünümde olmalı. Ancak konu siyasi ve her yanı siyaset kokuyor.”

Geçiyoruz bir başka konuya... Amerikan yönetimi, Irak ve Afganistan'daki askerlerin tutuklulara uyguladıkları kötü muameleyi belgeleyen fotoğrafların kamuoyuna yansımasını engelleme kararı aldı. Oysa Başkan Barack Obama, bir süre önce yaptığı açıklamada, bu fotoğrafların kamuoyundan daha fazla gizlenmeyeceğini söylemişti. Ancak Obama, Amerikan aleyhtarlığını körükleyeceği ve halen yurtdışına bulunan on binlerce Amerikan askerinin hayatını tehlikeye sokabileceği gerekçesiyle bu konudaki kararını değiştirdiğini açıkladı. Obama’nın bu manevrasıyla ilgili olarak ulusal gazetelerden Süddeutsche Zeitung'da şu satırları okuyoruz:

“Obama, istese de istemese de selefi Bush’un mirasından faydalanıyor. Önce sorgulamalarda kullanılan işkence yöntemlerini haklı çıkarmak için yürütülen soruşturmalarla ilgili gizli bilgilerin kamuoyu ile paylaşılıp paylaşılmayacağı yönündeki tereddütler, arkasından da fotoğraflarla ilgili tartışma. Bir sonraki münakaşa da Guantanamo’daki askeri mahkemelerle ilgili olacak. Obama’nın bu sorunlardan sıyrılması diye bir şey söz konusu olamaz. Başkan'ın sancılı bir adım atmayı göze alması gerekiyor. Nasıl ki diğer devletler de geçmişin karanlık sayfalarıyla yüzleşiyşorsa ABD’nin de işkencenin devlet adına yapıldığı gerçeğiyle yüzleşmesi gerekiyor. ABD’de de Güney Afrika’daki Hakikat Komisyonu gibi bir komisyon oluşturulması en doğru yol olacaktır. Aksi takdirde selefinin ayıbı Obama’nın da başını ağrıtacaktır.”

Rostock kentinde yayımlanan Ostsee-Zeitung'un aynı konudaki yorumuyla basın özetlerimize son veriyoruz:

“Washington, yeni bir Amerikan karşıtı dalganın oluşmasından ve böylece Irak'taki askerlerinin hayatının tehlikeye girebileceğinden endişe ediyor. Obama, bunun öncesinde CIA işkencecilerine yargılanma muafiyeti tanıdı. Şimdiyse Guantanamo'daki askeri mahkemeleri yeniden devreye sokacağı söyleniyor. Devlet adamı Obama, devletin çarklarına boyun eğiyor. Hatta cilası gitti de denebilir. Obama, ne tüm dünyanın kurtarıcısı ne de başkanıdır. Önceliği ABD ve Amerikan çıkarlarıdır. Aksini düşünmek, kendimizi kandırmaktan başka bir şey olmaz.”


Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Murat Çelikkafa