1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.06.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Hülya Topcu15 Haziran 2004
https://p.dw.com/p/AbuO

Avrupa basınında bugün önplana çıkan konu Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları ile Alman Sosyal Demokrat Parti’nin hem bu seçimlerde hem de Thüringen’deki eyalet seçimlerinde aldığı yenilgi ve Irak’ta dinmek bilmeyen şiddet.

İngiltere'de Londra’da yayımlanan The Indepentend gazetesinde Avrupa Parlamentosu seçimlerine değinilen yorumda, ”Seçimler, seçmenlerin Avrupa’nın tamamında hükümetlerine güven duymadığını gösterdi” deniliyor. Yorum şöyle devam ediyor:

”Seçmenler, Londra’da Paris’e Roma’dan Berlin ve Varşova’ya kadar hükümetlerine ‘belanızı bulun’ mesajını verdi. Seçim sonuçları, Avrupa projesinin eskiden olduğu gibi şimdi de birçok seçmene ne kadar uzak olduğunu gösterdi.

İtalyan Il Messaggero gazetesi ise özellikle Birliğe yeni üye olan ülkelerde seçimlere katılımın düşük olduğunun altını çiziyor. Yorum kısaca şöyle:

”Bu seçimler, Avrupa Birliği’ne kuşkuyla bakanlara birlik düşüncesine karamsar bakanlardan oluşan ve Avrupa’ya inanmayanların katılma tehlikesini ortaya çıkardı. Buna ek olarak Birliğe yeni katılan ülkelerde, birliğin eski üyelerine karşı protesto da dikkat çekiyor. Bu ülkeler eski üyelerin önce sözler verip sonra bu sözleri unuttuğuna ve Birliğe üyelik için kendilerine ağır bir bedel ödetildiğine inanıyor.”

Paris’te yayımlanan Le Monde gazetesi, İngiltere’de Avrupa karşıtı Bağımsızlık Partisi’nin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde elde ettiği başarıya dikkat çekiyor. Gazetenin yorumunda şu satırları okuyoruz:

”Başbakan Tony Blair, Avrupa karşıtı Bağımsızlık Partisi’nin muhafazakarların oy kaybına uğramasına neden olduğu için sevinmesin. Çünkü bu partinin oylarını artırması, AB’nin reddedilmesi anlamına geliyor. Başbakan, Avrupa Anayasası’nın onaylanması için ülkede refedandum yaparsa işi zorlaşacak.”

Bonn’da yayımlanan General Anzeiger gazetesi ise Alman Sosyal Demokrat Parti’nin Avrupa Parlamentosu ve Thüringen’deki eyalet seçimlerinde aldığı yenilgiye değiniyor. Yorumda, Schröder’in dün yaptığı, seçim sonuçlarına rağmen reform politikalarına devam edeceğini belirten açıklamaları anımsatalarak şöyle devam ediliyor:

”Schröder’in avantajı alternatifsizlik. Şimdi seçim sonuçları sonrasında geri adım atsa, o zaman hem kendi inanılırlığının, hem de Sosyal Demokrat Parti’nın inanılırlığının ortadan kalmasına yol açar. İşte bu yüzden Schröder izlediği politikada değişiklik yapmayacağını açıkladı. Schröder partisinin seçmenlerce cezaldırılmasını hafifi alıyor. Çünkü önce ülkenin çıkarları sonra parti sloganını benimseyen politik düzene inanıyor. Aslında Başbakan buna çok da içten inandığı için değil, gerçekler acı geldiği için inanıyor.”

Süddeutsche Zeitung gazetesi Alman Sosyal Demokratlar'ın geleceğinin hiç de parlak görünmediğini dile getirildiği yorumda şu görüşlere yer veriyor:

”Sosyal Demokrat Parti, sol politikalar izlemesi gerektiği için kendisini geçmişten beri seçen seçmenlerin beklertileri ile parti değiştirip Schröder’i profesyonel bir reform politikası izleyeceği umuduyla seçen seçmenlerin hayalkırıklığı arasında yok oloyur. Böyle bir durumda Sosyal Demokrat Parti 2005 yılına kadar sürecek bir dizi eyalet ve yerel seçimlerde tökezliyor. İşin en kötüsü parti güç kaybedip iktidardan düşerse seçmenler tarafından yeniden iktidara gelmesi iki yasama dönemi, yani sekiz yıl sürebilir.”

Cenevre’de yayımlanan TagesAnzeiger gazetesi ise yorum sütununu, şiddet olaylarının dinmek bilmediği Irak’a ayırmış:

”Irak’ta yabancıları kaçırma eylemleri Irak’ta gücü tek başına elinde bulunduran ABD’ye yönelik. Son günlerde Irak’taki kaçırma eylemleri terörizmin bu çeşidinin ABD karşısında ne kadar etkili oldugu gösteriyor. ABD isyancılarla pazarlık yapmaya zorlanıyor. Üstelik isyancılar hiç de güvenilir müzakere partneri sayılmaz. ABD askeri açıdan süper bir güç. Ancak Irak’ta eli kolu bağlı kalıyor. Sadece BM’nin yardımıyla Irak’taki yeniden inşa süreci mümkün olabilir. Ve BM’nin Irak’ta bunu başarması için uzun zamana ihtiyacı olacağı kesin.”