1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

15 Ekim 2013

Suriye'deki gelişmeler, Fransa'da aşırı sağın yükselişi, ABD'deki bütçe tartışmaları ve lüks meraklısı Alman piskopos Avrupa basınında öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/19zgE
02_2012 Themenbild für Presseschau Ansprechpartner: Simone.Huels@dw-world.de
Fotoğraf: DW

Moskova'da yayımlanan Rossiyskaya Gaseta Suriye ile ilgili yorumunda Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Batı açısından bir muhatap haline gelmesine dikkat çekiyor:

“Suriye'deki kimyasal silahların imha edilmesi için konulan en az bir yıllık süre, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı en azından bu zaman dilimi boyunca Batı'nın meşru bir partneri haline getiriyor. Basra Körfezi'ndeki monarşilerin coşkulu bir biçimde finanse etmek istedikleri Suriye'ye yönelik askerî operasyon, gündemden böylece kalkmış oluyor. Endonezya'daki en yeni buluşmalarında Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile Amerikan mevkidaşı John Kerry, Şam'ın kimyasal silahların imhası konusunda üstlendiği yükümlülükleri kapsamlı bir biçimde yerine getirdiğini teyit etti. Suriye muhalefetinin bir kısmının Kerry tarafından açıklanan 'Cenevre II' adlı barış konferansına katılmaması, belli ki Esad'ı Batı'nın yardımıyla devirmeyi başaramayan Suudi Arabistan ve Katar'daki monarkların intikamı niteliği taşıyor.”

Paris'te yayımlanan Fransız Le Monde gazetesi Washington'daki bütçe tartışmasını yorum sütunlarına taşıyor:

“Dünyanın en güçlü demokrasisi, iki haftadır tüm gezegenin nefesini tutmasına sebep oldu. Ultra muhafazakar milletvekillerinden oluşan bir grup herkesi kapsayan bir sağlık sigortasına engel olmaya karar verdiği için... Eğer Beyaz Saray ile ABD Temsilciler Meclisi 17 Ekim'e kadar bir uzlaşmaya varamazsa sadece ABD değil dünya ekonomisi için de yüksek risklerle dolu bir süreç başlayacak. Küreselleşmeyle birlikte birbirine sıkı bir şekilde bağlanmış olan hükümetler, piyasalar ve bankaların gözü kulağı Washington'da. İzledikleri tiyatro oyunu hazin olmanın yanı sıra herhangi bir olumlu gelişme beklentisine de imkan vermiyor. Son dakikada bir çözüm bulunacak olsa bile bu kriz Amerikan demokrasisinin işleyişindeki hataları ortaya koymuş oldu.”

Sosyal demokrat çizgideki Norveç gazetesi Dagsavisen Fransa'nın güneyindeki kanton seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Cephe'nin aldığı zaferi yorum sütunlarına taşıyor:

“Sol kanat zayıfladığında sağ kanat güçlenir. Avrupa politikalarındaki trendleri bu kadar kısa ve özlü bir şekilde toparlamak mümkün. Bu da endişeye sebeptir. Fransa'yı ele alalım. Marine Le Pen'in başında olduğu Ulusal Cephe yerel seçimlerde güçlendi ve yeni yapılan bir ankete göre ülkenin en güçlü partisi. Ve artık bu parti, aşırı sağcı parti olarak tanımlanmayı ve Noveç'te toplu katliam yapan katilin ideolojik çizgisine sokulmayı reddediyor. Le Pen partiyi ‘aşırı sağcı' olarak tanımlayan editörlere ve gazetecilere karşı hukukî adımlar atmayı tasarlıyor. Bu son derece rahatsız edici. Ulusal Cephe iktidara hazırlanıyor ama öte yandan da iktidar için ne kadar da ham olduğunu ortaya koyuyor.”

Lüks harcamalarıyla Almanya'da büyük tartışma kopartan Limburg Piskoposu Franz-Peter Tebartz-van Elst Avusturya gazetesi Der Standard'a da konu oldu. Gazete, Piskoposun yaptırdığı piskoposluk rezidansı ve içindeki 15 bin euroluk küvet üzerinden şu yoruma yer veriyor sütunlarında:

“Hiç şüphesiz Franz-Peter Tebartz-van Elst Katolik Kilisesi'ne büyük zarar verdi. Ne var ki zaten yenilmiş olduğu için, inşa edilen piskoposluk konutundaki şatafat ve gösteriş düşkünlüğünün yarattığı şaşkınlık ve öfkeden sıyrılmak ve küvetin arkasına bakmak gerekiyor. Zira olay, bundan fazlası. Lüks meraklısı piskopos olumsuz bir simgeye dönüşmüş olsa da tüm bu çılgınlığı mümkün kılan yapıları da meydana çıkarmış oldu. Limburg piskoposluğundaki denetim mekanizmasının bozuk olduğu da ortaya çıktı.”

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Beklan Kulaksızoğlu