1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.11.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu15 Kasım 2004
https://p.dw.com/p/Absf

Hollanda’da İslam’a karşı sert eleştirileriyle tepki toplayan yönetmen Theo van Gogh’un öldürülmesinin ardından entegrasyon ve radikal İslam konusunda yaşanan tartışmalar ve ABD’nin Felluce operasyonu, bugünkü Avrupa basınında ön plana çıkan konular.

Hollanda’da yaşananların ardından Almanya’da da entegrasyon ve radikal İslam ile ilgili tartışmalar yeniden alevlendi. Mannheimer Morgen gazetesinin yorumunda şu satırları okuyoruz:

‘’Yabancı olarak içinde yaşadığı toplumla bütünleşmek isteyen, o ülkedeki geçerli hukuku ve düzeni sağlamak üzere getirilen siyasi normları kabul etmek zorundadır. Bunu yaparken kendi kültürel kimliğini terketmesi gerekmez. Almanya’da yaşayan Müslümanlar’ın büyük bölümü bu gereği yerine getirmektedir. Ancak Avrupa’daki camilerde sadece hoşgörü ve sevgi vaazları verilmediği tahmini, Hollandalı yönetmen van Gogh’un öldürülmesinin ardından daha da güçlendi. İslami cemaatlerin daha şeffaf olmaları, hatta imamların konuk bulundukları ülkenin dilinde vaaz vermeleri iyi olur. Barış içinde birarada yaşamanın koşulu birbirini anlamaktır.’’

Nordkurier gazetesinin yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:

‘’Siyaset uzun süre hoşgörü deneyiminin başarılı olmasına bel bağladı. Aksi durumda ne olacağını kimse düşünmedi. Entegre olmak istemeyen fanatik misafirlere karşı devletin ne yapması gerektiği düşünülmedi. Ancak demokrasi kendisini savunabilmelidir. Umarız ki, Hollanda’da yaşanan kültürler çatışmasının bizde de yaşanmasının önüne geçilebilir.’’

Hannoversche Allgemeine Zeitung’un yorumunda Alman toplumunda göç konusunda yaşanan ikileme dikkat çekiyor:

‘’Hollandalı komşularımız hoşgörüyü kayıtsızlık sandılar ve şimdi uyguladıkları yabancılar politikasının enkazının önünde duruyorlar ve sıfırdan yeniden başlamak zorundalar. Almanya, kendisini idealist fikirlerden ayırmaya daha erken başladı. Başlangıçta göçe davet olarak planlanan göç yasası bir sınırlama yasasına dönüştü. Almanya, uzun hukuki çabaların ardından Metin Kaplan gibi İslamcıları ülke dışına göndermenin yolunu buldu. Almanya’daki sorun, bu yeni mesajın heryere ulaşmamış olması. İç güvenlik uzmanları yıllardır radikal İslam tehlikesine karşı uyarıyor. Bazı çevreler ise hala bu tehlikeye karşı gözlerini kapamayı tercih ediyor. Yani kimileri terör tehlikesine karşı tüm vatandaşlık haklarını rafa kaldırmak isterken, kimileri, özgürlük ile ilgisi olmayan kişilerin özgürlük hakları için mücadele ediyor.’’

Stuttgarter Nachrichten gazetesi ise entegrasyon için daha kararlı adımlar atılmasını savunuyor:

‘’Hollanda örneği, entegrasyonun şimdiye kadarkinden daha güçlü bir şekilde talep edilmesi gerektiğini gösteriyor. Başka türlü olmuyorsa baskı uygulayarak. Alman dilinin öğrenilmesi ve anayasayı sadece işine gelen kısımlarıyla değil tümüyle kabul etmek zorunluluktur...’’

Basın özetlerinde ön plana çıkan bir başka konu ise Felluce operasyonu. Irak'ta Amerikan birliklerinin Felluce şehrindeki operasyonu konusunda Alman basınında eleştirel yaklaşımının ağır bastığı görülüyor. Tageszeitung gazetesinin yorumu şöyle:

‘’Irak’ta, komşu ülkeleri de içine alan bir siyasi-diplomatik girişim gerekli. İran ve Suriye rejim değişikliği için sırada kendilerinin olabileceği korkusunu hissettikleri sürece Amerika’nın Irak’ta başarılı olmasını istemeyecektir. Bir türlü çözümlenemeyen İsrail-Filistin sorunu da cihat savaşçılarını daha da kışkırtıyor. Irak’ta serbest seçimler, reformlar ve güvenli bir yaşama ihtiyaç var. Bu ise bombalarla ulaşılabilecek birşey değil.’’

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise yorumunda şu satırlara yer veriyor:

‘’ Irak’ta birbirinden farklı ama tırmanan ve içiçe giren çeşitli çatışmalar sözkonusu. Bir yandan işgale karşı gerilla savaşı, diğer yandan çeşitli dini gruplar ve aşiretler arasında gelecekteki güç dağılımı için savaş. Asayişin sağlanamadığı ve çatışmaların barışçıl yollarla düzenlenmesi geleneğinin bulunmadığı bir ülkede kanlı çatışmalar daha uzun süre devam edecektir.’’

Aynı konuyla ilgili olarak Braunschweiger Zeitung gazetesinin yorumu:

‘’Amerikalılar Felluce’yi tamamen fethetse de kaybeden taraf olacaktır. Çatışmalar diğer şehirlerde devam edecektir. Musul buna sadece bir örnek. Zalim çatışmaların görüntüleri sadece Iraklı sivil halkta değil, bütün Arap dünyasında nefrete yol açmakta. Amerikalılar’ın Felluce’de ulaşmak istedikleri neydi? Ocak ayında serbest seçimler için gerekli koşulları sağlamak. Ancak savaşın toz dumanından gözler görmeye başlayınca enkaz, yas ve gözyaşları daha net ortaya çıkacak. Irak’ta Amerikan modeli bir demokrasiye özlem duyulmasını beklemek boşuna.’’