1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

15.12.2011- Avrupa basınından özetler

15 Aralık 2011

Avrupa basınında bugün ağırlıklı olarak Fransa ve Mısır'daki gelişmeler ve Euro kriziyle ilgili yorumlar ağırlıkta.

https://p.dw.com/p/13TSD

Fransız Ouest-France, parlamento seçimlerinden bu yana protesto gösterilerine sahne olan Rusya’yı ve siyasî manzarayı ele alıyor:

“20 yıldan bu yana böyle protestolar görmedik. Eski Sovyet gizli istihbaratı KGB subayı için bu protestolar ağır bir tokat. Protestoların resmî açıklamalarla reddedilmesine rağmen olan bitenler Moskova’daki hiç kimsenin gözünden kaçmadı. Tıpkı Arap Dünyası’ndaki protestolarda olduğu gibi sosyal medya Rusya’da da önemli rol oynadı. Gazetecilerin öldürülmesi ve internet kullanıcılarına yönelik baskı, fikir alışverişinin daha özgür bir biçimde yapılmasını engellemedi. Sonuç olarak seçim bürolarındaki aldatmacayı gösteren fotoğrafların yayılması, sarsıcı bir etki yarattı.”

Danimarka'dan muhafazakâr Berlingske Tidende ise bugünkü sayısında Mısır’daki seçimleri ele alıyor:

“Mısır, son derece karmaşık olan parlamentonun oluşturulması sürecinde ikinci tura gidiyor. İlk turdan çıkan sonuçlar, toplumdaki tüm gruplar için gerçek demokrasi ve özgürlük arzusu içinde olan bir isyanın ardından canları sıktı. Ancak İslamcı partiler seçimlerde parlamentoda çoğunluğu kazanmayı başarırlarsa, o zaman izlenecek yol tek taraflı ve çok tehlikeli hale gelecektir. Mısır’daki seçim sonuçları uzun vadede bir dizi endişe verici iz bırakacaktır. İslamcı, antidemokratik hareketler şu sıralar Ortadoğu’nun pek çok yerinde çok güçlü bir konumda.”

Alman hükümeti Euro ile ilgili önemli kararların alındığı Avrupa Birliği Zirvesi’nden bir hafta sonra Federal Meclis’te bir açıklama yaptı. İspanya’dan liberal La Vanguardia gazetesi, Başbakan Angela Merkel’in mecliste yaptığı konuşmayı şöyle yorumluyor:

“Başbakan Angela Merkel Federal Meclis’teki konuşmasında Avrupa’nın güçlenmiş olarak krizden çıkacağını söyledi. Bu sırada Euro kuru 1.30 dolar sınırının altına düştü. Sorun Almanya Başbakanı’nın ekonomik büyüme konusunu ihmal etmesinden kaynaklanıyor. Berlin ve Paris’in krize karşı mücadelede belirlediği strateji başarısız oldu. Bu durumda şimdiki kriz ortamında ve Euro’nun sallantıda olması nedeniyle Avrupa Birliği’nin geleceğiyle uğraşılmasının mantıklı olup olmadığı sorusu soruluyor. Gelecek için vizyon belirlenmesi güzel ve iyi. Ancak Avrupa’nın her şeyden önce şimdiki zaman için doğru bir plana ihtiyacı var.”

Avusturya'dan Der Standard ise Almanya’da hükümetin küçük ortağı Hür Demokrat Parti’nin (FDP) içinde bulunduğu krizi ve son olarak dün Parti Genel Sekreteri Christian Lindner'in istifa etmesini yorumluyor:

“Genel Başkan şanssız, partinin siyasî olarak verdiği bir mesaj yok ve seçmenler kalabalık gruplar halinde partiden uzaklaşıyor. Hür Demokrat Parti'de bir yıl önce manzara buydu. O dönemde hiç kimse ciddi bir biçimde bu durumun daha da kötüye gidebileceğini düşünmedi. Peki ya bugün? Bazı Alman liberaller 2010 Aralık dönemini bile özlüyor. Çünkü gerçekten de çok daha kötü bir duruma gelindi. Üstelik artık korku içindeki Liberallerin umut bağlayabileceği yedek personel de yok. Şimdi gitmemesi gerekenler de gidiyor. Partinin stratejisti, partide kalması gereken Lindner gitti. Oysa parti, Genel Başkanı Rösler'den çok daha kolay vazgeçebilirdi. Er ya da geç bu da olacak. Rösler bunu durduramayacak. Ancak şimdi ne olursa olsun, FDP böylesine korkunç, kötü ve kaybedilmiş bir yıl daha yaşarsa, işte o zaman 2013’te yapılacak parlamento seçimlerine girmesine gerek kalmayacak.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ercan Coşkun