1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16 dernekten şiddeti kınama

Rainer Sollich9 Şubat 2006

Almanya’da Türk ve Müslümanları bünyesinde barındıran pek çok dernek, Hazreti Muhammed karikatürlerini gerekçe göstererek İslam ülkelerinde düzenlenen eylemlerin şiddete dönüşmesini kınadılar. Köln’de 16 örgüt adına yapılan ortak açıklamada, tepkilerin yasal yollar kullanılarak dile getirilmesi talep edildi. DW’den Rainer Sollich’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZr6

Amerika Birleşik Devletleri ya da Avrupa’da meydana gelen her büyük terör saldırısında, Almanya’da uzun yıllar gözler önce Müslüman kuruluşlarına çevrildi; Müslümanlara ait sivil toplum kuruluşlarının İslam’ın adını kullanarak ortaya konan fanatizm ve şiddet ile aralarında yeterince mesafe koyup koymadıkları gözlendi. Özellikle kilise temsilcileri ve muhafazakar siyasetçiler, Müslüman derneklerine bu noktada yoğun baskı uyguladılar.

Almanya’daki Müslümanların kültürel değerlerinin Alman komşularından farklı olduğu bir gerçek. Bazı Müslüman kadınların baş örtüsü taşıdığı ve bu halleriyle İslami hayat tarzının tipik bir örneğini sergiledikleri de doğrudur. Ancak bir Alman Katolik, İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu’nun Kuzey İrlanda’da Protestanlara karşı düzenlediği terör eylemini ne kadar sahiplenirse Almanya’da yaşayan Türk kökenli bir Müslüman da Londra ve Madrid saldırılarını o kadar sahiplenir. Yani hiçbir şekilde sahiplenmez. Bu nedenle çoğunluğunu Türk kökenlilerin oluşturduğu Almanya’daki Müslümanlar aslında yeni koşullara hazırlıksız yakalandı. Hiçbir ilginizin olmadığına inandığınız bir konuyla neden aranıza mesafe koyduğunuzu ilan etme mecburiyeti duymalısınız? Çünkü Alman vatandaşlarının büyük kısmı bu ayrımın yeterince bilincinde değil.

Ancak Müslüman kuruluşları kamuoyunu bilgilendirme ve halkla ilişkiler faaliyetleri konusunda yetersiz kaldıklarını kavradılar. Müslüman dernekleri, yürütülen tartışmalarda kendi bakış açılarını dile getirerek bir yandan tartışmaya yön kazandırabileceklerini diğer yandan İslam’ın bu ülkedeki imajına olumlu şekilde etkileyebileceklerinin farkına vardılar. İslamcı fanatikler tarafından düzenlenen saldırılar, artık Almanya’daki büyük Müslüman örgütlerinin web sitelerinde anında kınanıyor. Hazreti Muhammed karikatürleri tartışmasında da Almanya’daki Müslüman örgütleri net bir tavır geliştirmekte duraksamadılar: Karikatürleri bir hakaret olarak algıladıklarını, kendilerini aşağılanmış hissettiklerini, buna karşılık her türlü şiddeti kınadıklarını vurguladılar. Müslüman kuruluşları, hak aramak için yasal yollara işaret ediyorlar. Anayasayı Koruma Teşkilatı tarafından „İslamcı“ olarak değerlendirilen Milli Görüş organizasyonu dahi bu ortak açıklamaya imzasını koydu.

Bu türden değerlendirmelerle verilmek istenen mesajı küçümsememek gerekiyor. Çünkü Almanların büyük kısmı dünya üzerinde İslamın çok farklı şekillerde yorumlandığından habersiz. Almanlar da diğer insanlar gibi gerçeğin televizyon ekranlarından kendilerine yansıyan kısmına bakarak bir hüküm veriyor. Bu aralar televizyon haberlerinde Ortadoğu’da olaylı eylemlere imza atan Müslümanların İslam kavramıyla yan yana geldiği göz önünde tutulduğunda, Almanya’daki Müslüman derneklerinin çıkışı daha da önem kazanıyor.

Almanya Müslümanlarının topluma entegrasyonunun hala yetersiz seviyede olması da bu tür çabaları önemli kılıyor. Yine bu kapsamda, Hürriyet ve Bild gazetelerinin „Medeniyetler Çatışması“ tehlikesine karşı başlattıkları ortak kampanya memnuniyet verici. Hem gazetelerin ortak girişimi hem de Müslüman derneklerinin aldığı tavır, „medeniyetler çatışmasının“ en azından Almanya’da yaşanmayacağı umudunu ortaya koyuyor.