1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

16 Ocak 2014

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın reformları, Rusya'daki terörle mücadele yasaları ve Avrupa'da yükselen milliyetçilik Avrupa basınında öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/1Arg9
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Hollanda'dan de Volkskrant gazetesi, Fransa Cumhurbaşkanı François Holande'ın tasarruf ve reform açıklamalarına yönelik bir değerlendirme yapıyor. Gazetenin Hollande'ın açıklamalarına şüpheyle yaklaştığı yorumu şöyle:

"Soru, Hollande'ın tıpkı sağcı selefleri Chirac ve Sarkozy'de olduğu gibi kendisine yönelik, oluşacağı muhtemel direnişten korkup korkmayacağı. Belirtiler olumsuz yönde. Şimdiye kadar partisi içindeki görüş ayrılıklarını bertaraf edemeyen zayıf bir Cumhurbaşkanı olduğunu kanıtladığı gibi eylem planı olmadığını da gösterdi. Her ne kadar bir dizi komisyonu görevlendirmiş olsa da planladığı tasarrufları hayata nasıl geçireceğine dair kaba taslak da olsa bir açıklama yapmadı. Bu, onun liderlik niteliklerine uymuyor. Kazanılmış haklara yapılan saldırılara karşı gösterilen Fransız direniş geleneğiyle karşı karşıya gelme tehlikesi beliriyor. Selefleri bu kitleyle karşı karşıya kalmayı göze alamadı ya da protestolardan sonra geri çekildi. Hollande da sokaklardaki protestolarla muhatap olmak zorunda kalacak. Cumhurbaşkanı'nın reformları iyi yönde ancak bunu sürdürüp sürdüremeyeceğinden şüphe edilmeli."

İngiliz The Guardian gazetesi Başbakan David Cameron'un politikalarını eleştirdiği bir yoruma yer veriyor. Gazetenin, İngiltere'nin Avrupa Birliği içindeki konumunu, Başbakan Cameron'ın politikaları doğrultusunda değerlendirdiği yorumu şöyle:

"Bundan bir yıl önce olsaydı, İngiltere Başbakanı David Cameron, Avrupa yanlısı bir reform kampanyasının başında bulunabilir, partisi içinde ve İngiltere'den destek alır ve hatta Avrupa'da bir şeyler elde edebilirdi. Çok da sürpriz olmayan bir sonuçla kamuoyu anketleri, İngiliz seçmenin, oylamaya açılması durumunda bu konuda destek vereceğini gösteriyor. İngilizler, ülkelerinin de etkisinin olduğu, işlevi olan bir Avrupa istiyorlar. Bunun yerine Cameron, muhafazakârların parti başkanı olarak görevini, başbakanlık görevinin önünde tuttu. Avrupa karşıtı sağcıların ve Muhafazakâr Parti yanlısı medyanın, yerine getirilemeyecek talepleri önünde eğilmeyi tercih etti. Bunu yapmaktan vazgeçmedi ve eğer olur da AB karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi UKIP mayıstaki seçimlerde başarı sağlarsa, yapmaya da devam edecek ve yine elde etmeye çalıştığı başarıyı ıskalayacak. Bu, Muhafazakar Parti için bir felaket ancak ülkenin tamamı için bir trajedi."

Rusya'dan Vedomosti de ülke içi bir soruna yer ayırıyor. Gazete, Moskova yönetiminin, şubat ayında Soçi kentinde başlayacak Olimpik Kış Oyunları'nda düzenlenecek olası saldırıları bertaraf etmek üzere kabul ettiği yeni terörle mücadele yasasını eleştiriyor. Yorum şöyle:

"Rusya'da parlamentonun alt kanadı Duma'nın geçirdiği yeni terörle mücadele yasası, Rusya iç istihbarat servisi FSB'ye internet ve elektronik veriler üzerinde daha geniş kontrol hakkı sağlıyor. Yasa, vatandaşın değil devletin çıkarlarını koruyan uzun süreli bir stratejinin devamı niteliğinde. Ne var ki uzmanlar oy birliğiyle terörle mücadeledeki en önemli ve en çabuk aracın, baskı olmadığını vurguluyor. Bu, sadece daha fazla gerilimin oluşmasına yol açacak. Bu sayede yolsuzluk karşıtı projeler ya da bağımsız siyasetçilerin seçim kampanyaları zorlaşacaktır. İzin verilmemiş bir gösteri, bir terör saldırısı hazırlığıyla aynı kefede değerlendirilmiş olacak. Yasaların sertleştirilmesi, yasakların artırılması ve FSB'nin tam yetki alanının genişletilmesi, sadece güvenlik yapısını belirleyen yöneticilerin konumlarını ve finans piyasasındaki kontrollerini arttırmak üzerine bir araç."

İspanyol sol liberal El Pais gazetesi ise son dönem Avrupa genelinde güçlenen aşırı sağ ve Avrupa karşıtı düşünceye dair bir yorum yapıyor. Gazete, 1914 yılının unutulmaması gerektiğine atıfta bulunduğu yorumda, günümüzle geçmiş arasındaki paralelliklere değiniyor:

"1914 yılının büyük izler bırakan sonuçlarına dair bir analiz, yabancı düşmanlığı ve Avrupa karşıtı milliyetçilik tehlikesine karşı bir aşı görevi görebilir. Anma günlerinin amacı, geçmişte yapılan hatalardan ders çıkarıp tekrarlanmasını önlemek. Özellikle Avrupalılar 1914 yılından çok şey öğrenebilirler. Zira Birinci Dünya Savaşı başlangıcında bir Avrupa savaşıydı. Günümüzde durum yüz yıl öncesinden farklı olsa da tehlikeli benzerlikler bulunuyor. Bunların içinde milliyetçi, yabancı düşmanlığı motifli Avrupa karşıtı girişimler ve aşırı irticai hedefler belirlenmesi de yer alıyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Gezal Acer

Editör: Ercan Coşkun