1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

16.06.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu16 Haziran 2006
https://p.dw.com/p/Abm6

Alman basınında bugün, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın Şangay İşbirliği Teşkilatı toplantısına katılımı, Ortadoğu sorunu ve Almanya’da milliyetçilik tartışmaları ile ilgili yorumlar dikkat çekiyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad’ın Çin’deki Şangay İşbirliği Teşkilatı zirvesine katılımını değerlendiriyor:

“Ahmedinejad’ın, Amerikan karşıtı bir teşkilat oluşturma çağrısı ne kadar kabul görür, söylemek zor. Bir yandan Moskova ve Pekin’in stratejik olarak Orta Asya’daki Amerikan etkisini sınırlamak istedikleri açık. Özbek lider Kerimov gibi bir diktatör için Avrupa’dan demokrasi ve insan hakları konusunda gelen uyarıların ne kadar rahatsız edici olduğu ve altı üyeli teşkilatın kurumsal olarak güçlenip konu alanını genişlettiği de. Şangay İşbirliği Teşkilatı, Asya politikalarında bir güç haline geliyor ve bunun ötesinde her açıdan bunu gerçekleştirecek potansiyele de sahip. Diğer yandansa Batı karşıtı bir güç dengesi oluşturma politikası sadece belirli rejimler için destekleyici olabilir, ama bu ülkelerin ekonomik modernizasyonuna zarar verecektir.“

Maerkische Oderzeitung ise yorum köşesinde Ortadoğu sorununu ele alıyor:

“Hamas yönetimindeki Filistin hükümeti, İsrail devletinin varlık hakkını tanımazsa müzakere olmayacak. İsrail Başbakanı Ehud Olmert bu tutumunu hiç bir zaman gizlemedi, ayrıca müzakerelerin mümkün olmaması durumunda İsrail’in nihai sınırlarını 2010 yılına kadar tek taraflı olarak belirleyeceklerini de açıkça söyledi. Ama bu plan bölgeye huzur getirmeyecek, daha ziyade az gelişmiş, yoksul Filistin bölgelerinde radikallerin elini güçlendirecektir.“

Almanya’da Dünya Kupası çoşkusuyla birlikte milliyetçilik tartışmaları da sürüyor. Binlerce gencin ellerinde Alman bayraklarıyla sokaklarda tezahüratta bulunması, otomobillere, sokaklara, evlere bayraklar asılması bir kesim tarafından yeni bir milliyetçilik akımı olarak değerlendirilirken, bir başka kesim bu durumu normalliğe geri dönüş olarak görüyor. Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumu şöyle:

“Ülkede birşeyler oluyor. Dikkat çekici, aynı zamanda biraz da delice birşeyler. Sadece konuklarımızın gözünde değil, kendi gözümüzde de olduğumuzdan, belki de olduğumuzu düşündüğümüzden farklı bir hale geldik. Ne somurtkan, ne de endişeli, aksine neşeli, heyecanlı ve heyecan verici bir ülke. Üstünlük taslama ya da şovenizmin izine bile rastlanmadığı bir ortamda Alman bayraklarının ellerde sallandığı, vatandaşların gayet normal bir şekilde Alman milli marşını birlikte söyledikleri bir Almanya.“

Hessische/Niedersaeschsische Allgemeine gazetesinin yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Uzun süre mızmız, daima kusur bulan Almanya şimdi gerçekten neşelenebilir. Yabancı konukların çoğu da neşeli. Yenilseler bile. Almanya’da yaşayan Türkler’in Alman bayrağı ile ayyıldızı hoş bir uyum içinde ellerinde sallayarak Almanlar ile birlikte kutlamaya katılmaları da gözden kaçmadı. Futbol seyretmek bir toplum olayı haline geldi. Evindeki koltukta televizyona bakıp coşmak yerine pekçok kişi renkli taraftar kıyafetlerini giyerek şehirlerde dev ekranlara koşuyor, birlikte seyredip birlikte eğleniyor.“

Leipziger Volkzeitung’un yorumu ise şöyle:

“Dünya Kupası çoşkusu içinde binler ‘Almanya, Almanya’ diye tezahürat yapıp, bayraklar sallayıp kendisini bir milletin bir parçası olarak algılıyorsa bu sağa kayış değil, normalliğe giden yolda atılmış bir adımdır. Hele coşku diğer ülkelerden taraftarlar ile ortak eğlenceye dönüşüyorsa. Almanya zengin kültür gelenekleri olan, ekonomide her zamanki gibi verimli ve hatta şu sıralar sporda da başarılı olan bir ülke. Bunlar, geçmişin yükünü üstünde taşımayan yeni, genç bir nesilin kendisini tanımlayabileceği semboller. Bu kötü ve ayıp birşey değil.“