TÜR1607 Presseschau

Resesyon, Almanya’da devletin yaptığı sosyal ödemelerin artmasına yol açtı. Devletin emeklilik, sağlık, bakım, işsizlik ve aile yardımlarına ödediği miktar 2008 yılına oranla 33 milyar euro artarak 754 milyar euroya yükseldi. Federal hükümetin dün Berlin’de açıkladığı 2009 Sosyal Durum Raporu'na göre, devletin elde ettiği gelirlerin yaklaşık üçte biri sosyal harcamalara aktarılıyor. Hükümet, sosyal harcamaların 2012 yılına kadar 790 milyar euroya ulaşacağı görüşünde. Koblenz’de yayımlanan Rhein Zeitung’un 2009 Sosyal Durum Raporu ile ilgili yorumu şöyle:

“Aynı anda farklı yerlerden kısıntılara gitmek oldukça güç. Ancak hükümet, karşı karşıya kaldığı bütçe nedeniyle bunu yapmak zorunda. Gelecek yıl sosyal harcamaların tutarı, gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 32,4’ünü bulacak. Bu da toplumun bu yükü taşıyabilme durumunu tehlikeye sokuyor. Bu yüzden Alman sosyal devletiyle ilgili kamuoyuna açıklanan rapora, durumun nasıl olduğuyla birlikte, 'böyle kalmayacağı' da eklenmeli.”

Münih merkezli Süddeutsche Zeitung da aynı konuyu işliyor:

“Ekonomi resesyonun pençesinde. Artan işsizlik de bu yüzden. İşte bu iki faktör sosyal harcamaların artmasına neden oluyor. (…) Konjonktür de bu harcamaları yukarıya çekiyor. Bu yüzden şimdi bazı alanlarda kesintilere gidilmesi önerilerine şüpheyle yaklaşılacaktır. Ayrıca Alman sosyal devlet modelinin önümüzdeki yıllarda da aynı şekilde ayakta kalıp kalamayacağı tartışılır. (…) Sosyal politika şimdiye kadar olduğu gibi sadece emekli maaşlarının ödenebilmesine değil, gençlerin eğitimine de endekslenmelidir.”

Frankfurter Rundschau gazetesi ise Temmuz ayı başında Dresden kentinde görülen bir davada Mısırlı Müslüman bir kadının ırkçı bir Alman tarafından öldürülmesini taşımış bugünkü yorumlarına. Gazete İran’ın konuyla ilgili tepkisini değerlendiriyor:

“Kışkırtıcılığın sınırı yok ve daha da artırabilir. Mısırlı Merve El Şerbini, Dresden’de ırkçı bir saldırganının kurbanı oldu. İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı ise kadının, Alman hükümetinin emriyle öldürüldüğünü ileri sürüyor. Federal hükümet sözcümüz “bu tür söylemlerde bulunanların kendi kendini diskalifiye ettiği” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklamayla yetinilmeli. (…) Cinayeti eleştirenler de söylemlerinde dikkatli olmalı ki, radikal İslamcı profiline yakıştırılmasınlar. Ancak toplum da uyum konusunda, Müslüman azınlığın haklı eleştirilerine kulak vermeli ve önce iğneyi kendisine batırmalıdır. “

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev bugün Münih’te biraraya geliyor. Görüşmenin gündeminde zor durumdaki Alman enerji şirketi Wadan- Werfen’in Rus Gazprom şirketine olası satışı yer alıyor. Opel’in Rus Sberbank’ın yatırımlarıyla Avusturya Kanada ortaklığındaki Magna şirketine devri de görüşmede ele alınacak. Hanoversche Allgemeine gazetesi yorumunda Rusya-Almanya ilişkilerinin güçlenmesinin iki devlete de avantaj sağlayacağı görüşünde:

“Rusya'nın geleceği sadece petrol ve doğalgaz satışı ile gelişmiş sanayi yapısıyla korunamaz. Rusya'nın kapsamlı bir modernizasyona ihtiyacı var. Canlı bir orta sınıf, yeni teknolojiler ve mesleki eğitim Rusya'da reformdan geçirilmesi gereken alanların başında geliyor. Anlaşılan o ki, Medvedev de bu durumu fark etti. Ayrıca Medvedev, Putin'den farklı olarak, Kremlin'in gücünü korumak ve krizi aşabilmek için toplumun sadece milliyetçi söylemlerle harekete geçirilemeyeceğini anladı. İnsanlar başarı görmek ve bu başarıyı cüzdanlarında fark etmek istiyor. Medvedev bu konuda Almanların yardımcı olabileceğini de idrak etmiş durumda. İkili ilişkilerdeki yeni süreç hem Almanya hem de Rusya için yeni fırsatlar doğuracaktır."

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Hülya Köylü