1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

16 Şubat 2012

Yunanistan'daki ekonomik kriz, Kosova'nın kuzeyinde yapılan referandum ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koyması öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/144Ye

Bild Zeitung, borç krizini atlatması için yeni malî yardım paketini bekleyen Yunanistan’a ilişkin yorumunda, “Yunanistan Cumhurbaşkanı bile Almanya’ya öfkeli sözler sarf ediyorsa, o halde bu ülke sonuna ulaşmıştır, dağılma sürecindedir” diyor ve yorumuna şu ifadelerle devam ediyor:

“Avrupa Birliği’ni işgalci güçler diye niteleyenlere, Almanlara Nazi diye küfredenlere yardım eli uzatılamaz. Ama bu konuya bir çizgi çekelim. Aradan geçen 18 aydan sonra devlet iflası ve Euro Bölgesi'nden ihraç kapıya dayanmıştır. Bu, Yunanlar açısından çok acıdır. Ancak Almanlar açısından da bu durumun, yardımda bulunmanın sonu anlamına geleceğini kimse hayal dahi etmesin! Öte yandan sadece devletin iflası, Yunanistan’da siyaset, ekonomi ve halk açısından yeni bir başlangıç umudu anlamına geliyor.”

Konstanz kentide yayımlanan Südkurier gazetesi de Yunanistan Cumhurbaşkanı Papulyas'ın açıklamalarını eleştiriyor.

“Yunanistan’da Cumhurbaşkanı’nın, Almanya’da olduğundan daha fazla yetkisi yok. Yunan Cumhurbaşkanı, kurtarma paketi üzerindeki müzakerelere ciddi bir darbe vuramaz. Asıl kaygı duyulması gereken Papulyas’ın dile getirdiklerinin, aslında halkın büyük çoğunluğunun da dilinin ucunda olduğudur. Yunanlar Avrupa’nın omuzlarına yüklediği tasarruf paketi nedeniyle adeta feryat ediyor ve suçlu arıyorlar. Ama bu suçluyu kendi ülkeleri içinde değil, Berlin ve Brüksel’de arıyorlar. Bu da resmi doğru görmelerini engelliyor ve yalnızca Yunanistan’ı yeni bir başlangıç yapmaktan daha da uzaklaştırıyor. Devletin zirvesindeki isim, gerçekleri cesurca dile getirmek yerine, vatandaşlarının yanılsamalarını güçlendiriyor. Bunlar, iflası önlemek bakımından son derece kötü şartlar.”

Ludwigshafen’da yayımlanan Rheinpfalz gazetesinin Kosova’da Sırp azınlığın katıldığı referandum sonuçlarına ilişkin yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Balkanların bu yöresinde etnik anlaşmazlıkların sona erdirilmesi için yıllarca devam eden çabaların yine başarısız kaldığı görülüyor. Kosovalı Sırplar Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç’e güven duymuyor, onun kendilerini AB adaylığı uğrunda kurban edeceğini düşünüyorlar. Referandum düzenlemelerinin sebeplerinden biri de, Kosovo ile Sırbistan’ın ilişkilerini düzeltmesini ve Belgrad ile Priştine arasında AB’nin talep ve aracılık ettiği diyaloğu engellemekti. Tadiç’in en sert tepkisi, ‘Referandum Sırbistan’ın çıkarlarına zarar veriyor’ sözleriyle ifadesini buldu. Bu durumda Avrupa Birliği'nin seçimler öncesinde Sırbistan’a adaylık statüsü vermesi şüpheli hale geliyor.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung Fransa’da Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin cumhurbaşkanlığı seçimlerine adaylığını koymasını şu şekilde yorumluyor:

“Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin, ilk turu 22 Nisan’da gerçekleşecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olacağını resmen açıklaması Fransa’da hiç kimseyi şaşırtmadı. Zira zaten uzun süredir halkın önüne çıktığında veya televizyonlara verdiği mülakatlarda seçim mücadelesini sürdürüyordu. Ancak belli ki Sarkozy takviminde bir değişikliğe gitti: Başlangıçta, tıpkı seleflerinin yaptığı gibi örneğin François Mitterand gibi adaylığını olabildiğince geç bir tarihte açıklamayı istiyordu. Ancak en büyük rakibi Sosyalist François Hollande ile arasındaki mesafe bir türlü kapanmak bilmediği için bu tarihi dört hafta önceye çekti. Sarkozy, adaylığını açıklayarak, anketlerde yüzde üç ila dörtlük bir artış kaydetmeyi, yani yeni bir hamle yapmayı umuyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

DW/AŞ/ÇA/EC